go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 3113 kişi  16 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

was

  • It's not really coming in pieces. It's coming in flakes. Cooking it at 325 was actually the right thing to do.
    Aslında parçalar halinde gelmiyor. Taneler içinde geliyor. 325 derecede pişirmek, aslına bakarsan yapılması gereken şeydi.
  • I was going to have him put up fliers, but I didn't trust him with a staple gun.
    Aslında ona el ilanları astıracaktım ama elinde zımba tabancasıyla ona güvenemedim.

  • What happened, in fact, was that my dad wrote a song.. ...in 1958, and it's quite a famous song......and I basically live off the royalties of that
    Aslında olanlar şöyle, babam 1958 yılında babam bir şarkı yazdı ve oldukça meşhur bir şarkı...ve temelde bu şarkının telif geliriyle yaşıyorum
  • I was gonna stop by your office, but
    I didn't want to get you in trouble.
    Aslında ofisine uğrayacaktım ama orda
    başının derde girmesini istemedim.
  • Uh,actually I was thinking right
    here in front of the fireplace...
    Aslında ben burada, şömine
    önünde, bu plaj havlusu...
  • Uh, actually, I was gonna
    say Ms. Celine Dion.
    Aslında Bayan Celine
    Dion diyecektim.
  • In fact when my mother
    was mad at me,
    Aslında annem bana kızdığında...
  • It was actually 3 years between albums. That seems like a long time to me.
    Todd Barry
    Aslında albümler arasında 3 yıl olmuştu.Bana çok uzun bir zaman gibi geliyor.
  • There was never a good war, or a bad peace.
    Benjamin Franklin
    Asla iyi bir savaş yada kötü bir barış olmamıştır.
  • He was playing soldier, and he put the pot over his head.
    Asker oynuyordu ve çanağı başının üstüne koydu.

  • I struggled to make it to the elevator. The place was filled with smoke. The elevator arrived and the hall was filled with firemen.
    Asansöre ulaşmak için gayret ettim. Her taraf dumanla dolmuştu. Asansör geldi ve koridor itfaiyecilerle doldu.
  • The guy in the elevator
    thought it was a hydrogen bomb.
    Asansördeki eleman hidrojen bombası sandı.
  • No-one was making him rush any more, everything was left up to him.
    Artık kimse onu acele ettirmiyor, her şey ona bırakılmış durumda
  • I stopped and had a drink with him for old time’s sake, even though he was no longer a good friend.
    Artık iyi bir arkadaş olmamasına rağmen.eski günlerin hatırına durdum ve onunla bir içki aldım.
  • Now I'm in chains like my people . And I must bow my head. Almost everything was taken from us.
    Artık halkım gibi zincire vuruldum. Boyun eğmek zorundayım. Neredeyse şey elimizden alındı.
  • I don't want to hear anymore about it. Chief Peter's death was not an accident!
    Artık bunun hakkında bir şey duymak istemiyorum. Şef Peter'ın ölümü bir kaza değildi!
  • Our friends said she had a boyfriend
    who was her partner.
    Arkadaşlarımız ortağı olan bir
    erkek arkadaşı olduğunu söylediler.

  • So I sped home to save my friend's life, and I was stopped for speeding.
    Arkadaşımın hayatını kurtarmak için hız yapıyordum ve hız yaptığım için durduruldum.

  • Archer was amused by the smooth hypocrisies of his peers.
    Archer akranlarının ikiyüzlülüğü ile eğlendi.
  • I should've called to let you know I was gonna be late. Okay?
    Arayıp geç kalacağımı haber vermem gerekirdi. Tamam mı?


26,500 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025