go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 766 kişi  27 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

trying

tried, tried, trying, tries
  • - I'm trying to tell you something, okay? I'm trying to tell you that... You're not alone. I'm trying to tell you that I...
    - Sana bir şey demeye çalışıyorum, tamam mı? Sana söylemeye çalıştığım... Yalnız değilsin. sana söylemeye çalıştığım... ben...
  • - I'm trying to tell you...
    - Mama, please!
    - Sana anlatmaya çalışıyorum.
    - Anne, lütfen!
  • - What is all this?
    - Don't worry. I'm your father.
    - He's my enemy, trying to kidnap you.
    - I'll explain everything in the car.
    - Uncle, what is going on?
    - Nedir tüm bunlar?
    - Endişelenme! Ben senin babanım.
    - O benim düşmanım, seni kaçırmaya çalışıyor.
    - Arabada herşeyi anlatacağım.
    - Amca, neler oluyor?
  • - Why are you wearing makeup?
    - I was trying to make myself feel better. I swiped the new fall color at the Clinique counter at Macy's.
    - You stole these?
    - I was out of cash, it was an emotional emergency.
    - Joe will be so angry.
    - Neden makyaj yaptın?
    - Kendimi iyi hissetmeye çalışıyordum. Macy's deki Clinique reyonundan yeni bahar rengini aşırdım.
    - Bunları çaldın mı yani?
    - Nakit param yoktu, duygusal bir acil durumdu.
    - Joe çok kızacak.
  • - Why are you wearing makeup?
    - I was trying to make myself feel better. I swiped the new fall color at the Clinique counter at Macy's.
    - You stole these?
    - I was out of cash, it was an emotional emergency.
    - Joe will be so angry then.
    - Neden makyaj yaptın?
    - Kendimi iyi hissetmeye çalışıyordum. Macy's deki Clinique reyonundan yeni bahar rengini aşırdım.
    - Bunları çaldın mı yani?
    - Nakit param yoktu, duygusal bir acil durumdu.
    - Joe çok kızacak öyleyse.
  • - What are you trying to say?
    - Nothing.
    - Excuse me, sir! Was that drug harmful in any way?
    - Of course, it wasn' t!
    - Ne söylemeye çalışıyorsun?
    - Hiçbir şey.
    - Afedersiniz efendim. Bu ilaç hiçbir şekilde zararlı değil miydi?
    - Tabi ki değildi.
  • - I was born purple ...so purple they thought I was dead. True or false. They ignored me for two hours while trying to save my mother. Then they decided to wash me, so I'd look decent for the funeral.
    - Mor doğmuşum... o kadar mor ki beni ölü zannetmişler. Doğru ya da yanlış. Annemi kurtarmaya çalıştıkları iki saat boyunca ilgilenmemişler benle. Sonra cenazede düzgün gözükeyim diye beni yıkamaya karar vermişler.
  • - Has anyone been in touch with Luca?
    - We've been trying all night.
    - Luca'yla görüşen var mı?
    - Bütün gece denedik.
  • - I can't equalize my ears.
    - Ok. Are you going to report to the guardian, trying to get equalized?
    - Kulaklarımı dengeleyemem.
    - Tamam. Dengelenmesine çalışırken gardiyana bildirecek misin?
  • - I was scared.
    - Scared of what?
    - Of losing him. And I guess that's what I did. I lost him.
    - You were just trying to find your way. What else can we do?
    - Korkuyordum.
    - Neyden korkuyordun?
    - Onu kaybetmekten. Ve sanırım yaptığım bu. Onu kaybettim.
    - Sen sadece kendi yolunu bulmaya çalışıyordun. Başka ne yapabiliriz?
  • - I'm trying to impress my date.
    - You shouldn't have brought her here.
    - Kız arkadaşımı etkilemeye çalışıyorum.
    - Onu buraya getirmemeliydin.
  • - Hey, man. Man. Tell me.. ...should l be worried?
    - No, boss.
    - Shut the fuck up! People is trying to jack my loads here in Miami. I own this fucking town. You see? This is my town.
    - Hey, dostum. Dostum. Endişelenmeli miyim... söyle.
    - Hayır, patron.
    - Sen kapa lanet çeneni! İnsanlar burada Miami'de bana torpil yaptırmaya çalışıyorlar. Bu lanet şehir benim. Gördün mü? Bu benim şehrim.
  • - You always made trying to love a wild thing. You were always lugging home wild things. Remember? ...A hawk with a broken wing, a full grown wildcat with a broken leg...
    - Hep vahşi şeyleri bana sevdirmaye çalışırdın. Eve devamlı vahşi birşeyler getiriyordun. Hatırladın mı? ...Kanadı kırık bir atmaca... ya da artık kocaman olmuş kırık bacaklı bir yaban kedisi...
  • - She was trying to change her life.
    - Speaking from experience?
    - Hayatını değiştirmeye çalışıyormuş.
    - Tecrübelerinden mi konuşuyorsun?

  • -Your adopted son is missing.
    - Yes. We already reported that he's missing.
    - I'm aware of it. But it's hard to reach you.
    - What are you trying to say?
    - Evlat edindiğin oğlun kayıp.
    - Evet. Kayıp ihbarı yaptık.
    - Farkındayım. Ama size ulaşmak zor.
    - Ne söylemeye çalışıyorsun?
  • - I am trying to figure out how the hell you get back to your apartment. Then you find you got this super-size doorknob so you can't get the key in, and all your clothes and razor's inside.
    - Dairene nasıl geri girebildiğini anlamaya çalışıyorum. sonra bu dev bıyuttaki kapı tokmağın olduğunu anlıyorsun, bu yüzden de anahtarı sokamıyorsun ve tüm elbiselerinle tıraş makinen içeride.
  • - A lot of guys around here have tried all kinds of approaches. No dice.
    - What's she trying to prove?
    - Buralardaki birçok erkek her türlü yaklaşımı denedi. Hıç başarılı olamadılar.
    - O ne kanıtlamaya çalışıyor ki?
  • - That'll be the main building. Fifteen stories high. That's the laboratory. World's finest equipment...
    - What are you trying to do?
    - l've taken the job.
    - Why?
    - My reasons are my own.
    - Bu ana bina olacak. 15 kat yüksekliğinde. Bu labaratuvar. Dünyanın en iyi araçları...
    - Ne yapmaya çalışıyorsun?
    - İşi aldım.
    - Niye?
    - Kendimce nedenlerim var.
  • - How about some more of Stifmeister' collegiate concoction?
    - This thing is like half alcohol. You're just trying to get me drunk.
    - Mary, would I do that?
    - My name's Christy
    - Biraz daha Stifmeister' Koleji karışımına ne dersin?
    - Bu şeyin yarısı alkol sanki. Beni sarhoş etmeye mi çalışıyorsun?
    - Ben hiç öyle şey yapar mıyım Mary?
    - Benim adım Christy.
  • - Do you know how hard it is for me to go to the cemetery?
    - I was just trying to help him get back to some kind of life.
    - He was coming back. Don't you realize how he's changed these past weeks? His apartment, his life? He fell in love. Why do you want to rush things?
    - Benim için mezarlığa gitmenin ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
    - Sadece onun hayata dönmesine yardım etmeye çalışıyordum.
    - Dönüyordu zaten. Şu geçtiğimiz haftalarda ne kadar değiştiğini farketmiyor musun? Evi, hayatı? Aşık oldu. Neden işleri aceleye getirmek istiyorsun?

1,908 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024