go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 738 kişi  28 Nis 2024 
 En çok kullanılan kelimeler
 En çok kullanılan fiiller
 Sınav Kelimeleri
 Diğer
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

leaves
left, left, leaving, leaves
f. ayrılmak, bırakmak, terketmek; yola çıkmak; kalkmak; kalmak; unutmak (eşya); vazgeçmek, caymak
i. müsaade, izin, ruhsat; veda
[leaf] i. yaprak, sayfa, kanat (masa), folyo
  • He transformed leaves into Money
    Yaprakları paraya değiştirdi,
  • So anybody leaves anything here, you could just take it.
    Yani biri buraya birşey bırakacak ve onu alabileceksin, öyle mi?

  • Now look, his plane leaves at 1 0: 1 5, we're getting up at about 8.
    Şimdi bak, uçağı 10:15'de kalkıyor, Biz 8'de çıkacağız.

  • The baby was born as the first leaves of autumn fell. A baby boy. And Marian's wish came true. The boy had white hair.
    Sonbaharın ilk yaprakları düşerken, bebek dünyaya geldi. Erkek bir bebek. Ve Marian'ın dileği gerçek oldu. Bebeğin beyaz saçları vardı.
  • Unhappily there are not many to learn, as the only train tomorrow leaves as I say.
    Ne yazık ki ,söylediğim gibi, tek tren yarın hareket ettiği için öğrenecek çok şey yok,
  • Great music is that which penetrates the ear with facility and leaves the memory with difficulty. Magical music never leaves the memory.
    Thomas Beecham
    Harika müzik, kulağa ustalıkla giren ve hafızadan kolay kolay çıkmayandır. Sihirli müzik, hafızadan asla çıkmaz.
  • That leaves a 10% chance he's still alive. The owner of the eyelash is the murderer.
    Bu halen hayatta olmasına yüzde on şans bırakır. Kirpiğin sahibi katil.
  • After he leaves the pool hall, he usually goes to the supermarket and gets the food for the week.
    Bilardo salonunu terk ettikten sonra, genellikle süpermarkete gider ve haftalık yiyeceği alır.

  • The baby was born as the first leaves of autumn fell.
    Bebek, sonbaharın ilk yaprakları düşerken dünyaya geldi.
  • The baby was born as the first leaves of autumn fell. A baby boy. And Marian's wish came true.
    Bebek, ilk sonbahar yaprakları düştüğünde doğdu. Bir oğlan. Böylece Marian'ın dileği gerçek oldu.
  • A female biology professor is charged with murder after a shooting at a US university leaves three people dead.
    Amerikan üniversitesindeki bir silah atışından,üç kişinin ölmesi sonucunda bir bayan biyoloji prefesörü cinayetle itham edildi.
  • - Manager works his butt off. He arrives before the team. He leaves after the team.
    - Think you can handle this thing ?
    - Menejer çok sıkı çalışıyor. Takımdan evvel geliyor. Takımdan sonra çıkıyor.
    - Sence bu işin altından kalkabilir mi?
  • - This tree used to have fragrance and sometimes we got some honey. For some reason, it's been years since the last time it had leaves and flowers.
    - Bu ağacın bir kokusu vardı ve bazen de bal alırdık bundan. Bir sebepten dolayı son yapraklarını verdiği zamanın üzerinden de yıllar geçti..
  • - The first leaves of autumn fell a baby boy. And Marian's wish came true. The boy had white hair and he was baptized.
    - Sonbaharın ilk yaprakları bir oğlan çocuğu olarak döküldüler. Ve Marian'in dileği gerçek oldu. Çocuğun beyaz saçları vardı ve vaftiz edilmişti.
  • 'Come, my head's free at last!' said Alice in a tone of delight, which changed into alarm in another moment, when she found that her shoulders were nowhere to be found: all she could see, when she looked down, was an immense length of neck, which seemed to rise like a stalk out of a sea of green leaves that lay far below her.
  • A belief which leaves no place for doubt is not a belief; it is a superstition.
    Jose Bergamin
  • A belief which leaves no place for doubt is not a belief; it is a superstition.
    Jose Bergamin
  • A century of convulsive change leaves huge demographic gouge marks.
    Todd Gitlin
  • A civilization which leaves so large a number of its participants unsatisfied and drives them into revolt neither has nor deserves the prospect of a lasting existence.
    Sigmund Freud
  • A discerning eye needs only a hint, and understatement leaves the imagination free to build its own elaborations.
    Russell Page

233 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024