En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
heard,
heard,
hearing,
hears
[hear] f. duymak, işitmek, dinlemek, kulak vermek, ifadesini almak, haber almak, mektup almak, öğrenmek, onaylamak - Have you ever heard of egg salad?
Yumurta salatası diye birşey duymadın mı?
- I was up in my office and I heard that sound, your sound.I don't know who you are.
Yukarıda ofisimdeydim ve o sesi duydum, senin sesini. Kim olduğunu bilmiyorum. - No, I heard the sound in the bedroom again.
Yo, yine yatak odasında sesler duydum. - All seven of us. We never heard from her again.
Yedimizi birden. Bir daha ondan hiç haber alamadık.
- He had lost the will to sustain his existence.
- Yes, I heard about that unfortunate accident with the raccoon.It was terrible for him. Varlığını sürdürmek için yaşama arzusunu yitirmişti.
-Evet, rakunla olan talihsiz kazayı duymuştum. Onun için korkunç bir şey. - Have you ever heard of this thing called mooning?
Şu "mooning" denen şeyi duydun mu?
- It's a language he's just never heard it spoken aloud.
Şimdiye kadar sesli konuşulduğunu bile hiç işitmediği bir dildir. - I've heard a lot about you.. and I've been anxious to meet you.
Sizin hakkınızda çok şey işittim.. ve sizinle tanışmak için can atıyordum. - What can I do for you? I heard on the grapevine you were leaving.
Senin için ne yapabilirim? Üzüm bağında duyduğum kadarıyla gidiyormuşsun. - Heard a lot about you.
Senin hakkında çok
şey duydum.
- You, too. I heard they got you running the department now.
Sen de. Seni bölümün başına geçirdiklerini duydum.
- You, too. I heard they got you
running the department now. Sen de. Seni bölümün başına
geçirdiklerini duydum.
- I think I heard her say something about a bench.
Sanırım onu bank ile ilgili bir şey söylerken duymuştum.
- I heard about your medical leave. How are you feeling?
Sağlık sorunlarından dolayı izin aldığını duydum. Nasılsın?
- He remained in this state of empty and peaceful rumination until he heard the clock tower strike three in the morning.
Sabahleyin saat kulesinin saat 3 ü vurduğunu duyuncaya kadar,o,boş ve barışdolu düşünce durumunda kaldı. 02.11.2010 karani - ?eviren: Duran !- I assume you've heard that another woman's gone missing in Rockville.
Rockville'de bir kadının kaybolduğunu duyduğunu farz ediyorum.
- I assume you've heard that another
woman's gone missing in Rockville. Rockville'de bir kadının kaybolduğunu
duyduğunu farz ediyorum.
- You turned on the radio and heard all kinds of things.
Luc Ferrari Radyoyu açtın ve her türlü şeyi duydun. 18.06.2010 onr - ?eviren: derya !- You heard him, brian.
Pick up my poop. Polisi duydun, Brian. Kakamı temizle. - When the boss heard that personnel had not done his job right, he angrily warned him
Patron, personelin işini düzgün yapmadığını duyunca kızgın bir şekilde onu uyardı.
896 c?mle
|