go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 666 kişi  22 Tem 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

your

zm. senin, sizin
  • Make your son grow strong in a world like this.This isn't a good world.
    Oğlunu böyle bir dünyada güçlü yetiştirmeye çalış. Dünya kötü.
  • Your son finally gets a friend,
    Oğlun sonunda bir
    arkadaş edinmişken,…
  • They've killed your son Paolo!
    Oğlun Paolo'yu öldürdüler!
  • After your son died I had an affair That was just an affair.. the kind that is mentionedin the press, with a politician.
    Oğlun öldükten sonra, bir ilişkim oldu. Basit bir ilişki...bir politikacıyla, basında çıkacak türden.
  • After your son died I had an affair.
    Oğlun öldükten sonra bir ilişkim oldu.
  • Your son is not interested in gymnastics, and you're pushing him.
    Oğlun jimnastik ile ilgilenmiyor, ve sen onu zorluyorsun.

  • Put in a call to your office.
    Explain that you'll be there tomorrow.
    Ofisini ara.
    Yarın orada olacağını söyle.
  • What's wrong with the one in your office?
    Ofisindekinin nesi var?

  • I'll try to sleep in my office.
    It's friday night, doc. Shouldn't you and your girlfriend be, you know, doing it?
    Ofisimde uyumaya çalışacağım.
    Bu gece cuma gecesi, doktor. Bilirsin ya sen ve kız arkadaşının iş üstünde olması gerekmiyor mu?
  • We're gonna use them to enclose ourselves inside the room. Hold up your hands. We're gonna hand you the curtains.
    Odanın içinde kendimizi kapatmak için onları kullanacağız. Ellerini kaldır. Sana perdeleri vereceğiz.
  • Oh, buddy, you can't
    call the posters in
    your room girlfriends.
    Odandaki posterler, senin kız
    arkadaşın değil dostum.
  • Stay in your room and wait for Eric.
    Odanda kal ve Eric’i bekle.

  • He'd fall right off his desk! And it's a funny sort of business to be sitting up there at your desk, talking down at your subordinates from up there, especially when you have to go right up close because the boss is hard of hearing.
    O,onun masasından düşecekti,onun orada senin masanda oturuyor olması,oradan astlarıyla konuşması çok komik bir işti,özellikle,şefin duyması zor olduğundan,sen buradan gitmek zorunda olduğun zaman.
  • He isn’t interested in your money.
    O, senin paranla ilgilenmiyor.

  • Then, good-night, your Majesty, and I trust that we shall soon have some good news for you.
    o zaman, iyi geceler majesteleri ve güveniyorumki yakında sizin için güzel haberlerimiz olacak.
  • Then put on your headphones!
    O zaman kulaklık tak!
  • She feels that she should mourn the death of your son.
    O oğlunun ölümünün arkasından yas tutması gerektiğini düşünüyor.
  • Then why on earth should I go to your place.
    O halde ne diye senin yerine geleyim.
  • Well, then this wasn't even
    your worst date this month.
    O halde bu ay geçirdiğin en
    kötü randevu bu değilmiş.
  • That sweet, naive hick you're marrying might buy
    this loving, cooperative attitude, but not your mommy.
    O evleneceğin tatlı, saf köylü
    bu sevecen, yardımsever tavırları
    yer belki ama annen yemez

10,627 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025