[US (United States) ] i. amerika birleşik devletleri, bize, bizi
- Kurt leads him down a dead end, so he'd drop it.
- You underestimated Tippin. Agent Kurtz' lack of field experience put us all at risk. What are you doing using a junior agent, Jack?
- Kurt onu ölü çıkmaza dek yönlendirir, ve o da atar.
- Trippin'i küçümsedin. Ajan Kurtz'un saha tecrübesi eksikliği hepimizi riske atar. Acemi bir ajanı kullanmakla ne yapıyorsun, Jack?
- Tell us who you will marry. Choose one of us! If you want a merry an handsome lady, give me a sign. Maybe you prefer a more settled and boring type.
- Kiminle evleneceğini söyle bize. Seç birimizi! Eğer güzel bir bayanla evlenmek istiyorsan, bana bir işaret ver. Belki de daha olgun ve sıkıcı birini tercih edersin.
- We'll need a full autopsy.
- With emphasis on the cranial and oral areas. Let us know when the report comes in, will you, please?
- Kapsamlı bir otopsiye ihtiyacımız olacak.
- Kafatası ve oral bölgeler üzerinde durulan noktalarla birlikte. Rapor geldiğinde bize bildirin, olur mu, lütfen?
- Be human! Why should we hurt him? He´s done us no harm.
- You want everybody happy.
- I don´t believe in making anybody unhappy if I don´t have to.
- İnsan ol! Niye canını acıtalım ki? Bize bir zararı dokunmadı?
- Herkes mutlu olsun istiyorsun.
- Zorunda kalmadığım sürece kimseyi mutsuz etmeye inanmıyorum.
- Welcome. Shall we join to the living room ?
- John, Warren brought us beer.
- Ah thank you, Warren. Have a seat. Right here, you take that. Okay. So, uh... what do you do back in Auclair ?
- Well, my brother and I, we have a shoe store.
- Hoş geldin. Salona geçelim mi?
- John, Warren bize bira getirmiş.
- Ah, teşekkür ederiz, Warren. Gel otur. Buraya, sen bunu al. Tamam. Eee ımm... Auclair'de neler yapıyorsun?
- Şey, kardeşim ve ben, bizim bir ayakkabı mağazamız var.
- What I mean is.. it was worth it. Dear Lord., we've come to the end of our journey. In a little while,we will stand before you. I pray for you to be merciful. Judge us notfor our weakness.
- Demek istediğim... buna değerdi. Sevgili Lordum, yolculuğumuzun sonuna geldik. Çok kısa bir süre sonra sizin önünüzde yer alacağız. Merhametli olmanız için dua ediyorum. Bizi zayıflığımızla yargılamayın.
- Dancing and exercise can keep you fit and happy. For us this is no Ionger just a hobby, it has become a passion. And now,an incredibIe story ...
- Dansetmek ve egzersiz yapmak seni fit ve mutlu tutar. Bizim için bu, artık sadece bir hobi olmaktan çıkıp, bir tutku haline geldi. Ve şimdi de inanılmaz bir hikaye...
- I need a very strong man.
- I'm strong.
- I need a leader.
- I have all the qualities of leadership.
- I'm interested in so many vital political things.
- Me, too. That binds us together.
- Çok güçlü bir adama ijtiyacım var.
- Ben güçlüyüm.
- Bir lidere ihtiyacım var.
- Liderliğin tüm niteliklerine sahibim.
- Bir çok hayati politik şeyle ilgileniyorum.
- Ben de. Bu bizi birbirimize bağlar.
- You said you were going to Cornwall.
- Truro is in Cornwall. You got any money?
- Yeah, some.
- You can get us something to eat and a cup of tea at the next services.
- We won't be stopping after that. The truck has to be back in the yard by 7:00..
- Bobby. Is that a rabbit's foot? We in Cornwall yet?
- Surprise, surprise, awake at last.
- Cornwall'a gittiğini söylemiştin.
- Turro Cornwall'da. Hiç paran var mı?
- Evet, biraz.
- Gelecek servisten bize yiyecek birşeyler ve bir fincan çay alabilirsin.
- Bundan sonra durmayacağız. Kamyonun saat 7'de depoya geri dönmesi gerekiyor.
- Bobby. Bu tavşan bacağı mı? Cornwall'a geldik mi artık?
- Sürpriz, sürpriz, sonunda uyandı.