- This isn't your first lie either.
- He tells you he killed his grandma with a hammer? Really?
- No. Second lie.
- Why'd you say that?
- To scare you.
- Bu da senin ilk yalanın değil.
- Sana büyükannesini bir çekiçle öldürdüğünü mü söylüyor? Gerçekten mi?
- Hayır. İkinci yalan.
- Neden böyle söylüyorsun?
- Seni korkutmak için.
- l want to be strangled. Say it!
- I want to be strangled. Don't pull too hard
- You're frightened, huh?
- I'm terrified.
- Are you serious? You're teasing me. You don't look terrified.
- Boğazlanmak istiyorum. Söyle şunu.
- Boğazlanmak istiyorum. Çok sert çekme!
- Korktun, ha?
- Korktum.
- Ciddi misin? Beni azdırıyorsun. Korkmuş gibi görünmüyorsun.
- I was happy to get your call, and learn that you were finally in town. I bet that trip did you a lot of good after all you been through.
- I sent you a card, did you get my card?
- Oh yes. Lovely card, thanks.
- But I want to say to you in person. I am so sorry about Helen. I only met her than once, but we talk often on the phone after the engagement.
- Aradığına ve sonunda şehre geldiğini öğrendiğime sevindim. Yaşadıklarından sonra eminim bu seyahat sana iyi gelmiştir.
- Sana kart gönderdim, aldın mı kartımı?
- Oh, evet. Güzel karttı, teşekkürler.
- Ama karşılıklı da söylemek isterim. Helen için çok üzgünüm. Onunla bir kez tanıştım ama nişandan sonra sık sık telefonda konuştuk.
- I was happy to get your call, and learn that you were finally in town. I bet that trip did you a lot of good after all you been through.
- I sent you a card, did you get my card?
- Oh yes. Lovely card, thank you.
- But I want to say to you in person. I am so sorry about Helen. I only met her than once, but we talk often on the phone after the engagement.
- Aradığına ve sonunda şehre geldiğini öğrendiğime sevindim. Yaşadıklarından sonra eminim bu seyahat sana iyi gelmiştir.
- Sana kart gönderdim, aldın mı kartımı?
- Oh, evet. Güzel karttı, teşekkür ederim.
- Ama karşılıklı da söylemek isterim. Helen için çok üzgünüm. Onunla bir kez tanıştım ama nişandan sonra sık sık telefonda konuştuk.
- I was happy to get your call, and learn that you were finally in town. I bet that trip did you a lot of good after all you been through.
- I sent you a card, did you get my card?
- Oh yes. Lovely card, thank you.
- But I want to say to you in person. I am so sorry about Helen. I only met her than once, but we talk often on the phone after the engagement. She was a fine woman. A fine fine human being.
- Aradığına ve sonunda şehre geldiğini öğrendiğime sevindim. Yaşadıklarından sonra bahse girerim bu seyahat sana iyi gelmiştir.
- Sana kart gönderdim, aldın mı kartımı?
- Oh, evet. Güzel karttı, teşekkür ederim.
- Ama karşılıklı da söylemek isterim. Helen için çok üzgünüm. Onunla bir kez tanıştım ama nişandan sonra sık sık telefonda konuştuk.