-I don't want to work with him in the same office.
- You won't see him here anyway. He's always out for breaking news, and you're doing the fashion page.
-Onunla aynı ofiste çalışmak istemiyorum.
-Onu burada hiçbir şekilde görmeyeceksin. Son dakika haberleri için her zaman dışarıda olur ve sen moda sayfasını yapıyorsun.
- Are you still gonna lie to me?
- Teacher, I really didn't steal it.
- Then why did you hide it?
- I was afraid of getting accused because I had the same amount.
- Yine bana yalan mı söyleyeceksin?
- Öğretmenim, parayı gerçekten çalmadım.
- O zaman neden sakladın?
- Suçlanmaktan korktum çünkü benim param da aynı miktarda.
- And later we will celebrate with a glass of wine. When you guys finish, he'll die of poison. The poison is not in the wine. l'll glue it to the glass so when you pour the wine, no one will know of the trick. Around 15 minutes later he'll start to feel a little something. And that's when you leave the house through this door. l'll be waiting for you in the car. And we'll return to China by the same jet.
- Ve sonra, bir bardak şarapla kutlayacağız. Siz bitirdiğinizde, zehirden ölecek. Zehir şarapta değil. Onu bardağa yapıştıracağım böylece sen şarabı döktüğünde, kimse hileyi anlamayacak. Yaklaşık 15 dakika sonra az bir şeyler hissetmeye başlayacak. Ve bu sırada sen bu kapıdan evden çıkacaksın. Seni arabada bekliyor olacağım. Ve aynı jetle Çin'e geri döneceğiz.
- All rap music sounds exactly the same to me.
- I tell you what... I know a 12-year-old who'd kill you for saying that.
- Really?
- Yes.
- Tüm rap müzikler bana aynıymış gibi geliyor.
- Sana birşey diyeyim... Bunu söylediğin için seni öldürebilecek 12 yaşında birini tanıyorum.
- Gerçekten mi?
- Evet.
- We've convinced them to throw our official support to Sheridan. If the Narn were to do the same in a joint statement, it might help. If two forces recently at war with one another can agree on this.
- Sheridan'a resmi desteğimizi vermek için onları ikna ettik. Eğer Narn ortak ifadede aynı şeyi yaparsa, yararı olabilir. Şayet her iki kuvvet birbiriyle savaş haline girerse bunda hemfikir olabilirler.
- The power of the money, right?
- Oh, man. Hookers make pretty much the same hourly rate that lawyers do.
- Taylor, why are you telling me all this?
- Paranın gücü, değil mi?
- Oh dostum. Fahişeler neredeyse avukatların saatlik ücreti kadar para kazanıyorlar.
- Bunları bana niye anlatıyorsun, Taylor?