go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 6103 kişi  12 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

could

[can] f. ebilmek, yapabilmek
  • - This is a recent issue, and there's an article in here written by "a keen mind of the South", who...My former vice-president, John Calhoun, perhaps.
    - Could it be?
    - Bu, son zamanların konusu, ve burada 'Güney'in keskin zihni' ki bu ... belkide benim önceki başkan yardımcım John Calhoun tarafından yazılmış bir makale var.
    - Olabilir mi?
  • - I could hardly find this old lady. She died a week before and no one knew ...except her poodle.
    - Bu yaşlı bayanı zorla bulabildim. Bir hafta önce ölmüş ve hiç kimse bilmiyordu ...kanişi hariç.
  • -How could this happen? So, you didn't know this?
    - I definitely never heard about that.
    - Bu nasıl olabilir? Ee, bunu bilmiyor muydun?
    - Ben kesinlikle bunun hakkında bir şey duymadım.
  • - I've been thinking a lot about that. You know what we have to do? We have to report him to Langley. Now, I could do it myself but those are your books. They'll need your testimony to make a case against him.
    - He might have been part of the KGB, but we don't know what role he played in those murders.
    - You're kidding yourself.
    - Bu konuda çok düşündüm. Ne yapmamız gerekir biliyor musun? Onu Langley'ye rapor etmeliyiz. Şimdi bunu kendim yapabilirim ama bunlar senin kitapların. Ona karşı dava açmak için senin ifadene ihtiyaçları olacak.
    - KGB'nin bir parçası olabilir ama o cinayetlerde ne rol oynadığını bilmiyoruz.
    - Kendini kandırıyorsun.
  • - This must be stopped. How shall I do it? Sleeping pills...
    - Not sure enough.
    - I could hang myself.
    - No.No, if you did it wrong it could be painful.
    - Bu iş sona ermeli. Nasıl yapacağım? Uyku hapı...
    - Çok emin değilim.
    - Kendimi asabilirim.
    - Hayır. Hayır. Yanlış yaparsan acı verici olabilir.
  • - That area is restricted to visitors. But, you know I could make an exception.
    - I must say I'm impressed.
    - Bu bölüm ziyaretçilere yasak. Ancak bir istisna yapabileceğimi biliyorsunuz.
    - Etkilendiğimi söylemeliyim.
  • - That was a year ago. She was all we had to carry. But she could hardly walk so I left her in the hospital. Some woman in labour screamed. That frightened her.
    - Bu bir yıl önceydi. Taşıyacağımız tek şey oydu. Ama güçlükle yürüyordu bu yüzden onu hastahanede bıraktım. Doğuran bir kadın çığlık atıyordu ve bu da onu korkuttu.
  • - That is not an excuse but it is an explanation. l thought l could handle it, had control. But with guys like Sam , l'm just way overmatched.
    - Bu bir bahane değil , bir açıklama. Üstesinden gelebileceğimi sandım, kontrolü aldım. Ama Sam gibi insanlarla ortak olmamam gerek.
  • - Could you favor me with a little money?
    - What for?
    - If a man cannot earn, he must borrow.
    - That's hardly the way to go about it.
    - Bu az miktardaki parayı alarak bana bir iyilik yapar mısın?
    - Ne için bu?
    - Eğer bir erkek kazanamıyorsa borç isteyebilmeli.
    - Bu işi halletmenin yolu pek de bu değil.
  • - I'll come for something to eat.
    - Well, that's good. Maybe you could stand down there near the lamppost.
    - Fine, but only because it's you.
    - I appreciate .it.I'll treat you to a beer later on.
    - Birşeyler yemeğe geleceğim.
    - Şey, bu iyi. Belki aşağıda sokak lambasının orada durursun.
    - Tamam, ama sadece senin için.
    - Minnetarım. Daha sonra sana bir bira ikram ederim.
  • - I could have prepared something.
    - I didn't want you to know.
    - Bir şeyler hazırlatırdım.
    - Bilmeni istemedim.
  • - Can I have a hot dog, please? I've got 15 cents someplace. Can I have some ketchup?
    - We don't have any.
    - No ketchup?
    - Right.
    - Could I have some relish on it?
    - I don't have any relish.
    - Bir sosisli sandiviç alabilir miyim lütfen? Bir yerlerde 15 sentim olacaktı. Ketçap alabilir miyim?
    - Hiç yok.
    - Ketçap yok mu?
    - Yok.
    - Üzerine biraz çeşni alabilir miyim?
    - Hiç çeşni yok.
  • - Could we speak for a few moments? - Sure.
    - Bir kaç dakika konuşabilir miydik? - Tabi.

  • - Could we speak for a few moments? - Sure.
    - Bir kaç dakika konuşabilir miydik? - Tabi.

  • - She said I could invite some friends. - Maybe.
    - Bir kaç arkadaşımı davet edebilirmişim. - Belki.

  • - I began to see a way... a terrible way. I could finally triumph......over God.
    - "Herr Mozart"? I have come to commission work from you.
    - What work?
    - A Mass for the dead.
    - What dead? Who is dead?
    - A man who deserved a Requiem Mass and never got one.
    - Who are you?
    - Bir çıkar yol görmeye başladım... korkunç bir yol. Nihayet Tanrı'ya karşı zafer kazanacağım.
    - Bay Mozart? Sizinle komisyonla iş yapmaya geldim.
    - Ne işi?
    - Bir ölü ayini.
    - Ne ölüsü? Kim öldü?
    - Bir Ağıt Ayinini hakkeden ve sahip olmayan biri.
  • - I began to see a way... a terrible way. I could finally triumph......over God.
    - "Herr Mozart"? I have come to commission work from you.
    - What work?
    - A Mass for the dead.
    - What dead? Who is dead?
    - A man who deserved a Requiem Mass and never got one.
    - Who are you?
    - Bir çıkar yol görmeye başladım... korkunç bir yol. Nihayet Tanrı'ya karşı zafer kazanacağım.
    - Bay Mozart? Sizinle komisyonla iş yapmaya geldim.
    - Ne işi?
    - Bir ölü ayini.
    - Ne ölüsü? Kim öldü?
    - Bir Ağıt Ayinini hakkeden ve sahip olmayan biri.
    - Kimsin sen?
  • - Where does a man get inspiration to write a song like that?
    - Well, he gets it from the landlady once a month.
    - It's utterly beautiful. I wish I could be creative.
    - Oh, sweetie, you are..
    - Bir adam böyle bir şarkı yazmak için nereden ilham alır?
    - Şey, onu ayda bir ev sahibinden alıyor.
    - Çok güzel. Keşke ben de yaratıcı olsaydım.
    - Oh, tatlım. Öylesin.
  • - Give me the knife! What beautiful hands you have. Why use them for violence... when you could use them for other things?
    - Bıçağı bana ver! Ne kadar güzel ellerin var. Onları başka şeyler için kullanmak varken... neden şiddet için kullanıyorsun?
  • - Bernie, I'm so glad to see you!
    - I wish I could say the same.I was just drawing up the will.
    - Bernie, seni gördüğüme ne kadar da memnun oldum.
    - Keşke ben de aynını söyleyebilseydim. Ben vasiyet hazırlıyorum.

5,681 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025