go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 144 kişi  17 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

own

owned, owned, owning, owns
f. sahip olmak
zm. kendi
s. öz, kendisinin
  • I wanted to drive, but she insisted
    that she go on her own.
    Ben götürmek istedim ama
    kendi başına gitmekte ısrar etti.

  • Perhaps it is your own immorality that has contaminated us.So we will fix this by removing ourselves from your immorality.
    Belki de bizleri kirleten senin ahlaksızlığındır. Bu sorunu senin ahlaksızlığından kendimizi sıyırarak halledebiliriz.
  • Oh, wait, I can hurdle my own leg
    Bekle, 90'larda yaptıkları gibi...
  • For my own part, now that his horrible danger is not face to face with us, it seems almost impossible to believe in it.
    Bana göre,mademki onun korkunç tehlikesiyle yüzyüze değiliz,ona inanmak neredeyse imkansız gibi görünüyor.
  • Look,you're the one who said
    I needed to get my own place.
    Bak, kendi yerime çıkmam
    gerektiğini söyleyen sendin.
  • No fathers or mothers think their own children ugly.
    Miguel de Cervantes
    Babalar yada anneler çocuklarının çirkin olduğunu düşünmezler.
  • It seems unlikely for this child to return home as his mother having rejected him for her own lifestyle.
    Annesi kendi hayat tarzı nedeniyle onu reddetmiş olduğu için bu çocuğun eve dönmesi uzak bir ihtimal görünüyor.
  • But later that night, when I was on my own I remembered the deal.
    Ancak o gece sonradan, yalnız kaldığımda anlaşmayı hatırladım.
  • Dear God, my own mother is trying to kill me.
    Aman Tanrım, kendi annem beni öldürmeye çalışıyor.

  • But she has written this to her own father, whose address is on the envelope. The address is mine. It means the letters have been mixed up.
    Ama kendisi bunu, adresi zarfın üstünde bulunan kendi babasına yazmış. Adres benim. Mektuplar karışmış demek oluyor.
  • But everybody has their own little personal security things.
    Ama herkesin küçük kişisel güvenlik sistemi vardır

  • Those who try to deceive may expect to be paid in their own coin.
    Aldatmaya çalışanlar kendi bozuk paralarıyla ödeme yapılacağını umabilirler.
  • Since my brother and I are both extremely
    anxious for me to get my own place--
    Ağabeyim ve benim ikimizin de kendi yerim
    olması için fazlasıyla can attığımızdan beri...
  • The important thing in island living is to be your own activities director.
    Adada yaşamanın önemli yanı, kendi aktivilerinin kendi sorumlusu olmaktır.
  • The important thing in island living is to be your own activities director I find the key is to think of a day as units of time......each unit consisting of no more than 30 minutes.
    Adada yaşamaktaki önemli şey kendi aktivitelerinin idarecisi olmaktır. Ben günü zaman birimleri olarak düşünürüm. Her birim 30 dakikadan daha fazla değildir.
  • 10 million is more than a fair offer, Mr. Nash. l don't know. l own the most successful club in Little America
    10 milyon adil bir tekliften de ötesi, Bay Nash. Bilmiyorum. Küçük Amerika'daki en başarılı klüp bana ait.
  • - incorporating it into his own scenario. - Well, the husband's a lawyer.
    ...kendi senaryosuna uyarlayabilen biriyle karşı karşıyayız. - Kocası bir avukat.

  • is that she happens to have her own money?
    ...kendi parasının olması mı?
  • ...in order to preside over a very important
    meeting of my own committee.
    ...kendi komitemin önemli bir toplantısına
    başkanlık etmek için.
  • so I thought I should bring Jake's stuff back here until I find a place of my own.
    ...bu yüzden bir yer tutana kadar Jake'in eşyalarını geri getireyim dedim.


4,646 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024