go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1073 kişi  07 Tem 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

on

s. olmakta olan
zf. sürekli olarak
ed. üstünde, üzerinde
  • - Oh, sorry. I know I left them in the studio.
    - I'll get them
    - I'm going with you. May I lean on you, Nicolas? I'm wobbly.
    - Wait, I'll help you. What's happened?
    - Nothing. A bit of epilepsy,or something like that.
    - Oh, pardon. Onları stüdyoda bıraktım, biliyorum.
    - Ben alırım.
    - Seninle geleyim. Sana yaslanabilir miyim, Nicholas? Biraz sallanıyorum.
    - Dur. Sana yardım edeyim. Ne oldu?
    - Hiç birşey. Küçük bir sara ya da onun gibi birşey.
  • - My son disappeared. I was informed that.. after the definitive separation.. my son went to live in a humble boarding house... He became ill ...and had no desire to be cured. He died in his clothes, on the bed.
    - Oğlum kayboldu... tamamen gittikten sonra öğrendim ki... oğlum mütevazi yatılı bir okulda yaşamaya gitmiş. Hastalanmış ... tedavi olmak istememiş. Giysileri üstünde yatakta ölmüş.
  • - Who's that?
    - He's my brother.
    - Is he?
    - He's a bit of a joker, isn't he? He's got a sense of humour.
    - Yes, I couId teII that the first time I set eyes on him.
    - Yes. He tends to see the funny side of things.
    - O kim?
    - Kardeşim.
    - Öyle mi?
    - Biraz şakacıdır. Mizah anlayışı vardır.
    - Evet. İlk bakıştan bunu söyleyebilirim.
    - Evet. Olayların komik taraflarını görmeye eğilimlidir.
  • - I need those tickets
    - Which ones? You got two pair on the floor for the Bulls-Rockets. I'm gonna hawk those myself. The game's not till 7:00.
    - It's 5:00. Tell me where they are.
    - O biletlere ihtiyacım var.
    - Hangi biletler? Bulls- Rockets için 2 çift salon biletin var.Bunları ise ben satacağım. Nasılsa oyun 7'de.
    - Saat 5.00. Söyle neredeler?
  • - What is going on? - Just hang on a second.
    - Neler oluyor? - Bir dakika bekle.

  • - What is going on here? - Guilty!
    - Neler oluyor burada? - Suçlu!

  • - What's going on here?
    - Well, we were looking for Christopher Robin. And I started looking for his journal thing or a doodle.
    - What is that?
    - A journal is a book where you write down your thoughts,
    - Neler oluyor burada?
    - Şey, Christopher Robin'i arıyorduk. Ve sonra ben günlük ya da karalanmış bir şeyler aramaya başladım
    - O nedir?
    - Günlük, düşüncelerini yazdığın bir deftere denir.
  • - Why, you going to pour rum on it? - No.
    - Neden, üstüne rom mu dökeceksin?
    - Hayır.
  • - Why don't you go?
    - We're on our honeymoon. I'm not gonna go without you.
    - No! You've been wanting to try this. I want you to go, okay?
    - Neden gitmiyorsun?
    - Balayındayız. Sensiz gitmeyeceğim.
    - Hayır! Bunu denemek istiyordun. Ben gitmeni istiyorum, tamam mı?
  • - What did you ask me for? - Yeah. I'll hold on.
    - Neden bana sordun? - Evet,bekleyin.

  • - When did they realize that?
    - They knew when they'd see on the X-ray, the boy had been operated on. They'd removed a kidney.
    - There are people who do that. Filthy people! Bad people! Traffickers in human organs.
    - Ne zaman farkına vardılar?
    - X-ry'de çocuğun ameliyat edildiğini gördüklerinde öğrendiler. Böbreğini almışlardı.
    - Bunu yapan insanlar var. Pis insanlar! Kötü insanlar! Organ tüccarları.
  • - What are you doing?
    - What do you think? Leaving. You can hop on with me instead.
    - Listen, I'm not going back with you. I'm here to rescue Natalie.
    - Ne yapıyorsun?
    - Sence? Gidiyorum. Benim yerine gidebilirsin.
    - Dinle, Seninle geri dönmem. Natalie'yı kurtarmak için buradayım.
  • - Do what?
    - Could you expand on your answer?
    - Ne yapayım?
    - Cevabınızı açıklar mısınız?
  • - What's the matter?
    - I am going to tail him, turn on your phone. Are you okay?
    - They got the computer.
    - Ne oluyor?
    - Onu izleyeceğim, telefonunu aç. İyi misin?
    - Bilgisayarı aldılar.
  • - That's a pile of judgment. - Yes. Yes, judgment with earrings on.
    - Ne muhakeme ama. - Evet. Evet, kulağında küpesiyle muhakeme.

  • - How long have we been on the road?
    - 4 and a half hours.
    - I've headache already.
    - Ne kadardır yoldayız?
    - 4 buçuk saattir.
    - Şimdiden başim ağrıyor.
  • - What have we been drinking?
    - I don't know. It was something with a horse on the label. Dog. It was like a dog horse.
    - Ne içiyorduk?
    - Bilmiyorum. Etikette at gibi birşey vardı. Köpek. Köpek at gibiydi.
  • - On what? - Can I borrow your car?
    - Ne gibi? - Arabanı ödünç alabilir miyim?

  • - How on earth did you know?
    - That happens.
    - Nasıl oluyor da biliyordun?
    - Bu tesadüfen olur.
  • - I was immediately struck by their music, their beat and sense of humour on stage. Even when I met them, I was struck again by their personal charm.
    - Müziklerine, tempolarına ve sahnedeki mizah anlayışlarına hemen vurulmuştum. Onlarla tanıştığımda bile, bu sefer kişisel cazibelerine çarpıldım.

22,570 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025