go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 2372 kişi  05 Tem 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

on

s. olmakta olan
zf. sürekli olarak
ed. üstünde, üzerinde
  • - Come on, I'll even bet you. - Seriously?
    -Hadi, bahse girelim. -Cidden mi?

  • -In the letter you sent you weren't real specific. You're doing an article on encryption software?
    --Yeah, um...No. Not really.
    -Gönderdiğin mektupta aslında emin değildin. Yazılım şifrelemesi üzerine bir makale yazıyorsun?
    -Evet, hmmm. Hayır aslında değil.
  • -Will you at least take a look at my notes?
    - Leave them on my desk when you go.
    -En azından yazdıklarıma bakmayacak mısın?
    -Giderken masama bırak.
  • - We're in the finals on Wednesday. - Yeah!
    -Çarşamba günü finallerdeyiz. -Evet!

  • - We're trying to do a little work here. - Yeah, come on.
    -Çalışmak istiyoruz. - Tamam.

  • -Didn't see you here I try to keep a low profile ?
    -I never really did like these things anyway.
    -You know, this has actually made quite an impression on me.
    -Burada göze batmamaya çalıştığımı görmedin mi?
    -Her ne olursa olsun böyle şeyleri hiç sevmem.
    -Biliyorsun, bu gerçekten bende iyi bir izlenim bıraktı.
  • -These girls are twins. Should they be apart from their family?
    -We visited them on two occasions and concluded that in this case,we had to remove them.
    -Bu kızlar ikiz. Ailelerinden ayrı tutulmaları gerekir mi?
    -İki olayda da onları ziyaret ettik ve bu durumda onları ayırmamız gerktiği sonucuna vardık.
  • -But I just wanted to ask you which way I ought to go.
    - Well, that depends on where you want to get to.
    -Ama ben sadece sizden hangi yoldan gitmem gerektiğini sormak istedim.
    -Peki, bu senin nereye gitmek istediğine bağlı.
  • - Do you wish to go on after dinner? - No. We can't reach the abbey tonight.
    -Akşam yemeğinden sonra devam etmek istiyor musunuz? -Hayır. Bu gece manastıra ulaşamayız.
  • - My name is Matthew Weisman. I'm working on a film entitled Northwestern.
    - I'm doing casting for the film.
    - Okay.
    -adım Matthew Weisman.Kuzeybatılı diye adlandırılan bir film üzerinde çalışıyorum.
    -Film için oyuncu seçimi yapıyorum.
    -ok
  • - On New Year's Eve, I got shot. I almost died because I wasn't watching my back. I have this habit of messing up when it's important.
    - Yılbaşı günü, vuruldum, neredeyse ölüyordum çünkü arkama bakmıyordum. Önemli birşey olduğunda onu mahvetmek gibi bir huyum var.
  • - Is that something on the floor?
    - Carmine, not here! Anthony!
    - Yerdeki ne?
    - Carmine, burada değil! Anthony!
  • - Now they're on the road again.
    - But they can't go too far...
    - Yeniden yoldalar.
    - Ama çok uzağa gidemezler...
  • - Where's my food?
    - Isn't it up there?
    - What?
    - The food was in a leaf sitting on top.
    - Excuse me?
    - Are you sure it's not in the leaf?
    - Are you saying I'm stupid?
    - No.
    - Yemeğim nerede?
    - Tepede değil mi?
    - Ne?
    - Yemek bir yaprağa sarılmış halde tepedeydi.
    - Afedersin?
    - Yaprağın içinde olmadığından emin misin?
    - Aptal olduğumu mu söylüyorsun?
    - Hayır.
  • - They know there's no jamming device.
    - How can you tell?
    - They're about to launch.
    - Get Pierce on the line!
    - Done.
    - What the hell are you doing? The planet's set to blow.
    - Yayın aleti olmadığını biliyorlar.
    - Nasıl bilebildin?
    - Başlamak üzereler.
    - Pierce'i bağla!
    - Tamamdır.
  • - He was a fair age, but what a horrible way to die.!
    - How do you mean?
    - He was on holiday in Wester Ross. Swimming, sucked to death by a shark.
    - Yaşı genç değildi ama ne kötü bir ölüm şekli!
    - Ne demek istiyorsun?
    - Wester Ross'da tatildeydi. Yüzerken bir köpek balığı tarafından emilerek ölmüş.
  • - I prefer a man who lives. And gives expensive jewel. A kiss on the hand. May be quite continental. But diamonds are a girl's best friend. A kiss may be grand
    - Yaşayan bir adamı tercih ederim. Ve pahalı mücevherler veren. Elimi öperek. Çok Avrupai olurdu. Ama pırlanta bir kızın en iyi arkadaşıdır. Öpücük ise çok şaaşalı olabilir.
  • - Is there anything I can do?
    - A dinner wouldn't do any harm. Let's go!
    - Not while I'm on duty. I'll have to quit.
    - It was a ridiculous cap anyway.
    - Yapabileceğim birşey var mı?
    - Bir yemek fena olmaz. Hadi gidelim.
    - Görev başındayken değil. İstifa etmem gerek.
    - Zaten şapka da komikti.
  • - What about that jewel box? Any prints on that?
    - Only Mrs Orcutt's. I'd like to know what she kept in that jewel box.
    - Ya şu mücevher kutusu? Üstünde parmak izi var mı?
    - Sadece Bayan Orcutt'in. Bu mücevher kutusunda ne sakladığını bilmek isterdim.
  • - What is with that Macko guy?
    - Oh, he's a jerk. Years ago, he was lead detective on those jockey murders.You remember, big girls, little guys?
    - Ya şu Macko denen adam?
    - Oh aptalın teki. Yıllar önce şu cokey cinayetlerinde baş dedektifti. Büyük kızlar, küçük adamlar, hatırladın mı?

22,570 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025