go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 808 kişi  09 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

love

loved, loved, loving, loves
f. sevmek
i. aşk, sevgi
  • -You were great. Oh, I'm a big fan of yours I love the way you e cross-examine Oh, I really admire your work.
    -Thank you.
    -Harikaydınız. Hayranlarınızdan biriyim..e-çapraz sınav tarzınızı seviyorum. Oh, gerçekten çalışmanıza hayranım.
    -Teşekkürler.
  • - ?s that your dinner?
    - ? love your chicken.
    - Yemeğin mi o?
    - Nefis tavuk yapıyorsun.
  • - I'm sorry. This is no good. I don't think, I can see you anymore. Don't be offended, because I like you. I think, you're terrific. It's just that, I'm seeing someone else.
    - Who?
    - Nobody. You don't know him.
    - If that's the way you want it.
    - See what happens when people don't say, "I love you"?
    - Sometimes you can be a real son-of-a-bitch.
    - Üzgünüm. Bu doğru değil. Seni artık görebileceğimi sanmıyorum. Kızma, çünkü seni seviyorum. Muhteşem olduğunu düşünüyorum. Sadece, başkasıyla görüşüyorum.
    - Kimle?
    - Hiç kimse. Onu tanımazsın.
    - Eğer bu şekild olmasını istiyorsan.
    - İnsanlar 'seni seviyorum' demedikleri zaman ne olduğunu gördün mü?
    - Bazen gerçek bir pislik oluyorsun.
  • - I'm sorry. This is no good. I don't think, I can see you anymore. Don't be offended, because I like you. I think, you're terrific. It's just that, I'm seeing someone else.
    - Who?
    - Nobody. You don't know him.
    - If that's the way you want it.
    - See what happens when people don't say, "I love you"?
    - Sometimes you can be a real son-of-a-bitch.
    - Üzgünüm. Bu doğru değil. Seni artık görebileceğimi sanmıyorum. Darılma, çünkü seni seviyorum. Muhteşem olduğunu düşünüyorum. Sadece, başkasıyla görüşüyorum.
    - Kimle?
    - Hiç kimse. Onu tanımazsın.
    - Eğer bu şekild olmasını istiyorsan.
    - İnsanlar 'seni seviyorum' demedikleri zaman ne olduğunu gördün mü?
    - Bazen gerçek bir pislik oluyorsun.
  • - Tell me. Do you love them both equally?
    - For God's sake, Don Rodrigo, they're both my daughters!
    - I can't say the same.
    - Söyle bana. Onların her ikisini eşit derecede seviyor musun?
    - Tanrı aşkına, Don Rodrigo, her ikisi benim kızım!
    - Aynı şeyi söyleyemem.
  • - A normal guy with a pimple get it. That pimple is like a satyr's horn. That's how I see you, a satyr eating the hearts of the womenin love with you.
    - Sivilceli bir adam bunu anlar. Bu sivilce Tanrı keçinin boynuzu gibidir. Seni böyle görüyorum işte, kendisine aşık kadınların kalbini yiyen bir Tanrı keçi.
  • - I missed you so much. I'm never going to leave you again.
    - Let me love you this time.
    - If you like. You lead and I'll follow. Wait and see how good I am.
    - Seni o kadar çok özledim ki. Seni bir daha asla bırakmayacağım.
    - Bırak bu sefer seni seveyim.
    - Eğer istiyorsan. Sen yol göster, ben takip edeyim. Ne kadar iyi olduğumu göreceksin.
  • - Did you read the part where I said I'd always love you?
    - It's a bit hard for you to love me when you're dead, isn't it?
    - I'm sorry. I can understand why you're angry,
    - Seni her zaman seveceğimi söylediğim kısmı okudun mu?
    - Öldüğünde beni sevmen biraz zor, öyle değil mi?
    - Üzgünüm. Kızgın olmanı anlıyorum.
  • - I still love you, that's why I'll have it. I'll raise it to b a good, honest child. I give up. I've never met a woman like you before. You understand? You do, don't you?
    - Seni hala seviyorum, bu yüzden de onu alacağım. Onu iyi, dürüst bir çocuk olarak yetiştireceğim. Senin gibi bir kadınla daha önce hiç tanışmadım. Anlıyor musun? Anlıyorsun, değil mi?
  • - I love you dearly, Kajal, and I wish to marry you.
    - Stop it, Raj. You don't care about my honour .
    - How dare you utter things that are impossible?
    - Why is it impossible Kajal, why?
    - Seni çok seviyorum, Kajal, ve seninle evlenmek istiyorum.
    - Kes şunu, Raj. Gururumu hiçe sayıyorsun.
    - Mümkün olmayan birşeyi söylemeye nasıl cesaret edersin?
    - Neden mümkün değil, Kajal, neden?
  • - Do you think Wendy will love you?
    - Yes, she gave me a number and said after l kill Dragon, l can contact her uncle. And he'll help get us back home.
    - I hope it's true. lf you trust her, don't suspect her. lf she lies to you, you shouldn't linger.
    - He doesn't treat me as a human being. He only likes to beat me. l can kill him
    - Sence Wendy seni sevecek mi?
    - Bana bir numara verdi ve Dragon'ı öldürdükten sonra amcasıyla kontağa geçebilecğimi söyledi. VeVe o da eve dönmemize yardım edecek.
    - Umarım doğrudur. Eğer ona güveniyorsan, ondan şüphelenme. Eğer sana yalan söylerse, oyalanmamalısın.
    - Bana insanmışım gibi davranmıyor. Beni dövmek hoşuna gidiyor sadece. Onu öldürebilirim.
  • - Do you know what love is? Do you know what that means? We lived together four-and-a-half years. You animal!
    - Sen aşk nedir bilir misin? Bunun ne anlama geldiğini bilir misin? Biz dört buçuk yıl birlikte yaşadık. Seni gidi hayvan!
  • - You have that moment in the picture.. ...where the artist is standing under the lamppost. Their love has been rekindled, but the painter is weak-willed...
    - Sanatçının sokak lambasının altında durduğu ... bir anı yakalamışsın. Aşkları tekrar canlanmış ama ressam isteksiz.
  • - The party is over, let's go, It's over?
    - It's not over, it has just started. The harm caused by love is just cured by another one.
    - Parti bitti. Hadi gidelim, bitti.
    - Bitmedi. Daha yeni başladı. Aşkın verdiği zarar ancak başka bir aşkla iyileşir.
  • - Do you love her? And don't be too emphatic about this.
    - Of course I do.
    - Well then, that's it.
    - Onu seviyor musun? Hem bu konuda çok fazla katı olma.
    - Elbette seviyorum.
    - Peki öyleyse, olay bitmiştir.
  • - I love her a lot. Don't take away Shabnam from me.
    - You are speaking in a very determined manner.
    - Onu çok seviyorum.Shabnam'ı benden alma.
    - Sen çok ciddi bir kararlılıkla konuşuyorsun.
  • - I am responsible for her.
    - Because she's your wife.
    - That, and I do love her.
    - Ondan ben sorumluyum.
    - Senin karın da o yüzden.
    - Hem o var hem de onu seviyorum.
  • - He kills bears!
    - You kill... That's evil!
    - No, we shoot animals. We do not hunt the fox.
    - You shouldn't be talking to us,cos we love animals. That's why we're here.
    - O ayıları öldürüyor!
    - Sen ayıları... Bu çok fena!
    - Hayır, biz hayvanları vuruyoruz. tilkileri avlamıyoruz.
    - Bizimle konuşmamalısın, çünkü biz hayvanları severiz. O yüzden buradayız.
  • - How long will you live?
    - For ages. For 50 years
    - I love you, Mommy. I hope you never die.
    - Never. Yes, darling!
    - Ne kadar yaşayacaksın?
    - Yüzyıllarca. 50 yıl.
    - Seni seviyorum, anne. Umarım asla ölmezsin.
    - Asla. Evet, hayatım.
  • -Such an exciting day.
    - It sure was and what a finale Thomas, your friends ar really delightful. I just love them.
    - Ne kadar heyecanlı bir gündü.
    - Gerçekten öyleydi ve sonu nasıl da güzeldi Thomas, arkadaşların çok hoş. Onları çok sevdim.

5,133 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024