go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1235 kişi  19 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

living

lived, lived, living, lives
i. hayat, yaşam, yaşama, geçim, oturma, papazlık makamı
s. yaşayan, sağ, canlı, güncel, hayat
  • No living man could beat that shot.
    Bu vuruşu yaşayan hiç kimse alt edemezdi.
  • I will fear no living creature as long as I keep this medallion near me
    Bu madalyonu yanımda taşıdığım sürece hiç bir canlı yaratıktan korkmam.
  • Many of these lessons are sent to people living in remote areas of Nepal where no Bible is found and few preachers dare venture
    Bu derslerin çoğu, İncilin bulunmadığı, kimsenin vaaz vermeye cesaret edemediği, Nepal'in uzak bölgelerinde yaşayan insanlara yollanıyor.
  • Are we living some kind of lie? What'll I find out next? That you are married?
    Bir yalan mı yaşıyoruz seninle? Daha başka ne öğreneceğim (senin hakkında)? Evli olduğunu mu?
  • Are we living some kind of lie? What'll I find out next? That you are married?
    Bir tür yalanı mı yaşıyoruz? Daha sonra ne öğreneceğim? Evli olduğunu mu?
  • There’s a living room. There’s a kitchen, a bedroom, and a bathroom.
    Bir oturma odası var. Mutfağı, yatak odası ve banyosu var.

  • A biomolecule is any organic molecule that is produced by a living organism, including large polymeric molecules such as proteins, polysaccharides, and nucleic acids as well as small molecules such as primary metabolites, secondary metabolites, and natural products.
    Biomolecule By Frederic P Miller, Agnes F Vandome, John McBrewster
    Bir biyomolekül yaşayan bir organizma tarafından üretilen, protein, polisakkarid ve nükleik asitler gibi büyük polimerik moleküller kadar birincil metabolitler, ikincil metabolitler ve doğal ürünleri de içeren tüm organik moleküllerdir.
  • I'm not a prophet or a stone aged man, just a mortal with potential of a superman. I'm living on.
    David Bowie
    Ben bir peygamber veya taş devri adamı değilim, sadece süpermen potansiyeli olan bir ölümlüyüm. Yaşayıp gidiyorum.
  • He told me some things about history that opened my eyes. Today I went to the university library and read some ancient texts...which have been undecipherable to living scholars.Suddenly, I could understand them.
    Bana tarihle ilgili birşeyler söyledi ve kafama takıldı. Bugün üniversite kütüphanesine gittim. Bugünkü hocalar için kodu çözülemez olan birkaç eski kitap okudum ve birden olanları çözdüm.
  • Americans will listen, but they do not care to read. War and Peace must wait for the leisure of retirement, which never really comes: meanwhile it helps to furnish the living room.
    Anthony Burgess
    Amerikalılar dinlerler, fakat okumak umurlarında değildir. Savaş ve Barış, emekliliğin aslında hiç gelmeyecek olan o boş günlerini beklemek zorundadır: bu sırada da oturma odasını süslemeye yardımı dokunacaktır.
  • America must be the teacher of democracy, not the advertiser of the consumer society. It is unrealistic for the rest of the world to reach the American living standard.
    Mikhail Gorbachev
    Amerika, demokrasinin öğretmeni olmalıdır, tüketici toplumun reklamcısı değil. Dünyanın geri kalanının Amerikan yaşam standartlarına ulaşması gerçekçi değildir.
  • The important thing in island living is to be your own activities director.
    Adada yaşamanın önemli yanı, kendi aktivilerinin kendi sorumlusu olmaktır.
  • The important thing in island living is to be your own activities director I find the key is to think of a day as units of time......each unit consisting of no more than 30 minutes.
    Adada yaşamaktaki önemli şey kendi aktivitelerinin idarecisi olmaktır. Ben günü zaman birimleri olarak düşünürüm. Her birim 30 dakikadan daha fazla değildir.
  • at the beginning of a meal and ends
    up in the living room. Shut up.
    ...odasında sona eren yemeğin kabından.
    -Kapa çeneni!
  • and clean up the
    living room floor.
    ...odaları süpürebilirsin.
  • Paint my living room
    in his shorts.
    ...boyamasını seyredeyim madem.
  • you're living on your brother's couch,
    ...Ağabey'inin koltuğunda yaşıyorsun...
  • -Been living abroad a long time?
    -Is it so obvious?
    -You don't even know Schoolboys.
    -Yes, it's been a while.
    -Yurtdışında uzun sure mi yaşıyorsun?
    -O kadar belli oluyor mu?
    -Sen Schoolboys’u bile bilmiyorsun.
    -Evet, bayağı oldu.
  • -You actually make money by dressing up like a woman.
    - Oh, sure. You can make a fine living in a pair of heels!
    -Aslında sadece bir kadın gibi giyinerek para kazanabilirsin.
    -Ooo, tabi. Bir çift topukla iyi bir hayat yaşayabilirsin!
  • - The winds of destruction blow down upon thee. Storms and hail shall cut down living things of earth.
    - Tahrip rüzgarları ağaçların üzerinden esiyor. Fırtınalar ve dolu yağmurları yeryüzünün canlılarını kırıp geçirecek.

1,475 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024