go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 5011 kişi  13 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

in

s. içeride
zf. içinde
ed. de, da, içinde
  • For a warrior dying in battles is the best but I've already abandoned my weaponsJunsai,try to understand that.
    Bir savaşçı için savaşlarda ölmek en iyisi ama Junsai, ben zaten silahlarımı bıraktım bunu anlamaya çalış.
  • They brought in a badly wounded pilot from one raid.
    Bir saldırıda kötü yaralanmış bir pilotu getirdiler.
  • A Coast Guard helicopter is trying to rescue a man who has fallen down a cliff in Point Reyes, about fifteen miles north of San Francisco.
    Bir Sahil Güvenlik helikopteri, San Francisco’nun on beş mil kuzeyindeki Point Reyes’te bir yamaçtan düşen adamı kurtarmaya çalışıyor.

  • He’s a drummer in a rock band.
    Bir rock grubunda davulcu.

  • It is a lot cheaper to spend eight hours in a rehearsal hall than in a recording studio.
    Jim Messina
    Bir prova salonunda sekiz saat geçirmek kayıt stüdyosunda geçirmekten çok daha ucuzdur.
  • Don't be getting in my face
    when I'm holding a bag of poop.
    Bir poşet bok tutarken bana
    terslenme bence.
  • A Police officer had seen the boy in the river and had dived in and rescued him.
    Bir polis memuru çocuğu nehirde görmüş ve dalıp onu kurtarmıştı.

  • We began a project that would make it possible to re-create a person, long dead from the DNA in a fragment of bone or mummified skin.
    Bir parça kemik ya da mumyalanmış derideki DNA'dan uzun zaman önce ölmüş bir kişiyi yeniden yaratmayı mümkün kılacak bir proje başlattık.
  • I believe I mentioned in my previous letter that I was an engineer in an international company.
    Bir önceki mektubumda, uluslar arası bir şirkette mühendis olduğumdan bahsettiğime inanıyorum.
  • A teacher enlarges people in all sorts of ways besides just his subject matter.
    Wallace Stegner
    Bir öğretmen, kendi konusunun yanında insanları tüm şekillerde büyütür.
  • She was meeting him in a hotel room.
    Bir otel odasında buluştu.

  • It's not easy maintaining orders in an orchestra It calls for an iron fist in a velvet glove.
    Bir orkestrayı yönetmek kolay değil. Kadife eldiven içinde demirden bir yumruk olmak gerekiyor.
  • Two US soldiers die in a bomb attack in southern Afghanistan, a Nato statement says.
    Bir Nato sözcüsü,Afganistanın güneyinde yapılan bombalı saldırıda iki Amerikan askerinin öldüğünü söyledi.
  • A musician cannot move others unless he too is moved. He must of necessity feel all of the affects that he hopes to arouse in his audience, for the revealing of his own humour will stimulate a like humour in the listener.
    Carl Philipp Emanuel Bach
    Bir müzisyen kendi de oynamadığı sürece diğerlerini oynatamaz,o,zorunluluk gereği seyircide uyandırmayı umduğu etkilerin tamamını hisseder,zira onun mizacının ortaya çıkması seyircide benzer bir mizacı uyaracaktır.
  • 300 calories in one banana... more than he gets in a day.
    Bir muzda 300 kalori var. Bir günde alması gerekenden fazla.
  • One tallow stain, or even two, might come by chance; but when I see no less than five, I think that there can be little doubt that the individual must be brought into frequent contact with burning tallow-walks upstairs at night probably with his hat in one hand and a guttering candle in the other.
    Bir mum yağı lekesi hatta iki tane bile,tesadüfen olabilir;fakat beşten daha az görmediğimde,sanırım bireyin muhtemelen bir elinde şapkası,diğerinde mum yukarı kata yanan mum yürüyüşleriyle sık sık temas kurmaları için getirilmeleri gerektiği konusunda biraz şüphe olabilir .
  • When the oak is felled the whole forest echoes with it fall, but a hundred acorns are sown in silence by an unnoticed breeze
    Bir meşe ağacı kesilip yere düştüğünde bütün orman onun düşüşüyle eko yapar,fakay yüzlerce meşe palamudu farkedilmeyen bir rüzgarla sessizce ekilirler.
  • A Latin teacher told me I might make a good actress, and that stuck in my memory. I did some modeling, and Polanski gave me that small part.
    Jacqueline Bisset
    Bir Latince öğretmeni bana iyi bir oyuncu olabileceğimi söyledi; ve bu benim hafızama kazındı. Biraz modellik yaptım ve Polanski bana bu küçük bölümü verdi.
  • There was this manager of a dry-cleaner´s and I was getting a suit cleaned in the bargain. Well, you can´t turn something like that down.
    Bir kuru temizlemecinin müdürü vardı ve pazarlığa göre bir takım elbisemi temizleyeceklerdi. Böyle bir teklifi geri çeviremezsin.
  • She is quite odd in one thing.
    Bir konuda hakikaten eşsiz.

64,586 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025