go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1625 kişi  04 May 2025 
 En çok kullanılan kelimeler
 En çok kullanılan fiiller
 Sınav Kelimeleri
 Diğer
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

go
went, gone, going, goes
f. gitmek
i. gidiş
  • Do you live, work, or go to school in the area?
    Bu bölgede yaşıyor, çalışıyor veya okula gidiyor musunuz?

  • This way, I figure you could go out and get yourself whatever you want.
    Böylece, dışarı çıkıp istediğin şeyi kendin alabilirsin diye düşündüm.

  • You look like a blueberry. Why don't you go back to your home?
    Böğütlen gibi görünüyorsun. Neden evine geri dönmüyorsun?
  • What we're saying now is you have a choice: You can stay, or you can go away.
    Paul Kantner
    Bizim şimdi söylediğimiz bir seçiminizin olduğudur;kalabilirsiniz yada uzaklaşabilirsiniz.
  • There's got to be something for us too. Halt! You can't go in. Step aside.I said you can't enter!Get out of my way!
    Bizim için de bir şey olmalı. Dur! İçeri giremezsin. Kenara çekil. İçeri giremezsin dedim!
    Yolumdan çekil!
  • We wanted Arthur to go to rest also, but he refused at first.
    Bizde Arthurun dinlenmeye gitmesini istedik,o önce reddetti.
  • Can we go up to the space deck?
    Biz uzay güvertesine kadar gidebilir miyiz?

  • We are going to go to Mrs Miggins' to find out where Dr Johnson keeps a copy of that dictionary,and then, you are going to steal it.
    Biz Doktor Johnson'un, o sözlüğün bir kopyasını nerede sakladığını öğrenmek için bay Miggins'in evine gideceğiz ve sonra sen onu çalacaksın.
  • Do you go on those dates
    where you sit there
    Birileriyle buluşup birbirinize…
  • To convert somebody go and take them by the hand and guide them.
    Saint Thomas Aquinas
    Birilerini değiştirmek için gidip ellerinden tutun ve onlara rehberlik edin.
  • I tried a number of jobs, I could go on, but I'd probably bore you.
    Birçok işe girdim çıktım, sayabilirim, ama muhtemelen canını sıkarım.
  • It's only for a while. Then we'll go to New York.
    Biraz daha sabret. Sonra New York'a gideceğiz.

  • It's easier to go down a hill than up it but the view is much better at the top.
    Henry Ward Beecher
    Bir tepeden inmek çıkmaktan daha kolaydır,fakat manzara tepede çok daha iyidir.
  • An election official has the right to go into the voting booth and examine the ballot which has been marked by the voter.
    Bir seçim memurunun oy kabininin içine girip, oy veren tarafından işaretlenen oy pusulasını incelemeye hakkı vardır.
  • All a woman needs is a good bath, clean clothes, and for her hair to be combed. These things she can do herself. I very seldom go to the hairdresser, but when I do, I just marvel.
    Hedy Lamarr
    Bir kadının tek ihtiyacı olan iyi bir banyo, temiz kıyafetler ve saçlarının taranmasıdır. Bunlar kendisinin yapabileceği şeylerdir. Ben çok nadiren kuaföre giderim fakat yaptığımda da hayrete düşerim.
  • I've got to go to a meeting.
    Bir görüşmeye yetişmem lazım
  • You hit a detective?You want to go to jail?
    Bir detektife mi vurdun? Hapse mi girmek istiyorsun?
  • Yeah, I'm gonna go back and
    see what else she has to say.
    Bir daha gidip başka söyleyecekleri
    var mı diye bakayım.
  • You want to fall in love with a shoe, go ahead. A shoe can't love you back, but, on the other hand, a shoe can't hurt you too deeply either. And there are so many nice-looking shoes.
    Allan Sherman
    Bir ayakkabıya aşık olmak istersin, düz git. Bir ayakkabı seni sevemez ama diğer taraftan bir ayakkabı seni bu kadar da derinden acıtamaz. Çok da hoş görünen ayakkabılar var.
  • I just want to jump in
    the shower and go to bed.
    Bir an önce duşa girip,
    yatmak istiyorum.

6,473 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025