go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1018 kişi  01 Haz 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

go

went, gone, going, goes
f. gitmek
i. gidiş
  • If you give me you yacht's flag, I'll go and take the island in your name.
    Eğer yatının bayrağını bana verirsen, gidip adayı senin adına alırım.
  • If you want all the vetoes. I do not go away without the declaration.
    Eğer tüm vetoları almak istiyorsan, tüm beyanları almadan hiçbir yere gitmiyorum.
  • If we can't get the client not only you'll lose your job the company will go bankrupt.
    Eğer müşteriyi kapamazsak yalnızca sen işini kaybetmekle kalmayacaksın, şirket de iflas edecek.
  • If it was possible, he felt that he must go away even more strongly than his sister.
    Eğer mümkün olsaydı,kızkardeşinden bile daha şiddetli şekilde gitmesi gerektiğini hissederdi.
  • If I have sinned, may Go forgive me. God is merciful.
    Eğer günah işlediysem, Tanrı beni affetsin! Tanrı merhametlidir.
  • If you don't go, she's gonna
    know I told you not to.
    Eğer gitmezsen, seni benim
    yollamadığımı anlayacak.

  • If I am a real boy then I can go back. And she will love me then.
    Eğer gerçek bir çocuk olursam, dönebilirim. O zaman beni sever.
  • If you're using my marriage as some victory......then there's no reason why you shouldn't go back.You gave me my first glimpse of a real life......and then you told me to carry on with a false one.No one can endure that.
    Eğer evliliğimi bir çeşit zafer olarak kullanıyorsan…geri gitmemen için hiçbir sebep yok. Gerçek bir hayatın nasıl olacağına dair ilk işaretleri bana sen verdin…ve sonra düzmece bir şeyle devam etmemi söyledin.Kimse buna katlanamaz.
  • How can I learn to be a cowboy, If you won't let me go out and gamble.
    Eğer dışarı çıkmama ve kumar oynamama izin vermezsen nasıl bir kovboy olacağım?
  • if I release my grip on this remote,the toxin will automatically go into your daughter's bloodstream.
    Eğer bu kumayı tutmayı bırakırsam, toksin direkt kızının kanına karışacak.
  • If anything comes up,
    I'll know exactly where to go.
    Eğer bir şey olursa,
    nereye gideceğini bileceğim
  • His editor called from long distance, and he had to go to work.
    Editörü kendisini şehirler arası telefondan aradı ve onun işe gitmesi gerekti.
  • I was thinking that we could go for a drive tomorrow in the country.
    Düşündümde yarın şehirde bir gezintiye gidebiliriz.
  • Did you go out last night?
    Dün gece dışarı çıktın mı?

  • Did you go to a theme park yesterday?
    Dün bir tema parkına gittiniz mi?

  • DR.Seward said, I think I had better go with Quincey.
    Dr.Seward,"sanırım Quincey ile gitsem iyi olur"dedi.
  • The doctor says they never let
    the labor go past two sunsets.
    Doktor bu işin iki günü geçmesine
    asla izin vermediklerini söylüyor.
  • I will go when I have said my say.
    Diyeceğimi dedikten sonra gideceğim.
  • Listen, I got to go, but...
    Dinle, gitmeliyim, ama…
  • Look, I've got a patient.
    I got to go.
    Dinle, bir hastam geldi.
    Kapatmam gerekiyor.

6,473 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024