go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 885 kişi  17 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

too

zf. de, dahi, çok
  • - The lamp is smoking again.
    - The servant should fix it.
    - Let me try that.
    - Never mind. It's too complicated.
    - Lamba yine tütüyor.
    - Uşak onu tamir etmeli.
    - Dur bir bakayım.
    - Boşver. Fazla karmaşık.
  • - When I was a kid I used to say 'Hey, Dad only girls keep diaries', and he'd just laugh. He was a really good guy, my dad. But he was too hard on himself.
    - Küçükken 'Hey, Baba' derdim... 'sadece kızlar günlük tutar' ve o da bana gülerdi. Benim babam gerçekten iyi bir adamdı. Ama kendine karşı çok sertti.
  • - As your commander I have decided to return to our main troop. It's not my habit to retreat. We have to march back, of course ,because the current is too strong.
    - Komutanınız olarak, ana tabura dönmeye karar verdim. Geri çekilmek adetim değildir. Ancak geriye dönmemiz gerekecek çünkü akıntı çok güölü.
  • - He's happy. They're letting him win.
    - Too risky. Maybe we should call it off.
    - Keyfi gıcır. Benimkiler bilerek yeniliyorlar.
    - Çok riskli. İptal etmeli.
  • - Stop it. You'II wake her.
    - It's too hard.
    - You need a hammer. Try with a shoe
    - Are you crazy?
    - Quiet!
    - Do you have a screwdriver?
    - Kes şunu! Onu uyanıracaksın.
    - Çok zor.
    - Çekiç lazım. ayakkabıyla denesene.
    - Delirdin mi?
    - Sessiz ol!
    - Tornavidan var mı?
  • - You're passing? - Well, it's much too low.
    - Kabul etmiyor musunuz? - Fiyat çok düşük.

  • - Jake's a gambler. He thinks I took his luck. I hit him too hard.
    - Then get out of it now.
    - What about all the things you and I shared?
    - Jake bir kumarbaz. Şansını aldığımı düşünüyor. Ona çok sert vurdum.
    - O zman şimdi kurtul bundan.
    - Ya senin ve benim paylaştıklarımız ne olacak?
  • - Scout told him that I was too slight to play so he kept pushing me. That's how I screwed my knee.
    - Your dad made you?
    - I wanted to show him I wasn't soft, so I tried to play injured.
    - He was a bastard an
    - İzci ona oynayamacak kadar zayıf olduğumu söylemiş, bu nedenle beni zorlayıp durdu. Bu nedenle dizim döndü.
    - Baban mı yaptı?
    - Ona zayıf olmadığımı göstermek istedim, o nedenle yaralı şekilde oynadım.
  • - He was a good man, too a humanitarian man. A man of wit and humour. He joined the Special Forces. And after that his...ideas, methods...became...unsound.
    - İyi bir adamdı, çok insanietperver biriydi. akıl ve mizah adamıydı. Özel Birliğe katıldı. Ve bundan sonra da ... fikirleri.... metodları sıhhatsizleşti.
  • - I decided to marry the first man who proposed. His name was Gabriel Firmin. I wasn't very happy with him. I wasn't too sad either. He wasn't a very tender person.
    - İlk teklif eden kişiyle evlenmeye karar verdim. İsmi Gabriel Firmindi. Onunla çok mutlu değildim. Çok üzgün de değildim. Pek şefkatli biri değildi.
  • - Nothing will grow. Too much oil… Fifty thousand barrel a day.
    - That's too bad, Chief.How you gonna live?
    - Hiçbir şey yetişmeyecek. Çok fazla petrol… Günde elli bin varil.
    - Bu çok kötü Şef. Nasıl yaşayacaksınız?
  • - Hey, what are we? Just people that pass in hallways?
    - I guess.
    - I expect too much then.
    - Hey, neyiz biz? Koridorlarda karşılaşan insanlar mıyız sadece?
    - Sanırım.
    - Ben çok fazla şey bekliyorum o zaman.
  • - After all, Richard is too old for me. When l'm 42, he'll be 60. But he is looking very handsome in his uniform, don't you think?
    - l think.
    - Herşeyden önec, Richard, benim için çok yaşlı. Ben 42 olduğumda, o 60 yaşında olacak. Ama üniformasının içinde çok yakışıklı görünüyor. Sence de öyle değil mi?
    - Bence de.
  • - You've followed me for days, l hope you won't follow me again. This isn't too good for you.
    - Are you begging me?
    - l beg you. There're 30,000 policemen after you.
    - Günlerce beni takip ettin. Umarım, beni tekrar takip etmezsin. Senin için pek iyi olmaz.
    - Bana yalvarıyor musun?
    - Yalvarırım. Peşinde 30.000 polis memuru var.
  • - Waffle maker? - Too domestic.
    - Gözleme makinesi? - Fazla evcil.

  • - I'm leaving. - You're making too much of this.
    - Gidiyorum. - Bence bunu çok abartıyorsun.

  • - You're taking it too personally.
    - How else? I felt like throwing you in the hangar.
    - We carried out an order. Now we can go home, take off our uniforms, and take it personally.
    - Fazla kişisel alıyorsun.
    - Başka ne yapayım? Seni hangara atıyormuşum gibi hissettim.
    - Bir emri yerine getirdik. Şimdi eve gidebiliriz, önifprmanı çıkar ve kişisel almaya devam et.
  • - You're too nice a guy. - I am. I'm a nice guy.
    - Fazla iyi bir adamsın. - Öyleyim. İyi bir adamım.

  • - Yeah. - This is really too much.
    - Evet. - Bu gerçekten fazla oldu.

  • - Yes, he talks too much about his health but when you get to be his age, it's understandable.
    - Of course, it's normal.
    - Evet, sağlığı hakkında çok fazla konuşuyor ama onun yaşındaki biri için anlaşılabilir.
    - Elbette, normal birşey.

3,460 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024