- When I was a kid I used to say 'Hey, Dad only girls keep diaries', and he'd just laugh. He was a really good guy, my dad. But he was too hard on himself.
- Küçükken 'Hey, Baba' derdim... 'sadece kızlar günlük tutar' ve o da bana gülerdi. Benim babam gerçekten iyi bir adamdı. Ama kendine karşı çok sertti.
- As your commander I have decided to return to our main troop. It's not my habit to retreat. We have to march back, of course ,because the current is too strong.
- Komutanınız olarak, ana tabura dönmeye karar verdim. Geri çekilmek adetim değildir. Ancak geriye dönmemiz gerekecek çünkü akıntı çok güölü.
- Scout told him that I was too slight to play so he kept pushing me. That's how I screwed my knee.
- Your dad made you?
- I wanted to show him I wasn't soft, so I tried to play injured.
- He was a bastard an
- İzci ona oynayamacak kadar zayıf olduğumu söylemiş, bu nedenle beni zorlayıp durdu. Bu nedenle dizim döndü.
- Baban mı yaptı?
- Ona zayıf olmadığımı göstermek istedim, o nedenle yaralı şekilde oynadım.
- He was a good man, too a humanitarian man. A man of wit and humour. He joined the Special Forces. And after that his...ideas, methods...became...unsound.
- İyi bir adamdı, çok insanietperver biriydi. akıl ve mizah adamıydı. Özel Birliğe katıldı. Ve bundan sonra da ... fikirleri.... metodları sıhhatsizleşti.
- I decided to marry the first man who proposed. His name was Gabriel Firmin. I wasn't very happy with him. I wasn't too sad either. He wasn't a very tender person.
- İlk teklif eden kişiyle evlenmeye karar verdim. İsmi Gabriel Firmindi. Onunla çok mutlu değildim. Çok üzgün de değildim. Pek şefkatli biri değildi.
- After all, Richard is too old for me. When l'm 42, he'll be 60. But he is looking very handsome in his uniform, don't you think?
- l think.
- Herşeyden önec, Richard, benim için çok yaşlı. Ben 42 olduğumda, o 60 yaşında olacak. Ama üniformasının içinde çok yakışıklı görünüyor. Sence de öyle değil mi?
- Bence de.
- You've followed me for days, l hope you won't follow me again. This isn't too good for you.
- Are you begging me?
- l beg you. There're 30,000 policemen after you.
- Günlerce beni takip ettin. Umarım, beni tekrar takip etmezsin. Senin için pek iyi olmaz.
- Bana yalvarıyor musun?
- Yalvarırım. Peşinde 30.000 polis memuru var.
- You're taking it too personally.
- How else? I felt like throwing you in the hangar.
- We carried out an order. Now we can go home, take off our uniforms, and take it personally.
- Fazla kişisel alıyorsun.
- Başka ne yapayım? Seni hangara atıyormuşum gibi hissettim.
- Bir emri yerine getirdik. Şimdi eve gidebiliriz, önifprmanı çıkar ve kişisel almaya devam et.