- You guys, we gotta keep all the tickets together.
-No. No, we should divide them up and I should get extra because we used my car!
- Ey çocuklar biz o biletleri bir arada tutmalıyız.
- Hayır.Hayır, onları aramızda bölüşmeliyiz ve benim arabamı kullandığımız için ben fazla almalıyım.
- He couldn't stop talking about them when he returned. They are so rich, and yet so humble. Then, one day, Karan took me to the flying club. Where, all his choppers were lined up.
- Döndüğü zamandan beri durmadan onları anlatıyordu..Çok zenginlermiş ama çok da mütevazilermiş. Sonra bir gün, Karan beni uçuş klubüne götürdü. Klüpte bütün helikopterleri sıra olmuştu.
- Disco, more than any other dance requires finess. Lean forward slightly and bend your knee for best effect. And your eyes! Maintain eye contact and give them a slight smile
- Disko dansı, diğer her danstan daha çok ustalık ister. Hafifçe öne eğil ve iyi bir etki için dizini kır. Ve gözlerin! Göz temasında kal ve ona hafifçe gülümse.
- Get out of here and close the goddamn door. - Is it a game? - Now, I'm gonna read some words. They won't make any sense, but I|want you to listen to them anyway.
- Çık dışarı ve kahrolası kapıyı da kapat. - Bu bir oyun mu? - Şimdi birkaç kelime okuyacağım. Bir anlam ifade etmeyecekler ama yine de dinlemeni istiyorum.
- I'm new here. I know nothing.
- What about the doorman before you?
- He quitted.
- What's his name?
- Wong Fu.
- Do you have his address?
- No.
- Do you keep the tapes of the surveillance camera?
- Yes, but they're recycled every three days.
- Why didn't you keep them for longer?
- Just a few households round here. What's the point? Video tapes cost a lot. Hey, you have no right to question me!
- Burada yeniyim. Hiçbir şey bilmiyorum.
- Ya senden önceki kapıcı?
- İstifa etti.
- İsmi nedir?
- Wong Fu.
- Sende adresi var mı?
- Hayır.
- Gözetleme kamerasının bantlarını saklıyor musun?
- Evet ama onlar üç yılda bir geri dönüşüm oluyorlar.
- Onları neden daha uzun süre saklamadın?
- Sadece birkaç daire var burada. Ne anlamı var? Bantlar çok pahalıya mal oluyor. Hey, beni sorgulamaya hakkın yok.
- I'm new here. I know nothing.
- What about the doorman before you?
- He quitted.
- What's his name?
- Wong Fu.
- Do you have his address?
- No.
- Do you keep the tapes of the surveillance camera?
- Yes, but they're recycled every three days.
- Why didn't you keep them for longer?
- Just a few households round here. What's the point? Video tapes cost a lot. Hey, you have no right to question me!
- Burada yeniyim. Hiçbir şey bilmiyorum.
- Ya senden önceki kapıcı?
- İstifa etti.
- İsmi nedir?
- Wong Fu.
- Sende adresi var mı?
- Hayır.
- Gözetleme kamerasının bantlarını saklıyor musun?
- Evet ama onlar üç yılda bir geri dönüşüm oluyorlar.
- Onları neden daha uzun süre saklamadın?
- Sadece birkaç daire var burada. Ne anlamı var? Bantlar çok pahalıya mal oluyor. Hey, beni sorgulamaya hakkın yok.
- This inquiry, may be taken down and used against them Anybody here want a lawyer No? Miss Carter, you brought your own. Mr Gallagher, do you want a lawyer?
- No.
- Bu soruşturma, yazılı hale getirilip onlara karşı kullanılabilir. Burada avukat isteyen kimse var mı? Hayır mı? Bayan Carter siz kendinizinkini getirdiniz. Bay Gallagher avukat istiyor musunuz?
- Hayır.
- Tell us about those screams.
- I didn't hear them myself. There were tourists from Ohio in the park.. and they heard them and told me about it the next day.
- Now, Mr. Lodwick. This testimony is incompetent. The witness is yours.
- Bize şu çığlıklardan bahsedin.
- Onları ben duymadım. Parkta Ohio'lu turistler vardı ... onlar duymuş ve bana ertesi gün bahsettiler.
- Şimdi... Bay Lodwick. Bu ifade yetersiz. Tanık sizindir.