go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 555 kişi  10 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

their

zm. onların
  • - I call them dogs and if they're lapping up their own vomit, the only way to stop them is with the lash .
    - But dogs only obey their own nature. So why shouldn't we forgive them?
    - Onlara köpek diyorum ve eğer kendi kusmuklarını yiyorlarsa, onları durdurmanın tek yolu kamçıdır.
    - Ama köpekler sadece kendi doğalarına itaat ederler. Bu yüzden neden onları affetmiyoruz?
  • - They are elusive things the moment we name them their meaning disappears, melts, dissolve like a jellyfish in the sun.
    - Onlar, onları isimlendirdiğimiz anda anlamları kaybolan, yok olan, güneşte kalmış bir deniz anası gibi eriyen tarifi zor şeyler.
  • - There is no place like Whoville around Christmas Day. Every window was flocked every lamppost was dressed ....and the Whoville band marched in their Christmasy best. Merry Christmas! Merry Christmas!
    - Noel gününde Whoville gibi bir yer daha yoktur. Her pencere pamuklarla kaplanır, her sokak lambası süslenir ...ve Whoville korosu en güzel Noel şarkılarını söyler. Mutlu Noeller! Mutlu Noeller!
  • - I was immediately struck by their music, their beat and sense of humour on stage. Even when I met them, I was struck again by their personal charm.
    - Müziklerine, tempolarına ve sahnedeki mizah anlayışlarına hemen vurulmuştum. Onlarla tanıştığımda bile, bu sefer kişisel cazibelerine çarpıldım.
  • - Probably in the morning they'll launch their attack here.
    - We'll let them get in.
    - Not all of them. Just one. Or two. As soon as they enter, we shut the gates.
    - Muhtemelen sabah buraya saldırılarına başlayacaklar.
    - , İçei girmelerine izin vereceğiz.
    - Hepsinin değil. Birisinin. Ya da ikisinin. Onlar içeri girer girmez, kapıları kapatacağız.
  • - Is she off work?
    - The thing is, she and her brother got themselves arrested.
    - How come? He's a leader of the strike at the factory there.
    - I reckon, they're both a pair of commies. Jail is their badge of honor.
    - İş dışında mı?
    - Mesele şu ki, o ve kardeşi tutuklandılar.
    - Nasıl olur? Oradaki fabrikanın grevinde lider o.
    - Bana kalırsa, ikisi bir çift kominist. Hapis onlar için onur nişanı.
  • - No, it's 35 years of marriage talking. Women protect their privacy. You never go in their handbags. lt's always, ''Bring me my purse.''
    - Hayır. Burada 35 yıllık evlilik konuşuyor. Kadınlar mahremiyetlerini korurlar. Asla çantalarına bakamazsın. Her zaman ''Çantamı getir!'' derler.
  • - Everything's set to go, right?
    - Yes, sir. The harbour is blockaded.
    - Good. Have all surface ships begin their sonar search.
    - Gitmek için herşey hazır, değil mi?
    - Evet efendim. Liman kuşatıldı.
    - Güzel. Yüzer gemilerin hepsini sonar araştırmasına başlat.
  • - The boys were in, when I came back here. They were living in their pajama to avoid doing laundry. They were eating gorp for supper.
    - I won't even ask what gorp is.
    - It's a mixture of wheat and oats.
    - Geri döndüğümde çocuklar buradaydı. Çamaşır yıkamamak için pijamalarıyla oturuyorlardı. Yemek olarak da müsli yiyorlardı.
    - Müslinin ne olduğunu sormayacağım bile.
    - Buğday ve yulaf karışımı bir şey.
  • - You'll be staying with eleven other international musical geniuses at their posh estate.
    - Musical geniuses? I think I'm gonna be sick.
    - Diğer on bir uluslararası müzik dehası ile onların havalı mülklerinde kalıyor olacaksın.
    - Müzik dehaları? Sanırım, kusacağım.
  • - When other boys had their eyes on girls, I sat in Juvenile prison for having taken an old lame granny's sledge. Mikkonen.
    - Diğer çocuklar gözlerini kızlardan ayıramazken, ben eski, garip bir büyükanne kızağını almak için çocuk hapishanesinde otururdum.
  • - They say de Rais had a habbit of choosing some of the best and brightest from his classes and eating them.
    - Should I ask why?
    - Poor fool thought that by eating their flesh he would gain their youth and therefore become immortal.
    - Okay, so what does it mean?
    - Don't rush to understand, Rusty. Just listen and feel.
    - DeRais'in sınıflarından en iyi ve en parlakları seçip onları yeme alışkanlığı olduğunu söylediler.
    - Neden diye sormalı mıyım?
    - Zavallı sersem etlerini yiyerek onların gençliklerini kazandığını ve dolayısıyla da ölümsüz olacağını düşünüyormuş.
    - - Tamam. yani bu ne anlama geliyor?
    - Anlamak için acele etme, Rusty. Sadece dinle ve hisset.
  • - I will not be the cause of any more death because my judgement was faulty ...I will not permit anyone else to sacrifice their life for mine.
    - Daha fazla ölüme neden olmayacağım çünkü benim yargım yanlıştı... Hiç kimsenin hayatını benimki için feda etmesine izin vermeyeceğim.
  • - We must be vey quiet or the bees will discover that I'm tying to get honey from their hive. Shh, shh.I don't know why,but it seems to upset them.
    - Çok sessiz olmamız lazım yoksa arılar, kovanlarından bal almaya çalıştığımı anlarlar. Şştt. Bilmiyorum niye ama bu onları bir şekilde sinirlendirdiyor.
  • - This is based on your assumption that Kane parked $100 milllon in the bank.
    - If I get on their network I can verify her balance.
    - Bütün bunlar Kane'in bankaya 100 milyon dolar yatırdığı varsayımına dayanıyor.
    - Eğer ağlarına girebilirsem, hesap bakiyesini kontrol edebilirim.
  • - You ever notice how they never come down here. This is where the work is, right? Same reason we get a half share to their one. Our time is their time.
    - Buraya nasılda hiç gelmediklerini fark edemiyorsun. Burası işin olduğu yer, tamam mı? Onların bir payına karşılık bizim yarım almamızla aynı nedenden. Bizim zamanımız onların zamanı.
  • - One side kills, then the other.
    - How do you know?
    - It goes way back. They're fighting for the land.
    - They'd rather kill than solve their problems. Real fanatics. It's like the two snakes I saw fighting.
    - Bir taraf öldürür, sonra öteki.
    - Nereden biliyorsun?
    - Çok eskilerden. Arazi için savaşıyorlar.
    - Problemlerini çözmektense öldürmeyi tercih ediyorlar. Gerçek fanatikler. İki yılanı savaşırken görmek gibiydi.
  • - You gave him everything else.
    - What?
    - You took their tests, handwriting, voice samples, psychyinfos... They used it all to figure out your passwords.
    - Başka herşeyi verdin onlara.
    - Neyi?
    - Testelerini, elyazısı ve ses numunelerini, psikanalizleri... Hepsini şifrelerini öğrenmek için kullandılar.
  • - Conqueror of my father who takes up arms for me to give me back a country, a kingdom and the royal name... I have to hide here. Conqueror of my brothers, I see him stained with their blood.
    - Bana bir ülke, bir krallığı ve asil bir soyadını geri vermek için bana silahlar alan babamı fetheden kişi... Burada saklanmak zorundayım. Kardeşlerimi fetheden kişi, hala üstünde onların kan lekelerini görüyorum.
  • - String him up again!
    - He'll die, if we lash him again, my lord.
    - Oh, he'll die, will he? Another one of their Saxon impudences. They'll do anything to trick us. Continue!
    - Mercy, good master! Have mercy!
    - Father! Father! Stop!
    - Bağlayın onu!
    - Onu yine kamçılarsak, ölecek, lordum.
    - Oh, ölecek, öyle mi? Bir başka Sakson arsızlığı daha. Bizi oyuna getirmek için her şeyi yaparlar. Devam et!
    - Merhamet, iyi efendi! Merhamet gösterin.
    - Baba! Baba! Dur!

9,194 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024