ihtiyaçlar, istenen şeyler want ihtiyaç, arzu, gereksinim, lüzum, gereksinme, yokluk, fakirlik, istek istemek, arzulamak, talep etmek, arzu etmek, yoksun olmak, ihtiyacı olmak, gerektirmek, eksik olmak
and decided she never wants to
see me again as long as she lives.
...yaşadığı sürece beni bir daha
görmek istemediğine karar verdi.
Mr. Reece, did you say "He'll be here soon" ? He wants his usual accommodations?
- Just like always.
- Tell him everything will be ready.
-Bay Reece, birazdan burada olacağını mı söylediniz? Her zamanki konaklama yerini mi istiyor?
-Her zamanki gibi.
- Herşeyin hazır olacağını kendisine söyleyin.
- Tomorrow will start investigating
- Good! If he wants to investigate, he must open the jail for Adela!
- Of course, sir!
- By tomorrow night, Adela will be back in your hands!
- Yarın soruşturma başlayacak.
- İyi. Eğer soruşturmak istiyorsa, hapishaneyi Adela için açmalı.
- Elbette, efendim.
- Yarın akşama kadar, Adela elinizde olacak.
- Ndugu and I, want you to know that he receives all of your letters. He hopes that you are happy in your life and healthy. He thinks of you everyday. And he wants very much your happiness.
- Ndugu ve ben tüm mektuplarını aldığını bilmeni istiyoruz.Hayatından mutlu ve sağlıklı olmanı umuyor. Her gün seni düşünüyor. Ve senin mutluluğunu çok istiyor.
- Probably wants to whine to me about his latest boyfriend. Friends like that are hard to deal with sometimes.
- That's what friends are for.
- I know that,
- Muhtemelen son erkek arkadaşı ile ilgili sızlanmak istiyor.Bu tip arkadaşlar baş etmek bazen zor oluyor.
- Arkadaşlar bunun içindir.
- Bunu biliyorum.