go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1026 kişi  04 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » something

something

i. bir şey
  • - I'm glad you're not a cop.
    - Did you do something wrong?
    - Do I look like I did something wrong?
    - I don't know.
    - Do I look like a thief? Or a murderer? If so, you shouldn't have left me with the kids.
    - Polis olmadığına sevindim.
    - Yanlış birşey mi yaptın?
    - Yanlış birşy yapmış gibi mi görünüyorum?
    - Bilmem.
    - Hırsıza mı benziyorum? Ya da katile? Eğer öyleyse, beni çocuklarla bırakmamalıydın.
  • - Something like that.
    - So,she's on the rebound.
    - Öyle bir şey.
    - Yani, şu anda boşta.
  • - ?'ll tell everyone you have
    something important to do. - Really?
    - Önemli bir işin olduğunu söylerim.
    - Sahi mi?
  • - You can´t be sure there´s something there yet
    - This morning I thought I felt him kick.
    - How can they kick? It bet he size of my thumbnail.
    - Orada birşey olduğundan henüz emin olamazsın.
    - Bu sabah tekmelediğini hissettiğimi sandım.
    - Nasıl tekmeleyebilir? Bahse girerim baş parmağımın tırnağı kadardır.
  • - The thing which we call honor.. could become something material.. it would be very good for fertilizing the land, Manure. For growing lettuce and tomatoes. That is honor, in my humble opinion.
    - This is bullshit, Dolly.
    - Onur olarak adlandırdığımız şey... materyale dönüşebilir. araziyi verimlendirmek iyi birşey olurdu, Manure. Marul ve domates yetiştirmek için. Nacizane fikrimce bu bir onur.
    - Bu saçmalık, Dolly.
  • - Oh, sorry. I know I left them in the studio.
    - I'll get them
    - I'm going with you. May I lean on you, Nicolas? I'm wobbly.
    - Wait, I'll help you. What's happened?
    - Nothing. A bit of epilepsy,or something like that.
    - Oh, pardon. Onları stüdyoda bıraktım, biliyorum.
    - Ben alırım.
    - Seninle geleyim. Sana yaslanabilir miyim, Nicholas? Biraz sallanıyorum.
    - Dur. Sana yardım edeyim. Ne oldu?
    - Hiç birşey. Küçük bir sara ya da onun gibi birşey.
  • - Then you'll have to do something about it and someone else will be hurt. It's really very simple.I can hurt someone or not hurt someone.
    - O zaman bu konuda bir şeyler yapmalısın ya da başka birinin canı yanacak. Gerçekten çok basit. Birinin canını yakabilirim ya da yakmayabilirim.
  • - Why not? Got something to hide? Don't you know me?
    - You aren't supposed to look in a lady's handbag?
    - Neden? Sakladığın birşey mi var? Beni tanımıyor musun?
    - Bir bayanın el çantasını karıştırmaman gerekir.
  • - What have we been drinking?
    - I don't know. It was something with a horse on the label. Dog. It was like a dog horse.
    - Ne içiyorduk?
    - Bilmiyorum. Etikette at gibi birşey vardı. Köpek. Köpek at gibiydi.
  • -What kind of people end up at the bottom of a dam?
    - I think people who got involved in something awful.
    - Nasıl bir insan barajın dibine bırakılır ki?
    - Bence çok kötü şeylere bulaşan bir insan.
  • - Hey. - We're in the middle of something.
    - Merhaba. - Kramer, şu an işin ortasındayız.

  • - I've blown it. I should just go and knock on her door right now and kiss her.
    - It would be romantic. Something we could someday tell our kids.
    - Mahvettim. Gidip şimdi kapısını çalmalı ve onu öpmeliyim.
    - Bu çok romantik olur.Bir gün çocuklarımıza anlatabileceğimiz birşey.
  • - Louis! Please wake up! Oh, God ! Please wake up! What is it?
    - Something horrible is wrong with me. I can't breathe.
    - I'm calling the ambulance.
    - No, wait.
    - Wait? Are you fucking crazy?
    - Louis! Lütfen uyan! Tanrım! Lütfen uyan!
    - Bana korkunç birşeyler oluyor. Nefes alamıyorum.
    - Ambulansı arıyorum.
    - Hayır. Bekle.
    - Bekle mi? Delirdin mi?
  • - It's a small apartment.
    - I know.
    - But I do remember the kitchen now. We were eating. We were in the kitchen. I spilled something on your sweater. Do you remember what that was?
    - Küçük bir daire.
    - Biliyorum.
    - Ama mutfağı şimdi hatırladım. Yemek yiyorduk. Mutfaktaydık. Kazağına birşey dökmüştüm. Ne olduğunu hatırlıyor musun?
  • - You said my daughter wanted me to do something for her. What is it?
    - Pray for her. I noticed she was happier, more talkative.
    - Kızımın kendisi için bir şey yapmamı istediğini söyledin. O nedir?
    - Onun için dua et. Onun daha mutlu, daha konuşkan olduğunu fark ettim.
  • - You got something on your mind? - No.
    - Kafanda bir şeyler var mı? - Hayır.

  • - Fine.
    - Now I'll show you something beautiful.
    - İyi.
    - Sana güzel bir şey göstereceğim.
  • - Good night.
    - Good night. Something wrong with this latch?
    - Not to worry. I'll give it a jolly good slam now.
    - İyi geceler.
    - İyi geceler. Kapının kolunda bir problem mi var?
    - Endişelenme. Kapıyı çok sert çarpıcam şimdi.
  • Great.
    Aw, you could learn
    something from compliment guy.
    - Harika. - Şu iltifat eden adamdan
    bir şeyler öğrenebilirdin.
  • - I usually say fuck the truth. But mostly the truth fucks you. I see something else about you. Deep inside you, there's a part of you...the most inner part... entirely free of disease. I can see that. Is that....
    - That isn't true.
    - Genelde gerçeği boşver derim. ama genellikle gerçek seni boşverir. Sende başka birşey daha görüyorum. Derinlerde, bir tarafın... en içten tarafın... tamamen hastalıktan uzak. Bunu görebiliyorum. Bu...?
    - Bu doğru değil.

5,315 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024