go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1623 kişi  10 Arl 2025 
 En çok kullanılan kelimeler
 En çok kullanılan fiiller
 Sınav Kelimeleri
 Diğer
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » setting

setting
set, set, setting, sets
i. düzenleme, dizme, bileme, çerçeve, olay yeri, hikâyenin geçtiği yer, set, sahne, dekor, beste, batış, sertleşme (çimento vb.), bir kişilik yemek takımı, testere diş çaprazını ayarlama
  • You are going to jail for setting up a false alibi.
    Suç işlendiği sırada başka bir yerde olduğunla ilgili yalan söylediğin için hapse gireceksin.
  • Setting boundaries.
    Sınırlar koymak.
  • Pardon me for setting you up with a beautiful, intelligent woman.
    Senin, güzel ve akıllı bir kadınla aranı yapmaya çalıştığım için üzgünüm.

  • Have they thought about changing the setting?
    Mekanı değiştirmeyi hiç düşünmediler mi?

  • We're setting up an amplifier system to echo Lyta's telepathic commands.
    Lyta’nın telepatik emirlerini aksettirecek bir hoparlör sistemi kuruyoruz.
  • She was just crashing there
    while she was setting up her business.
    İşi kurduğu sırada orada oturuyordu.
  • In the setting sun your love fade and the sun fails to rise again.
    Güneşin batarken-gün batımında, aşkın da solar ve güneş tekrar doğamaz.
  • We decided night before last, before we came up here I trust the setting was properly romantic Lights on dimmers and gypsy violins offstage.
    Buraya gelmeden bir gece önce ortamın çok romantik olmasına karar verdik. Işıklar kısık olacak ve çingene kemanları da sahnenin arkasında.
  • It's going to be dangerous setting this trap.
    Bu tuzağı kurmak tehlikeli olacaktır.
  • I spent 3 months setting up this deal.
    Bu anlaşmayı yapmak için 3 ay harcadım.
  • While I was in the laboratory Dixon was setting the explosive charge. What Dixon didn't know, what I couldn't tell him, was that the CIA also had a team in that building.
    Ben laboratuardayken, Dixon imla hakkını (bir seferde ateşlenecek patlayıcı madde miktarı) düzenliyordu. Dixon’un bilmediği, kendisine söyleyemediğim şey, CIA’nın da o binada ekibi olduğuydu.
  • But did it ever occur to you that she and
    Vohland were setting you up for a scam?
    Ama hiç onun ve Vohland'ın
    seni dolandırdıkları aklına gelmedi mi?

  • We've always been the development project that lived in a time pressured setting and always where commercial entities were relying heavily on releases in a certain time frame.
    Mitchell Baker
  • The gentleman puts me in mind of an old hen which persists in setting after her eggs are taken away.
    Fisher Ames
  • Who ever hears of fat men heading a riot, or herding together in turbulent mobs? No - no, your lean, hungry men who are continually worrying society, and setting the whole community by the ears.
    Washington Irving
  • Caring for children is a dance between setting appropriate limits as caretakers and avoiding unnecessary power struggles that result in unhappiness.
    Charlotte Davis Kasl
  • Life has a way of setting things in order and leaving them be. Very tidy, is life.
    Jean Anouilh
  • There is still oversight in the forms of audits and monthly statement reviews, but most of their time is now available to negotiate major purchases and setting up of other long term contracts.
  • The world is... the natural setting of, and field for, all my thoughts and all my explicit perceptions. Truth does not inhabit only the inner man, or more accurately, there is no inner man, man is in the world, and only in the world does he know himself.
    Maurice Merleau-Ponty
  • Maintaining order in the classrooms has never been easy and it is evident that the school setting requires some easing of the restrictions to which searches by public authorities are ordinarily subject.
    Byron White

155 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025