- You're gonna have to get used to taking care of yourself now.
- I know. I know.
- You might have to hire a maid.
- A maid? Oh, no. I don't need an extra expense. At least for a few weeks.
-Bundan sonra kendine daha dikkatli bakmalısın.
-Biliyorum.
-Aslında bir bakıcı tutsan iyi olur.
-Bakıcı mı?Hayır. Fazladan masrafa gerek yok. En azından bir kaç hafta için.
-I know You might have to hire a maid.
-A maid?Oh, no.
-I'll be your aid, I don't need the extra expense.At least for a few weeks.
-Biliyorum. Bir hizmetçi tutmak zorunda kalabilirsin.
-Hizmetçi? Oh, hayır.
- Ben yardımcın olacağım, ektra bir masrafa gerek yok. En azından bir kaç hafta için.
- Any truth to the rumor you might eventually marry?
- No comment, for now.Well, as relationships go, you certainly have the odds against you.
- Sonunda evlenebileceğin söylentileri ile ilgili hiç doğruluk payı var mı?
- Şimdilik yorum yok. Şey, ilişkiler devam ederken, avantajlı durumda olmadığınızdan başarı ihtimaliniz elbette çok zayıf olur.
- We've convinced them to throw our official support to Sheridan. If the Narn were to do the same in a joint statement, it might help. If two forces recently at war with one another can agree on this.
- Sheridan'a resmi desteğimizi vermek için onları ikna ettik. Eğer Narn ortak ifadede aynı şeyi yaparsa, yararı olabilir. Şayet her iki kuvvet birbiriyle savaş haline girerse bunda hemfikir olabilirler.
- Right. And.. And I hope you'll like the gift..
- It's not exactly...you know, romantic, but we thought that the dog collar might be really helpful.
- Pekala..umarım hediyeyi beğenmişsinizdir.
- Aslında pek de, bilirsin işte, romantik değil, ama düşündükte köpek tasması işimize gerçekten yarayabilir.
- I just leave them alone.
- Hey! I thought dogs chase after the chickens.
- I guess it might be a jaguar. It came in here and ate chickens.
- Hey! Let's go and see it.
- Actually, it's not a dog or a jaguar.
- Onları rahat bırakıyorum.
- Hey! Köpeklerin tavukları kovaladığını sanıyordum.
- Sanırım, bir jaguar olabilir. Buraya gelip tavukları yemiştir.
- Hey! Hadi gidip bakalım.
- Aslında, bu ne bir köpek ne de bir jaguar.
- Do you have ten seconds, too?
- Instructors are allowed 45 seconds.
- Give me a ladle! Give me one.
- Hurry! Give it to him. That's an order.
- We might have to use some deadly weapons.
- On dakikan var mı?
- Eğitmenlerin 45 dakika izinleri var.
- Bana bir kepçe ver! Hadi, ver onu.
- Çabuk! Ver şunu ona! Bu bir emirdir.
- Daha öldürücü silahlar kullanmak zorunda kalabiliriz.
- He said that my grade might be okay.. but. Well. Basically. I posses an essential lack of seriousness. And that's what they look for.
- Him too?
- That's what the guy said.
- Notlarımın iyi olabilecepini söyledi... ama ... Şey... Temelde çok temel bir ciddiyet eksikliğim varmıış. Ve aradıkları buymuş.
- O damı?
- Adamın dediği buydu.
- Which village is that?
- Chandanpur. You may have heard of it. lt's a 3 hour journey by train. And 2 hours 30 minutes by bus. So it must be about 200 miles away.
- lt might be more than that.
- Hangi köy bu?
- Chandanpur. Duymuş olabilirsin. Trenle 3 saatlik bir yol. Ve otobüsle 2 saat 30 dakikalık. Yani 200 mil kadar uzalıkta olmalı.
- Bundan daha fazla da olabilir.