go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 828 kişi  18 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » let's

let's

  • - I'm sorry for you.
    - I've managed all these years without your pity.
    - Let's go back, Boriska.
    - I can't. I know that's not the right clay.
    - Then what is right?
    - I know what it is. I don't need people like you. I can manage things on my own.
    - Senin için üzülüyorum.
    - Bütün bu yılları senin acıman olmadan yaşadım.
    - Hadi dönelim, Boriska.
    - Yapamam. Bunun doğru gün olmadığını biliyorum.
    - Peki öyleyse doğru olan ne?
    - Ne olduğunu biliyorum. Senin gibi insanlara ihtiyacım yok. Tek başıma başarabileceğimi biliyorum.
  • - I can't believe you voted for Reagan.
    - I hope he gets better.
    - Reagan?
    - Your friend.
    - He won't. Neither will Reagan.
    - Let's not talk politics, okay?
    - Reagan'a oy verdiğine inanamıyorum.
    - Umarım daha iyi olur.
    - Reagan mı?
    - Arkadaşın.
    - Olmayacak. Reagan da olmayacak.
    - Politika konuşmayalım, tamam mı?
  • - Let's relax.
    - Stan, no.
    - Rahatlayalım.
    - Stan, hayır.
  • - The party is over, let's go, It's over?
    - It's not over, it has just started. The harm caused by love is just cured by another one.
    - Parti bitti. Hadi gidelim, bitti.
    - Bitmedi. Daha yeni başladı. Aşkın verdiği zarar ancak başka bir aşkla iyileşir.
  • - Sorry. I have to go back to the office with Chief.
    - So we're not needed. Great! Let's go to horse racing,
    - Pardon. Şefle birlikte ofise dönmem gerek.
    - O zaman bize ihtiyacınız yok. Harfika! Hadi at yarışına gidelim.
  • - You can see God there and that's better.
    - But God is everywhere, Nelly. The catechism says so.
    - You think? He isn't here now seeing us.. and hearing all we say.
    - Yes, but we can't see.
    - Let's test it out. You look hard and I'll listen.
    - All right.
    -Are you listening?
    -Yes...but if you don't keep quiet, I won't hear anything.
    - All right,
    - Orada Tanrı'yı görebilirsin ve bu daha iyi.
    - Ama Tanrı her yerde, Nelly. Kateçizm öyle diyor.
    - Öyle mi dersin? O şu anda burada değil ve bizi görmüyor... ve dediklerimizi duymuyor.
    - Evet ama göremeyiz.
    - Hadi bunu test edelim. Sen iyice bak ve ben de dinleyeyim.
    - Tamam.
    - Dinliyor musun?
    - Evet .. ama sessiz olmazsan, hiçbir şey duyamam.
    - Tamam.
  • - Are you gonna live there with us
    - Let's see what the judge says,
    - OK. The court denies the motion for joint custody,and awards sole custody of the children to the mother. Miss Gipson is moving away.
    - Orada bizimle yaşayacak mısın?
    - Bakalım yargıç ne diyecek.
    - Tamam. Mahkeme ortak velayet talebini reddediyor ve çocukların anneye tam velayetine karar veriyor.
  • - We'll put it into this envelope and seal it. Then we'll countersign it.
    - Let's examine it at the office.
    - Onu bu zarfa koyacak ve mühürleyeceğiz. Sonra onu tasdik için imzalatacağız.
    - Hadi bunu ofiste tetkik edelim.
  • - I just leave them alone.
    - Hey! I thought dogs chase after the chickens.
    - I guess it might be a jaguar. It came in here and ate chickens.
    - Hey! Let's go and see it.
    - Actually, it's not a dog or a jaguar.
    - Onları rahat bırakıyorum.
    - Hey! Köpeklerin tavukları kovaladığını sanıyordum.
    - Sanırım, bir jaguar olabilir. Buraya gelip tavukları yemiştir.
    - Hey! Hadi gidip bakalım.
    - Aslında, bu ne bir köpek ne de bir jaguar.
  • - Well, let's just leave. - Elaine will kill me.
    - O zaman, gidelim buradan. - Elaine beni öldürür.

  • - Why do they attack a gas station?lt's so fucking boring.
    - Let's rob the Gas Station again.Let's go.For fun!
    - Neden bir benzinciye saldırırlar ki? Çok sıkıcı.
    - Hadi tekrar benzinciyi soyalım. Sadece eğlence için!
  • - It looks delicious. Let's finish it. Anyway, you looked so cool when you slapped me last night.
    - lf you don't wake up, I will kick you.
    - What if that still doesn't work?
    - Then I'll die.
    - Lezzetli görünüyor. Hadi bitirelim şunu. Neyse, dün gece beni tokatladığında çok havalı görünüyordun.
    - Eğer uyanmazsan, seni tekmelerim de.
    - Ya eğer bu da işe yaramazsa?
    - O zaman ölürüm.
  • - Kramer, what did you do? - Well, let's put it this way:
    - Kramer, Ne yaptın? - Şey, şöyle diyelim:

  • I'm frightened.
    Let's go.
    - Korkmaya başladım.
    - Gidelim.
  • - The funny thing is that according to Katarina, l am nothing but a spineless jellyfish.
    - Jellyfish? Now you're talking. Let's try to enjoy ourselves now.
    - Exactly,
    - Komik olan tarafı; Katarina'ya göre ben omurgasız bir deniz anasından başka birşey değilim.
    - Deniz anası mı? İşte şimdi doğru söylüyorsun. Hadi şimdi biraz eğlenelim.
    - Kesinlikle.
  • - Hey. Hi Cadence, this is Paul Finch.
    - Finch, meet my younger sister, Cadence.
    - Nice to meet you. You're reading Descartes.
    - Yep.
    - I think, therefore I am. Hungry. Hungry. So, when's Mark getting in?
    - Uh, let's see, that would be never.
    - Did you guys break up? How tragic.
    - Hey. Selam Cadence, bu Paul Finch.
    - Finch, küçük kardeşim Cadence'le tanış.
    - Tanıştığımıza memnun oldum. Descartes okuyoprsunuz.
    - Evet.
    - Düşünüyorum öyleyse varım. Açım. Açım. Peki Mark ne zaman geliyor?
    - Iıı bir bakalım, hiç bir zaman.
    - Siz ayrıldınız mı? Ne trajik.
  • - Hey, pretty cool, huh? Nifty lids.
    - All right, this is for Mikey.
    - All righty
    - Hey, it's a lampshade. Let's see.
    - And for Leonardo,there you go. What else do we have here?
    - And Donatello...?
    - Japanese swords.
    - Hey, çok hoş, ha? Kullanışlı botlar.
    - Tamam, bu Mikey için.
    - Tamamdır.
    - Hey, bu bir abajur. Bir bakalım.
    - Ve Lomberdo için, al bakalım. Başka neyimiz var?
    - Ya Donatello...?
    - Japon kılıçları.
  • - Let's sit and talk. I'll tell you.
    - But I already know everything.
    - Then you know I'll never paint again.
    - Hadi oturup konuşalım. Sana anlatacağım.
    - Ama zaten her şeyi biliyorum.
    - O halde bir daha asla resim yapmayacağımı biliyorsun.
  • - Let's sit and talk. I'll tell you.. .
    - But I already know everything.
    - Then you know I'll never paint again.
    - Why so?
    - Because it's of no use to anyone. That's all.
    - Hadi oturup konuşalım. Sana anlatacağım şey...
    - Ama ben zaten herşeyi biliyorum.
    - O zaman bir daha resim yapmayacağımı da biliyorsun.
    - Neden öyle?
    - Çünkü kimseye faydası yok. Hepsi bu.
  • - Let's talk about it.
    - It took me a long time to get over it and it was so hard.
    - Dan, get on with your life. It's over.
    - Hadi konuşalım bunu.
    - Atlatmak uzun zamanımı aldı ve çok da zor oldu.
    - Dan, hayatına devam et! Herşey geçti.

384 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024