go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1011 kişi  01 Haz 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

her

zm. onu, ona, onun, o
  • We injected the throat with a strong anti-inflammatory. We also administered her a sedative so she would rest.
    İltihaba karşı boğazdan şırınga yaptık. Ayrıca dinlenebilsin diye ona sakinleştirici de verdik.
  • I never should have rescued her from that tower in the first place.
    İlk başta onu o kuleden asla kurtarmamam gerektiğini bilmeliydim.
  • Police searching for a Dundee mother-of-three who went missing two weeks ago believe they have found her body.
    İki hafta önce kaybolan bir Dundee anneyi arayan polisler onun cesetini bulduklarına inanıyorlar.
  • My gut says he didn't kill her.
    İçgüdülerim onu öldürmedi diyor.

  • The pattern of her underclothes was stencilled in burn marks on her body and the metal in her brassiere had melted
    İç çamaşırlarının deseni bedenindeki yanıklarda şablon olarak çıkmış ve sütyenindeki metal erimiş.
  • Except the humps aren't on her back.
    Hörgüçlerinin sırtında olmadığı haricinde.

  • The Talk of Hollywood. Stories of her childhood and upbringing portrayed her in a sympathetic light
    Hollywood hikayelerindeki çocukluğu ve büyüyüşünü anlatan dedikodular onu sempatik gösteriyordu.
  • He has outside interests. He could've met her anywhere.
    Hobileri var. Onunla herhangi
    bir yerde tanışabilirdi.
  • I always got a good vibe off her.
    Her zaman ona karşı hislerim oldu.

  • It was fortunate for her to find a good man for her who knew everything and accepted her.
    Her şeyi bilen ve yine de onu kabul eden iyi bir adam bulmuş olduğu için talihli.
  • On top of everything else, she actually let me put my train set in her back room.
    Her şeyden öte, tren setimi arka odasına koymama izin veriyor.

  • You need to save them all, don't you? Because you couldn't save her.
    Hepsini kurtarman gerek değil mi? Çünkü onu kurtaramadın.

  • All of them connected with death, and vampires, with blood, and pain, and trouble. Her husband involuntarily groaned as she turned to him and said lovingly, Do not fret, dear.
    Hepsi ölümle, vampirlerle, kanla, acıyla ve ıstırapla ilintili. Ona dönüp Endişelenme, hayatım derken kocası bilinçsizce inledi.
  • All of them had been crying a little; Grete now and then pressed her face against her father's arm.
    Hepsi biraz ağlamıştı; Grete arada bir yüzünü babasının koluna bastırmıştı.
  • Nurse Consuelo does not have permanent visa.
    That's her problem, not ours.
    Hemşire Consuelo'nun daimi vizası yok.
    Bu onun sorunu, bizim değil.
  • Get her mother
    on the phone now.
    Hemen annesini
    telefona bağla
  • I'm damn sure he knew Helen Lee. Why His face twitched...when I mentioned her name
    Helen Lee'yi bildiğinden adım gibi eminim. Adını andığımda neden yüzü ekşisin ki.
  • No. I helped her.
    Hayır. Ona yarıdm ettim.

  • No. I didn't touch her.
    Hayır. Ona dokunmadım.

  • No, she's just in town
    for the holidays
    visiting her aunt.
    Hayır, sadece tatil için
    teyzesini ziyarete gelmiş.

3,791 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024