go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 458 kişi  28 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » couldn't

couldn't

  • - Hazel Dobkins is the name. Do you know her?
    - Couldn't get it out of my head for years. Nice little housewife. Three little kids... a nice husband.... No financial problems.
    - İsmi Hazel Dobkins. Onu tanıyor musun?
    - Yıllarca aklımdan çıkaramadım. Küçük tatlı ev hanımı. Üç küçük çocuk... tatlı bir koca.... Para problemleri yoktu.
  • - We couldn't find anything.
    - So no more treatment.
    - There's nothing to treat. You're healthy.
    - So I can go home?
    - Of course. Good luck!
    - Hiçbir şey bulamadık.
    - Artık tedavi yok yani...
    - Tedavi edecek birşey yok. Sağlıklısın.
    - Yani eve gidebilirim, öyle mi?
    - Elbette. Bol şans!
  • - With her pregnancy, Eva underwent a complete change. She became cheerful, gentle and outgoing. She got lazy and couldn't be bothered with her parish work or her piano-playing.
    - Hasmileliğiyle birlikte Eva, tam bir değişim geçirdi. Neşeli, kibar ve cana yakın oldu. Tembelleşti ve mahalle işleriyle ya da piyano çalmakla ilgilenmez oldu.
  • - Get out of here. - I couldn't take it anymore.
    - Hadi ordan! - Daha fazla dayanamazdım.

  • - Have you seen the news papers?
    - Yes, I read something.
    - No, the journalist couldn't be here.
    - Gazeteleri gördün mü?
    - Evet, birşey okudum.
    - Hayır, gazeteci bura olamaz.
  • - Couldn't you work in the garage?
    - You know I'm not very handy.Your father would have loved it.
    - Garajda çalışamaz mıydın?
    - Biliyorsun pek de yetenekli değilim aslında. Ama baban olsa o yapabilirdi.
  • - How did you come into my house?
    - From Mohan's house. l couldn't come from the front door. So l had to do so.
    - Why do you go quietly? - in the darkness like a thief ?
    - What is the use of keeping this from you. l go to meet Mohan's wife.
    - Evime nasıl girdin?
    - Mohan2ın evinden. Ön kapıdan gelemedim. Ben de böyle yapmak zorunda kaldım.
    - Neden bu kadar sessizce girdin? - bir hırsız gibi karanlıkta?
    - Bunu senden saklamanın ne anlamı var. Mohan'ın karısıyla buluşacağım.
  • - How did you come into my house ?
    - From Mohan's house. l couldn't come from the front door. So l had to do so.
    - Evime nasıl girdin?
    - Mohan'ın evinden. Ön kapıdan gelemedim. O yüzden böyle yapmak zorunda kaldım.

  • - Stop. Oh, no. Oh, my fur and whiskers.
    - Someone's head will roll for this.
    - Yours. Off with her...
    - But, but, but, consider, my dear. Uh, couldn't she have a trial? Huh? First?
    - Trial?
    - Well... Just a, a little trial? Hmm?
    - Hmm. Very well, then. Let the trial begin!

    - Dur! Oh, hayır. Oh, kürküm ve sakallarım.
    - Bu yüzden birisi kafasını kaybedecek.
    - Seninki. Onunkini alın.
    - Ama, ama, ama,... düşün hayatım. Iı, duruşmaya çıkamaz mı? Ha? Önce?
    - Duruşma mı?
    - Şeyy... küçük bir duruşma sadece? Hmm?
    - Hmm. Pekala o zaman. Duruşma başlasın!

  • - Stop. Oh, no. Oh, my fur and whiskers.
    - Someone's head will roll for this.
    - Yours. Off with her...
    - But, but, but, consider, my dear. Uh, couldn't she have a trial? Huh? First?
    - Trial?
    - Well... Just a, a little trial? Hmm?
    - Hmm. Very well, then. Let the trial begin!
    - Dur! Oh, hayır. Oh, kürküm ve sakallarım.
    - Bu yüzden birisi kafasını kaybedecek.
    - Seninki. Onunkini alın.
    - Ama, ama, ama,... düşün hayatım. Iı, duruşmaya çıkamaz mı? Ha? Önce?
    - Duruşma mı?
    - Şeyy... küçük bir duruşma sadece? Hmm?
    - Hmm. Pekala o zaman. Duruşma başlasın!
  • - He couldn't stop talking about them when he returned. They are so rich, and yet so humble. Then, one day, Karan took me to the flying club. Where, all his choppers were lined up.
    - Döndüğü zamandan beri durmadan onları anlatıyordu..Çok zenginlermiş ama çok da mütevazilermiş. Sonra bir gün, Karan beni uçuş klubüne götürdü. Klüpte bütün helikopterleri sıra olmuştu.
  • - Detective couldn't find a handle on a coffee cup so dropped it.
    - Dedekyif kahve bardağının kulpunu bulamadı ve onu düşürdü.
  • - She'd never done that before. I couldn't figure it out. She had a job as a music therapist, which is kind of a teacher for sick kids. So there was enough money.
    - Bunu daha önce hiç yapmamıştı. anlayamadım. İş olarak müzik terapistliği yapıyordu, hasta çocuklar için bir tür öğretmenlik. Yeteri kadar parası da vardı yani.
  • - We're not getting anywhere with this Soho murder .
    - Well, what about that man the landlady passed on the stairs?
    - She couldn't describe him except to say that he was carrying something.
    - Bu Soho cinayeti ile ilgili ilerleme kaydedemiyoruz.
    - Peki ya ev sahinin merdivenlerde yanından geçtiği adam?
    - Birşey taşıyor olduğunu söylemk dışında onu tarif edemiyor.
  • - That bike's been customized just for me.
    - It's too wild. You couldn't handle it.I don't see how you can ride something like that, man.
    - Bu motor bana özel yapıldı.
    - Fazla vahşi. Baş edemezsin bununla. Böyle birşeyi kullanabileceğini düşünmüyorum, dostum.
  • - They couldn't touch me when I was a lawyer. Now that I'm dying, they try this. That's fair? What am l? A dead man.
    - Ben avukatken, onlar bana dokunamazlardı. Şimdi ölüyorum diye, bunu deniyorlar. Hak mı bu? Neyim ben? Ölü bir adam.
  • - They couldn't touch me when I was a lawyer. Now that I'm dying, they try this.That's fair? What am l? A dead man.
    - Ben avukatken bana dokunamazlardı. Şimdi ölüyorum diye bunu deniyorlar. Hak mı bu? Neyim ben? Ölü bir adam.
  • - But in terms of the sound effect and the editing, it seems like a short film. The last shot couldn't be a fake one. The girl really is the one in the photos. Let's report this to the police.
    - Ama ses efektleri ve montaj anlamında, kısa bir film gibi gözüküyor. Son sahne sahte olamaz. Kız, gerçekten de resimlerdeki kişi. Hadi bunu polise rapor edelim.
  • - I'm going to belt you right in the teeth.
    - You couldn't belt your mama!
    - Ağzının ortasına bir tane çakarım.
    - Sen anana bile çakamazsın!
  • The "Times" said the one we made looked like a high-school play that couldn't afford the costumes.
    "Times", bizim yaptığımızı köstüme gücü yetmeyen lise oyunu gibi göründüğünü söylemiş.

945 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024