go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 569 kişi  04 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

other

i. diğer
s. başka
zf. bundan başka
  • - Please don't be shy! We owe so much to both of you. Without your help, my humble project would perish. How can I show my appreciation? Any other business?
    - Lütfen utanmayın! İkinize de çok şey borçluyuz. Sizin yardımınız olmadan, mütevazi projem mahvolurdu. Minnettarlığımı nasıl gösterebilirim? Başka bir iş?
  • - The victim was paralyzed.. couldn't fight back. Kevin Marcus puts the rope around his neck, makes a slip knot. And ties off the other end on the truss even though there is no way he could have reached it.
    - Kurban paralize olmuş... karşılık verememiş. Kevin Marcus ipi boynuna geçirmiş, iki düğüm atmış. Ve yetişmesi hiç bir şekilde mümkün olmadığı halde diğer ucunu kirişe bağlamış.
  • - Shut up! Sit down! Open your mouth! Lift your shirt up!
    - What do you want?
    - We wanted to know.. Keep that thermometer in your mouth.
    - My sister was murdered. So was another man. It was the same killer. McCaleb found a link between my sister and this other man.
    - Kes sesini! Otur! Ağzını aç! Tişörtünü kaldır!
    - Ne istiyorsun?
    - Bilmek istediğimiz... Bu termometreyi ağzında tut.
    - Kardeşim öldürüldü. Ve bir başka adam daha. Katilleri aynıydı. McCaleb, kardeşimle bu diğer adam arasında bir bağlantı buldu.
  • - You have two kinds of oranges in California. Valencia, great for juice. The other one... l don't know the name, but it's better for eating.
    - Kaliforniya'da 2 çeşit portakalınız var. Valencia portakal suyu için harika. Diğeri... Adını bilmiyorum ama yemek için daha iyi.
  • - Johnny, where are the other kids?
    - I don't know.
    - Johnny, diğer çocuklar nerede?
    - Bilmiyorum.
  • - He's coming to settle the score. - No. You three all know each other.
    - Hesabı kapatmaya geliyor. - Hayır. Siz üçünüz birbirinizi tanıyorsunuz.

  • - We should all lean. Move over, Mole. I'll pilot this thing.
    - Move over where?
    - Everybody lean left. Mole, your other left.
    - Hepimizin eğilmei gerek. Yana kay,Mole. Bu şeyi kullanacağım.
    - Nereye kayayım?
    - Herkese sola eğilsin. Mole, öbür soluna.
  • - No. There are other ways.
    - Then you should have explored them before you tore our people apart!
    - Hayır. Başka yollar var.
    - O halde onları halkımızı bölmeden önce araştırmalıydın!
  • - You were amazing.
    - Thank you
    - Where did you learn to play like that?
    - Well, jazz flute has always been a small passion of mine.
    - So what other passions do you have, Mr. Burgundy?
    - Harikaydınız.
    - Teşekkür ederim.
    - Böyle çalmayı nerede öğrendin?
    - Şey, caz flüt her zaman küçük bir tutkum olmuştur.
    - Peki, başka ne tutkularınız var, Bay B urgundy?
  • - About the other day...
    - You don't have to explain.
    - I probably do.
    - But... I'm fine. Come on. I thought we were having coffee.
    - You can trust me, you know.
    - I know that.
    - I'd never hurt you.
    - Remember when you said some people were meant to meet each other? Maybe we were meant to meet that night. The night I held your hand.
    - Geçen gün için...
    - Açıklamak zorunda değilsin.
    - Belki de zorundayım.
    - Ama... Ben iyiyim. Hadi. Kahve içtiğimizi sanıyordum.
    - Bana güvenebilirsin, biliyorsun.
    - Bunu biliyorum.
    - Seni asla incitmem.
    - Bazı insanların tanışması gerektiğini söylediğini hatırlıyor musun? Belki de bizim de o gece tanışmamız gerekiyordu. Elini tuttuğum gece.
  • - About the other night, I'm really sorry for what I said. I was hurt, and when I'm hurt, I lash out. You just happened to be in the way. Are we still friends ?
    - Yeah, no problem.
    - Geçen gece, söylediklerim için üzgünüm. İncinmiştim ve incindiğimde sözle saldırıyorum. Sen sadece yoluma çıkmıştın. Hala arkadaş mıyız?
    - evet, problem değil.
  • - At least, I can't think of any other explanation.
    - Well, that sounds about right. Why don't you give her a job, Julian?
    - En azından, başka bir açıklama düşünemiyorum.
    - Evet, bu kulağa doğru gibi geliyor. Niçin ona bir iş vermiyorsun, Julian?
  • - Disco, more than any other dance requires finess. Lean forward slightly and bend your knee for best effect. And your eyes! Maintain eye contact and give them a slight smile
    - Disko dansı, diğer her danstan daha çok ustalık ister. Hafifçe öne eğil ve iyi bir etki için dizini kır. Ve gözlerin! Göz temasında kal ve ona hafifçe gülümse.
  • - The other families...
    - They hand me Sollozzo!
    - Diğerleri...
    - Sollozzo bana verilmeli!
  • - You'll be staying with eleven other international musical geniuses at their posh estate.
    - Musical geniuses? I think I'm gonna be sick.
    - Diğer on bir uluslararası müzik dehası ile onların havalı mülklerinde kalıyor olacaksın.
    - Müzik dehaları? Sanırım, kusacağım.
  • - Make sure you're not late for other clients.
    - No, money's fine, really
    - Bye, Ford. You're our hero. You're the greatest.
    - Diğer müşterilere geç kalmayacağından emin ol!
    - Hayır, parada problem yok, gerçekten.
    - Bay, Ford. Kahramanımızsın. Sen bir tanesin.
  • - When other boys had their eyes on girls, I sat in Juvenile prison for having taken an old lame granny's sledge. Mikkonen.
    - Diğer çocuklar gözlerini kızlardan ayıramazken, ben eski, garip bir büyükanne kızağını almak için çocuk hapishanesinde otururdum.
  • - This is nothing to do with national security. So they are not involved in this case. ln other words, we should handle it ourselves. Understand?
    - Bunun ulusal güvenlikle alakası yok. Onlar bu işin içinde değiller. Başka bir deyişle, bunu kendimiz halletmemiz gerekecek. Anladın mı?
  • - You can forget about it. I mean, I can handle you being there, so don't worry about me. The other day you said I gave up because I didn't have faith.
    - Bunu unutabilirsin. Yani, orada olmanla baş edebilirim bu yüzden benim için endişelenme. Geçen gün vazgeçtiğimi söyledin çünkü inancım yoktu.
  • - In such a deranged state, he might harm himself. Perhaps other people.
    - What shall we do?
    - I think we should call the police.
    - Böyle deli bir durumdayken kendine zarar verebilir. Belki başkalarına da.
    - Ne yapacağız?
    - Bence polisi aramalıyız.

6,242 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024