go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 963 kişi  06 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

hurt

hurt, hurt, hurting, hurts
f. incitmek, acıtmak
i. yara
s. kırgın
  • He can keep the big TV, but he's not gonna hurt my baby, no he's not.
    Büyük televizyon onda kalabilir, ama bebeğime zarar veremeyecek, hayır veremeyecek.
  • A great lie is like a great fish on dry land; it may fret and fling and make a frightful bother, but it cannot hurt you. You have only to keep still, and it will die of itself.
    George Crabbe
    Büyük bir yalan kuru topraktaki büyük bir balık gibidir; endişelendirebilir, düşündürebilir ve çok can sıkabilir fakat sizi acıtmaz. Sadece öylece bırakmalısınız ve o kendi kendine ölecektir.
  • All those years my dad never hurt me.Not once.
    Bunca yıllar içinde babam beni hiç incitmedi.Bir kere bile.
  • You want to fall in love with a shoe, go ahead. A shoe can't love you back, but, on the other hand, a shoe can't hurt you too deeply either. And there are so many nice-looking shoes.
    Allan Sherman
    Bir ayakkabıya aşık olmak istersin, düz git. Bir ayakkabı seni sevemez ama diğer taraftan bir ayakkabı seni bu kadar da derinden acıtamaz. Çok da hoş görünen ayakkabılar var.
  • You hurt my feelings.
    Beni kırdın.
  • I was just trying to hurt
    you 'cause you hurt me.
    Beni incittiğin için ben de
    seni incitmeye çalışıyordum.
  • Are you trying to hurt me?
    Beni incitmeye mi çalışıyorsun?
  • If you really don't want to hurt me, then accept my gift.
    Beni gerçekten incitmek istemiyorsan, hediyemi kabul et.
  • Don't be afraid of me. I didn't mean to hurt you at all.
    Benden korkmayın. Sizi incitmek gibi bir amacım yoktu.
  • l'm a police officer. l've got a gun.l don't want to hurt you.
    Ben bir polis memuruyum. Bir silahım var. Seni yaralamak istemiyorum.
  • They hurt your friend. You lost your temper and that's why eight of these Clowns are now in the hospital.
    Arkadaşını yaraladılar. Sen aniden öfkelendin ve bu yüzden, şu Clowns üyelerinden sekizi şimdi hastanedeler.
  • - l don't wanna hurt you.
    - Are you threatening me?
    - l'm not threatening you. But this is all l can do to help you. Do you know a person called Lon?
    - Yes, he's dead in Taiwan. Are you guys related?
    -Seni zarar vermek istemiyorum.
    -Beni tehdit mi ediyorsun?
    -Tehdit etmiyorum. Bu sana yardım edebilmek için yapabileceğim tek şey. Lon diye birini tanıyor musun?
    -Evet. O Tayvan'da öldü. Tanışıyor musunuz?
  • -What happened to Raj's legs?
    - Nothing serious, really. He met with an accident once and hurt his knee."
    -Raj'ın bacağına ne oldu?
    -Gerçekten ciddi bir şey değil. Başına bir kaza geldi ve dizini incitti.
  • - Why, 'cause I know what a vizsla is?
    - That didn't hurt.
    - Vizsla'nın ne olduğunu bildiğim için mi?
    - Acıtmadı.
  • - He hurt you that badly, huh?
    - lt's none of your business.
    - Well, actually, it's my job so it is my business.
    - Sizi bu kadar kötü yaraladı, ha?
    - Sizi ilgilendirmez.
    - Aslında bu benim işim, bu nedenle de ilgilendirir.
  • - What's your problem? Ever since the ambush in the car park, you've looked at me like I'm your enemy. Why?
    - I really want to know something. Why weren't you hurt in the car park?
    - Senin derdin ne? Park yerindeki pusudan beri, bana düşmanınmışım gibi bakıyorsun. Neden?
    - Gerçekten bir şeyi bilmek istiyorum. Niçin park yerinde yaralanmadın?
  • - You, boy! What's your name? I won't bite you. Come over where I can see you. I won't hurt you. I just need to see. You're a machine.
    - I'm a boy.
    - sen çocuk! Adın nedir? Seni ısırmam. Seni görebileceğim bir yere gel. Sana zarar vermeyeceğim. Yalnızca seni görmem gerek. Sen bir makinesin.
    - Ben bir çocuğum.
  • - Just clam down, tell me slowly. Please tell me..
    - I really don't want to hurt them. But when I saw the photos...I can't...help. I'm afraid I will lose control some day.
    - Sadece sakin ol, yavaşça söyle bana. Lütfen söyle bana.
    - Gerçekten onları incitmek istemiyorum. Ama fotoğrafları gördüğüm zaman... Ben... elimde değil. Korkarım bir gün kontrolümü kaybedeceğim.
  • - Then you'll have to do something about it and someone else will be hurt. It's really very simple.I can hurt someone or not hurt someone.
    - O zaman bu konuda bir şeyler yapmalısın ya da başka birinin canı yanacak. Gerçekten çok basit. Birinin canını yakabilirim ya da yakmayabilirim.
  • - What are you laughing at?
    -Nothing. Ever think of how many people are here because you saved them? Or helped them, or arrested somebody who would've hurt them?
    - Niye gülüyorsun?
    - Hiç. Kaç tane insanın sadece sen onları kurtardığın için burada olduklarını hiç düşündün mü? Ya da onlara yardım ettiğin için, ya da onlara zarar verecek birilerini tutuklamış olduğun için.

369 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024