go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1225 kişi  29 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

can

f. ebilmek, konservelemek
i. teneke kutu
  • Then afterwards|maybe we can go to lunch!
    Sonradan da belki öğle yemeğine gidebiliriz!
  • then get as far away from us as they can.
    sonra olabildiğince hızlı bir şekilde bizden uzaklaşacaklar.

  • I'd stand and salute you, sir,
    but this is the best I can do.
    Sizi ayakta selamlamak isterdim
    efendim ama elimden gelen bu.
  • they asked you whether she can sing a song.
    -let her, she buzzs
    Size onun şarkı söyleyip söyliyemiyeceğini soruyorlar.
    - bırak vızıldasın.
  • Disbelief in magic can force a poor soul into believing in government and business.
    Tom Robbins
    Sihire inanmamak zavallı bir ruhu hükümete ve ticarete inanmaya itebilir.
  • Can you keep a secret?
    Sır tutabilir misin?
  • You can expect temperatures in the high 30s to low 40s.
    Sıcaklıkları 30’ların yukarılarından 40’ların aşağılarına bekleyebilirsiniz.

  • Can I use hot water on my face?
    Sıcak suyu yüzümde kullanabilir miyim?

  • You can give without loving, but you can never love without giving.
    Robert Louis Stevenson
    Sevmeden verebilirsiniz ama asla vermeden sevemezsiniz.
  • The word that I used was "love" Like the love of a child for its parents. I propose that we build a robot-child who can love
    Sevgi derken kastım bir çocuğun anne babasına duyduğu gibi birşey. Sevebilen bir robot-çocuk yaratmayı öneriyorum.
  • You know very well that I am poverty-stricken I can offer you nothing.
    Seninde çok iyi bildiğin üzere parasızlık belimi büktü. Sana teklif edebileceğim hiçbirşey yok.
  • You can only afford one shoe.
    Senin sadece tek bir ayakkabı alabilecek gücün var.
  • -I can't believe I'm crying in front of you. You must think I'm so pathetic. No, no, no, I admire a man who can cry.
    - Really?
    Senin önünde ağladığıma inanamıyorum. Çok acınacak halde olduüumu düşünüyor olmalısın.
    -Yo, yo hayır. Ağlayabilen bir adama hayran olurum.
    -Gerçekten mi?
  • If there's something I can do for you,
    you come, we talk.
    Senin için yapabileceğim bir şey olursa,
    bana söyle.
  • What can I do for you? I heard on the grapevine you were leaving.
    Senin için ne yapabilirim? Üzüm bağında duyduğum kadarıyla gidiyormuşsun.
  • What can I do for you?
    Senin için ne yapabilirim?

  • Let me see if I can clarify it for you because it isn't easy.
    Senin için bunu açıklayabilir miyim bir düşüneyim, çünkü kolay değil.
  • We spend a fortune on you and all you can do is criticize.
    Senin için bir servet harcadık ve tek yapabildiğin eleştirmek.
  • As you can see I've started quite the trend and It's become all the fashion in the city
    Senin de gördüğün gibi, bu trendi ben başlattım ve şehirde moda haline geldi.
  • l know lots of women you can date.
    Senin çıkabileceğin birçok kadın tanıyorum.

15,572 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024