go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1039 kişi  02 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

by

zf. yakın
ed. yanında, yoluyla, kadar (süre)
ök. yan
  • It might be set off by microwav ovens, so I would steer clear of pancake houses of the international variety
    Bir mikrodalga fırınla başlatabiliriz bu işi., böylece uluslar arası çesitliliğe sahip krep evlerinden kurtulurum.
  • When the oak is felled the whole forest echoes with it fall, but a hundred acorns are sown in silence by an unnoticed breeze
    Bir meşe ağacı kesilip yere düştüğünde bütün orman onun düşüşüyle eko yapar,fakay yüzlerce meşe palamudu farkedilmeyen bir rüzgarla sessizce ekilirler.
  • A coach's greatest asset is his sense of responsibility - the reliance placed on him by his players.
    Knute Rockne
    Bir koçun en büyük varlığı sorumluluk duygusudur - oyuncuları tarafından ona kondurulan güvenç.
  • It is said he was once swallowed whole by a fierce dragon.
    Bir keresinde onun vahşi bir ejderha tarafından bütün olarak yutulduğu söyleniyor.
  • I was hanging on by a thread,but I was still making tuition.
    Bir ipe dayanmama rağmen halen okul taksidimi çıkarıyordum.
  • A man cannot become an atheist merely by wishing it.
    Napoleon Bonaparte
    Bir insan, sadece bunu dilereyek ateist olamaz.
  • A sculptor is a person who is interested in the shape of things, a poet in words, a musician by sounds.
    Henry Moore
    Bir heykeltraş, nesnelerin şekliyle; bir şair kelimelerle; bir müzisyen de seslerle ilgilenen birisidir.
  • One day a golden carriage drawn by six horses stopped before their house.
    Bir gün, altı atın çektiği altından bir at arabası onların evinin önünde duruverdi.
  • In another sharp contrast, the penultimate scene of the movie is a first person monologue by the Stalker's wife, where she looks directly into the camera and explains, with increasing authority, how she met the Stalker and decided to stick with him.
    en.wikipedia.org/wiki/Stalker_(film)
    Bir diğer keskin zıtlık, Stalker'in eşinin filmin sondan bir önceki sahnesinde kameraya doğrudan bakıp Stalker ile nasıl karşılaştığını ve onunla birlikte olmaya nasıl karar verdiğini artan bir yetkinlikle açıkladığı monologtur.
  • A biomolecule is any organic molecule that is produced by a living organism, including large polymeric molecules such as proteins, polysaccharides, and nucleic acids as well as small molecules such as primary metabolites, secondary metabolites, and natural products.
    Biomolecule By Frederic P Miller, Agnes F Vandome, John McBrewster
    Bir biyomolekül yaşayan bir organizma tarafından üretilen, protein, polisakkarid ve nükleik asitler gibi büyük polimerik moleküller kadar birincil metabolitler, ikincil metabolitler ve doğal ürünleri de içeren tüm organik moleküllerdir.
  • The difference between a saint and a hypocrite is that one lies for his religion, the other by it.
    Minna Antrim
    Bir aziz ve hipokrat arasındaki fark,birinin dini adına, diğerinin onunla yalan söylemesidir.
  • One evening, after the child was in bed, I began to amuse myself by examining the furniture of my room and by rearranging my own little things.
    Bir akşam,çocuk yattıktan sonra odamın mobilyalarını inceleyerek,ve küçük eşyalarımı yenide düzenleyerek,kendimi eğlendirmeye başladım.
  • The scientists back then were unable to solve the mystery,so they decided to entrust their collected data and test samples.to future generations by preserving them in a frozen capsule.
    Bilim insanları gizemi çözmekte başarısız oldular, bu nedenle topladıkları verileri ve test örneklerini dondurulmuş bir kapsülde saklayarak gelecek nesillere bırakmaya karar verdiler.
  • Access to computer and telecommunications equipment is prohibited by your mother's immunity agreement.
    Bilgisayar ve iletişim donanımına giriş, annenin muafiyet anlaşmasıyla yasaklanmıştır.
  • By showing them what we know we may put ourselves at a disadvantage.
    Bildiklerimizi onlara göstermekle kendimizi dezavantaja sokabiliriz.
  • 5 years ago All killed by an unknown foreign agent.
    Beş yıl önce hepsi bilinmeyen yabancı bir ajan tarafından öldürüldü.
  • He was acting on my instructions.He gets paid to abide by and to enforce the law.
    Benim talimatlarıma göre hareket ediyor. Bana uyması ve yasayı uygulaması için maaş alıyor.
  • When will you come back for me?
    I won't. You'll have to be here by yourself.
    Benim için ne zaman geri geleceksin?
    Gelmeyeceğim. Burada kendi başına olmak zorundasın.
  • I was sent by a friend
    of Johnny Fontane.
    Beni, Johnny'nin bir dostu yolladı.
  • I always wanted to be thought of as
    a brother by you, Mikey. A real brother.
    Beni daima bir kardeş olarak
    görmeni istemiştim. Gerçek bir kardeş.

13,618 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024