go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1348 kişi  07 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

a

i. lâ [müz.], pek iyi
  • Chief can I also take a week off?
    Şefim ben de bir hafta izin alabilir miyim?
  • Chief Peter's death was not an accident. Fei, we could make a big fortune if we get hold of the tape.
    Şef Peter’ın ölümü kaza değildi. Fei, kaseti ele geçirsek, büyük bir servet kazanabilirdik.
  • That tramp...
    Too much of a sad sack.
    Şarlo...
    Sakarlığın da bu kadarı olmaz.
  • Do I need a hat? I need a hat, don't I?
    Şapkaya ihtiyacım var mı? Bana şapka lazım değil mi?

  • I said I might take a chance.
    Şansımı deneyebilirim dedim.
  • They work triple shifts with faulty equipment for pay that's a joke!
    Şaka gibi-komik bir maaş için üç mesai, hatalı ekipmanlarla çalışıyorlar.
  • As the poet said, 'Only God can make a tree,' probably because it's so hard to figure out how to get the bark on.
    Woody Allen
    Şairin dediği gibi, " Yalnızca Tanrı bir ağaç yapabilir." , muhtemelen ağaç kabuğunu nasıl giydirileceğini çözmek çok zor olduğu için.
  • We met with the poet Frank O'Hara, who was a link between Upper and Lower Bohemia, and who worked at the Museum of Modern Art, where we had hoped to do the readings.
    David Amram
    Şair Frank O'hara ile tanıştık,alt ve üst bohemya arasında bir köprüydü,ve modern sanatlar müzesinde çalıştı,ki orada okumayı ümidediyoruz.
  • The thief took the van while the driver was making a call from a pay phone.
    Sürücü ankesörlü bir telefondan arama yaparken hırsız kamyoneti aldı.

  • We followed him around
    in a pack
    Sürü halinde takip ederdik çocuğu.
  • While it lasted All beautiful things must end.. so l guess we may as well call it a day.
    Sürmesine karşın tüm güzel şeyler sona ermeli.
    Bu nedenle buna bari 'bir gün' diyelim diye düşünüyorum.
  • Even when that fat cashier at the supermarket
    was yelling at me, I got a little engorged.
    Süpermarketteki şişman kasiyer bana
    bağırırken bile biraz tahrik oldum.
  • Even in moments of tranquility, Murray Walker sounds like a man whose trousers are on fire.
    Clive James
    Sükunet anlarında bile Murray Walker pantolonu alev almış bir adam gibi konuşur.
  • He's a pedophile, then he's a copycat.
    So, now he's an artist?
    Sübyancıydı, taklit cinayetçi oldu.
    Şimdi de sanatçı mı?

  • They make a face. It's like I'm asking them to donate a kidney.
    Suratlarını asıyorlar. Sanki böbrek bağışlamalarını istedim.

  • The man with a scar on his face was talking to the police man.
    Suratında yara olan adam polisle konuşuyordu.
  • Maybe I could be, like, an announcer, like, a colour man.
    Sunucu da olabilir. Ya da bir yorumcu.

  • I consider it a great personal dishonour
    to have to deny that I am a criminal.
    Suçlu olduğumu inkar etmeyi
    büyük bir şerefsizlik sayarım.
  • The criminal finally acknowledged that he was a drug addict.
    suçlu en sonunda uyuşturucu bağımlısı olduğunu kabul etti.
  • You are going to jail for setting up a false alibi.
    Suç işlendiği sırada başka bir yerde olduğunla ilgili yalan söylediğin için hapse gireceksin.

91,185 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025