go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1562 kişi  04 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

a

i. lâ [müz.], pek iyi
  • The greatest improvement for the time being, of course, would be achieved quite easily by moving house; what they needed now was a flat that was smaller and cheaper than the current one which had been chosen by Gregor, one that was in a better location and, most of all, more practical.
    Şidilik,enbüyük gelişme,elbette, evi taşıyarak oldukça kolay bir şekilde kazanılabilirdi;onların ihtiyacı olan Gregorun seçtiği şu anki daireden daha küçük ve daha ucuz,daha iyi bir yerde ve hepsinden önemlisi daha pratik bir daireydi.
  • Pampered vanity is a better thing perhaps than starved pride.
    Joanna Baillie
    Şımartılmış gurur belkide aç bırakılarak boyun eğdirilmiş kibirden daha iyi bir şeydir.
  • Uh, uh, ooh, there's
    a pin in the sweater.
    Şey, süveterde bir
    tane pin var.
  • Um, the mail came a little
    later than usual today.
    Şey, posta bugün diğerlerinden
    biraz daha geç geldi.
  • Well, he’d like a snake or an alligator, but he isn’t going to get one.
    Şey, o bir yılan veya timsah istiyor ama alamayacak.

  • Well, here’s a seating plan of the concert hall.
    Şey, işte konser salonunun oturma planı.

  • Well, and I think that's a good idea.Good thing to do, probably.
    Şey, düşündüm de iyi bir fikir. Muhtemelen yapılacak iyi birşeydir.
  • Well, I had to do it last night because I’m going to see a play tonight.
    Şey, bunu dün gece yapmalıydım çünkü bu gece bir oyun izlemeye gideceğim.

  • Well, is that really your hair or is it a wig?
    Şey, bu gerçekten senin saçın mı yoksa bir peruk mu?

  • Oh, it was kind of
    a regional tragedy.
    Şey, bölgesel bir trajediydi.
  • Well, it's been a week. It's up to the cat now.
    Şey, bir hafta oldu. Bu artık kediye kalmış.

  • Well, there's a little bit of a problem.
    Şey, aslında ufak bir problem var.

  • Well, it's a complicated idea,
    Şey, aslında bu biraz
    karmaşık bir fikir,
  • Well, let's just say Naomi and I
    experimented quite a bit in college.
    Şey ee, Naomi ve ben bir süre
    üniversitede bazı denemeler yaptık diyelim.
  • Well actually, I meant a two-way radio.
    Şey aslında, alıcı-verici radyoyu kastetmiştim.

  • People who've moved city or emigrated. They hire people to tidy up the graves, and fresh flowers, and you know. That's a good racket.
    Şehre taşınan ya da göç eden insanlar. Onlar mezarlara çekidüzen vermeleri ve taze çiçekler için insanları tutarlar, ayrıca biliyorsun. Bu iyi bir iş.
  • Martyrdom covers a multitude of sins.
    Mark Twain
    Şehitlik günah çokluğunu örter.
  • He lives near the city center, and works in a mall downtown.
    Şehir merkezine yakın oturmaktadır ve şehir merkezinde bir alışveriş merkezinde çalışmaktadır.

  • They're kind-hearted and very good And a bit mischievous too I have to say But they both observe the law of modesty
    Şefkatli ve çok iyiler. Ve söylemeliyim ki bir miktar da haşarılar. Ama her ikisi de alçakgönüllü olmanın kurallarının farkındalar.
  • A master has a couple of daughters, they're Tatiana and Olga.
    Şefin iki tane kızı var. Adları Tatiana and Olga'dır.

91,185 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025