En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
 i. lâ [müz.], pek iyi Can you give me a few more days?
Sure.But we do need your contact number. Bana birkaç gün daha verebilir misiniz?
Elbette. Ama irtibat numaranıza ihtiyacımız var. Um, if you'll just excuse me for a moment. Bana biraz müsaade vermenizi isteyeceğim.
  She gave me a number and said after I killed Dragon I could contact her uncle. And he'll help get us back home. Bana bir numara verip Dragon'u öldürdükten sonra amcasıyla irtibata geçmemi söyledi. Eve dönememize yardım edecek.29.08.2009 neslitukenmis ! Could you do me a favor? Bana bir iyilik yapar mısın?
  Could you do me a favor? Bana bir iyilik yapar mısın?
  Do me a favour.
Take this into consideration. Bana bir iyilik et.
Bütün bunları göz önüne al. Get me a towel Bana bir havlu getir. Give me a cross. Let believer kiss the cross You'll get your cross. Bana bir haç ver. İnananların haçı öpmesine izin verelim. Sen de haçını alacaksın. He was gonna make me a bow and arrow that could go through a dustbin. He never did, of course, but... Bana bir çöp kutusunu delip geçen yay ve ok yapacaktı. Ama tabi ki hiçbir zaman yapmadı ama.. - Give me a glass of wine.
- It isn't good for you.It's good for your heart. Bana bir bardak şarap ver. O sana yaramaz. Kalbine iyi gelir. You looked after me like a father. Bana bir baba gibi baktın. I saw you with her, sitting together on a veranda at a dance. Baloda seni verandada onunla oturduğunu gördüm. The resemblance is quite good enough for a waxworks gallery. Balmumu galerisinde eserler aslına oldukça benzerlik gösteriyordu. You put a fish behind the wheel, and they go, "This isn't right. Balığı direksiyonun arkasına geçirdiğinizde, "Bu doğru değil.
  What you're looking at is, without a doubt.. never-before-seen footage of live action shot on an actual field of battle Baktığınız şey hiç kuşkusuz savaşın gerçek cephesindeki canlı bir film çekiminin daha önce hiç görülmemiş görüntüsüdür. Not that he ever went into
it. It's just a precaution. Baktığından değil. Önlem olsun diye. Look, I'm selling a book. It's really interesting, about a goat. Baksana, bir kitap satıyorum. Gerçekten ilginç, bir keçi hakkında. Look at this.
Looks like a partial footprint. Baksana şuna.
Kısmî ayak izi gibi. Hey, you're a good diver. I saw you in there at the pool,diving off the high platform. Baksana sen iyi bir dalgıçsın. Seni havuzda yüksek platformdan suya atlarken gördüm. Look, I know you're
having a tough run. Bak, Şuan zor bir
dönemdesin biliyorum.
91,185 c?mle
|