En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
 i. lâ [müz.], pek iyi It's a book about the last days of Elvis. It includes a cassette of his last phone conversation. Elvis' in son günlerini anlatan bir kitap. Onun son telefon konuşmasının bir kasetini de içeriyor. The apples are all rotten.In all my years, I'venever seen such a famine.We are slowly dying out. Elmaların hepsi çürük. Ömrümde böyle kıtlık görmedim. Yavaş yavaş yok oluyoruz. There’s a great movie on channel two at eight o’clock, after Fifty-nine Minutes. Elli dokuz Dakika’dan sonra saat sekizde ikinci kanalda harika bir film var.
 Put your hand in your pocket, like you
have a gun. You'll be all right. Elini cebine sok, sanki silah varmış gibi.
Endişe etme. He sends his best. He's a good man. Loyal... Elindekilerin en iyisini yolluyor. O iyi bir adam. Sadık... To love so furious a victor,who, bloodstained,comes before me,torch in hand and lusting for more killing,having reduced Elinde feneri ve daha fazla cinayetin işlenmemesini arzulayan, kana bulanmış bir galibi bu şekilde sevmek herşeyden önce gelir. You have a good hand, don't you? Elin iyi, değil mi? We have a medical certificat.e that says, if the comb had entered her skull.. "the tortoise shell" might have affected her brain. Elimizdeki tıbbi sertifikada, kafatasına bir tarak değmesi durumunda “kaplumbağa kabuğu”nun beynini iltihaplandırabileceği yazıyor. We have here a witness
that will further testify... Elimizdeki bu tanık
Michael Corleone'nin... All I get is a glass of wine
and a "pretty please." Elime geçecek tek şey bir kadeh
şarap ve ''güzel bir lütfen'' nasıl olsa. I have here in my hand a cheque
made out to the university... Elimde üniversitenin adına yazılmış
bir çek bulunmakta,... You don't have to say "l have a gun in my hand. They know it'll really tear them up with higher unemployment creating more crime in Flint Elimde silah var demek zorunda değilsin. Flint firmasında daha çok suç oluşturan yoğun işsizlikle fiilen yok olacaklarını biliyorlar. The difference between critics and audiences is that one is a group of humans and one is not.
Edward Albee
Eleştirmenler ve izleyiciler arasındaki fark,birinin bir grup insan olması ve birinin olmamasıdır.22.04.2010 onr - ?eviren: Duran ! There is a minimal disturbance in the electromagnetic field. Mass acceleration is diminishing. Elektromanyetik alanda minimal bir bozulma var. Kütle ivmelenmesi kayboluyor-azalıyor. I'm sorry you had a rough time at the embassy.
Elçilikte güç anlar geçirdiğin için üzgünüm.
I'm alerting the embassy. They're gonna evacuate. There's a door at the end of the corridor. Meet me there.
Elçiliği alarma geçiriyorum. Tahliye edecekler. Koridorun sonunda bir kapı var. Orada beni bul.
Sure she would. But who has
money for a rug? Elbette, gider ama
kilim alacak para ne gezer? Of course you do, but you're imagining a guy you like. Elbette hoşlanırsın, hayal ettiğin erkek arıyor.
  Of course there's a plan. Elbette bir plan var. Elaine, take a walk with me to the Laundromat. Elaine, benimle çamaşırhaneye gelir misin?
 
91,185 c?mle
|