go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1060 kişi  19 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

down

f. yere indirmek
i. tüy, bunalım
s. aşağıya doğru
  • - Kurt leads him down a dead end, so he'd drop it.
    - You underestimated Tippin. Agent Kurtz' lack of field experience put us all at risk. What are you doing using a junior agent, Jack?
    - Kurt onu ölü çıkmaza dek yönlendirir, ve o da atar.
    - Trippin'i küçümsedin. Ajan Kurtz'un saha tecrübesi eksikliği hepimizi riske atar. Acemi bir ajanı kullanmakla ne yapıyorsun, Jack?
  • - You should be ashamed of yourself.
    - Why? Nothing happened.
    - They're digging up the pavement.
    - They're always doing that.
    - I'll go down and get a few shot.
    - Can't you do it from here?
    - You're right. I'll get the tripod. That was smart thinking. It'll be a documentary film. What are you reading?
    - I'm just looking at pictures.
    - Kendinden utanmalısın.
    - Neden? Hiçbir şey olmadı.
    - Kaldırımı kazıyorlar.
    - Onlar bunu her zaman yapıyor.
    - Aşağı inip birkaç çekim yapacağım.
    - Buradan yapamaz mısın?
    - Haklısın. Fotoğraf sehpasını alayım. Bu akıllıcaydı. Bir belgesel film olacak bu. Ne okuyorsun?
    - Sadece resimlere bakıyorum.
  • - You should be ashamed of yourself.
    - Why? Nothing happened.
    - They're digging up the pavement.
    - They're always doing that.
    - I'll go down and get a few shots.
    - Can't you do it from here?
    - You're right. I'll get the tripod. That was smart thinking. It'll be a documentary film. What are you reading?
    - I'm just looking at pictures.
    - Kendinden utanmalısın.
    - Neden? Hiçbir şey olmadı.
    - Kaldırımı kazıyorlar.
    - Onlar bunu her zaman yapıyor.
    - Aşağı inip birkaç çekim yapacağım.
    - Buradan yapamaz mısın?
    - Haklısın. Fotoğraf sehpasını alayım. Bu akıllıcaydı. Bir belgesel film olacak bu. Ne okuyorsun?
    - Sadece resimlere bakıyorum.
  • - There were no women screaming.
    - Those screams were down by the gate.
    - Objection!
    - I see no reason for objecting yet.
    - Kadın çığlığı falan yoktu.
    - Kapıdan aşağıda kadın çığlıkları duyuluyordu.
    - İtiraz ediyorum.
    - Kabul edilmedi.
  • - Jas, looking down from here... it's really high.
    - Of course, it's high. We're on the 10th floor.
    - Have you thought of suicide? From here, sh-sh... and jump...
    - Sure.
    - Jas, buradan aşağı bakınca... gerçekten çok yüksek.
    - Elbette yüksek. 10. kattayız.
    - Hiç intihar etmeyi düşündün mü? Buradan hop hooop ve atla...
    - Elbette.
  • - Help! Pick me up! Get me out of here! Drop down a ladder! Please! Please, come back! I don't know anything about the flaregun. I swear I was here all the time long.
    - İmdat! Beni yukarı çek! Beni buradan çıkar! Bir merdiven gönder! Lütfen! Lütfen, geri dön! Silahla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Yemin ederim, tüm bu zaman boyunca buradaydım ben.
  • - Do you keep a journal every day?
    - Yes. Since I was 14. I write down everything that happens to me.
    - Do you like writing?
    - Yeah.
    - Her gün günlük tutuyor musun?
    - Evet. 14 yaşımdan beri. Başıma gelen herşeyi yazıyorum.
    - Yazmayı sever misin?
    - Evet.
  • - Back up as far as you can go, get a good running start, jump out across.
    - Jump across to what?
    - The ledge! See that ledge down there? Grab on to these wires and swing.
    - Gidebildiğin kadar geriye git koşmaya başla ve karşıya atla.
    - Karşıya nereye?
    - Çıkıntıya. Aşağıdaki çıkıntıyı görüyor musun? Şu telleri tut ve sallan.
  • - Sir It's getting tight in here.
    - We can still give him a haircut. Helm, come down five degrees.
    - Efendim burası gittikçe daralıyor.
    - Hala saçını kesebiliriz. Helm, 5 derece aşağı gel.
  • - You ever notice how they never come down here. This is where the work is, right? Same reason we get a half share to their one. Our time is their time.
    - Buraya nasılda hiç gelmediklerini fark edemiyorsun. Burası işin olduğu yer, tamam mı? Onların bir payına karşılık bizim yarım almamızla aynı nedenden. Bizim zamanımız onların zamanı.
  • - Where'd you get that?
    - From the great Antarctic pine forest right over the hill.
    - There are no pine forests in Antarctica.
    - This one's a blue spruce.
    - There are no blue spruce in...
    - I chewed this pine tree down with my teeth. Like a beaver. I'm hungry, I haven't eaten in three days.
    - Bunu nereden aldın?
    - Tepenin tam üzerindeki Antarktik çam ormanından.
    - Antarktika'da çam ormanı yoktur.
    - Bu bir mavi ladin.
    - Burada mavi ladin...
    - Bu çam ağacını dişlerimle çiğnedim. Bir kunduz gibi. Çok açım. Üç gündür yemek yemedim.
  • - One of these times he chased me down the hall, he got me into my bedroom,and he was beating the crap out of me.
    - Bu zamanlardan birinde beni koridorda kovaladı, beni yatak odama soktu ve ölesiye dövdü.
  • - This inquiry, may be taken down and used against them Anybody here want a lawyer No? Miss Carter, you brought your own. Mr Gallagher, do you want a lawyer?
    - No.
    - Bu soruşturma, yazılı hale getirilip onlara karşı kullanılabilir. Burada avukat isteyen kimse var mı? Hayır mı? Bayan Carter siz kendinizinkini getirdiniz. Bay Gallagher avukat istiyor musunuz?
    - Hayır.
  • - I'll come for something to eat.
    - Well, that's good. Maybe you could stand down there near the lamppost.
    - Fine, but only because it's you.
    - I appreciate .it.I'll treat you to a beer later on.
    - Birşeyler yemeğe geleceğim.
    - Şey, bu iyi. Belki aşağıda sokak lambasının orada durursun.
    - Tamam, ama sadece senin için.
    - Minnetarım. Daha sonra sana bir bira ikram ederim.
  • - If you're looking for somebody they're all down at the church hall.
    - Birini arıyorsan, herkes aşağıda, kilise salonunda.
  • - I remember quite a bit of it. Really in a big hangar down in Kent... We were driving round this airfield in a Mini Cooper.
    - Birazını hatırlıyorum. Kent'de büyük bir hangarda... Bir Mini Cooper'la askeri havaalanına gidiyorduk.
  • - I know he is.
    - So why ask me to lay down to them?
    - Biliyorum.
    - O zaman neden diz çökmemi istiyorsun?
  • - Now wait a minute. Calm down a bit. Try some deep breathing. Maybe just hum a little. 'Harika hissediyorum' ?ark?s?n?...
    - No!! How about you hum the 'I'm a Crazy Asshole' song?
    - Bekle bir dakika. Biraz sakinleş. Biraz derin nefes almayı dene. Ya da belki biraz şarkı mırıldan. 'I Feel Pretty'...
    - Hayır! Senin 'Ben Deli Bir Pisliğim' şarkısını mırıldanmana ne dersin?
  • - The babysitter stop at the kid's room. She reaches for the doorknob. Her hand is trembling, her heart is beating fast. Sweat pours down her face. She opens the door...
    - Bebek bakıcısı çocuğun odasında durur. Kapı tokmağına uzanır. Eli titremektedir, kalbi hızla çarpmaktadır. Yüzünden terler akar. Kapıyı açar...
  • - Look at me! You have to slow your breathing down. Slow, steady breaths.
    - I can hardly stand.
    - I'm not gonna let you die down here.
    - Bana bak! Nefes alışını yavaşlatmalısın. Yavaş ve düzenli nefesler.
    - Güçlükle durabiliyorum.
    - Burada ölmene izin vermeyeceğim.

2,952 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024