go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 779 kişi  02 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » can't

can't

f. yapamamak, edememek
  • The last incident only allows usto charge them for an assault. We can't lay charge on Wendy.
    Son olay onları sadece darptan suçlayabilmemize olanak tanıyor. Wendy' yi suçlayamayız.
  • - You can't really see it from the street, but it's there. Park your car at the gate and hop the fence. At the bottom of the quarry.
    Sokaktan göremezsin ama orada.Arabanı kapıda park et ve çitlerden atla.Taş ocağının dibinde.
  • That icy fellow is right...There is something...that we can't weight.
    Soğuk nevale arkadaş haklı.Kaldıramayacağımız bir şey var.
  • Yours is indeed a strange world.People have children they can't raise, so they abandon.
    Sizinki gerçekten de oldukça tuhaf bir dünya. İnsanlar bakamayacakları çocuklara sahip oluyor ve onları terk ediyorlar.
  • That's two long-distance calls I've made to you. Why can't you...?
    Sizin için iki şehirlerarası arama yaptım. Neden..?

  • I can't hear you. What?
    Sizi duyamıyorum, ne?
  • A few of us can't tame him though I'll let you know of the details in a second.
    Size ayrıntıları saniyede bildirecek olsam da, birkaçımız onu evcilleştiremeyiz.
  • I can't move forward
    with either until you sign off
    Siz gözden geçirmeden ben
    daha fazla bir şey yapamam.
  • Some people you can't shush. There's always a certain group.
    Sinemada bazılarına şşş diyemezsiniz. Bunlar kesinlikle grup halindedirler.

  • Bullshit. I still can't hear you.
    Sound off like you've got a pair.
    Siktir git. Seni hala duyamıyorum.
    Yürekli birileri gibi bağır.
  • Bullshit. I can't hear you.
    Siktir git. Seni duyamıyorum.
  • Sierra Class robots can't even speak English.All of them are made in Sweden.
    Sierra sınıfı robotlar İngilizce bile konuşamıyor. Hepsi İsveç'te yapıldı.
  • l can't have a regular conversation with you.
    Seninle normal bir şekilde konuşamıyorum.
  • I can't marry with you. You are so provincial.
    Seninle evlenemem. O kadar dar görüşlüsün ki.
  • I can't have a conversation about anything else with you What it comes down to is faith.
    Seninle başka hiç bir konuda muhabbet edemiyorum-konuşamıyorum. Konu eninde sonunda inanca geliyor.
  • -I can't believe I'm crying in front of you. You must think I'm so pathetic. No, no, no, I admire a man who can cry.
    - Really?
    Senin önünde ağladığıma inanamıyorum. Çok acınacak halde olduüumu düşünüyor olmalısın.
    -Yo, yo hayır. Ağlayabilen bir adama hayran olurum.
    -Gerçekten mi?
  • A woman like you can't afford a house like that.
    Senin gibi bir kadının böyle bir ev almaya gücü yetmez.
  • Well, I can't blame you.
    Seni suçlayamam.
  • l can't blame you. l can't believe she never called you back.
    Seni suçlamıyorum. Seni aramadığına inanmıyorum.

  • It means I can't believe
    I hired you.
    Seni işe aldığıma inanamıyorum demek.

4,007 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024