En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
brought,
brought,
bringing,
brings
f. getirmek Can I bring a date? Kız arkadaşımı getirebilir miyim?
  I must say, I'm continually impressed with how each place you bring us continues to be weirder and weirder. İtiraf etmeliyim ki bizi getirdiğin yerlerin daha ne kadar garip olacağı konusunda sürekli etkileniyorum. Will vengeance bring your son
back to you? İntikam oğlunu sana geri getirecek mi? Nice of people to bring all this food. There is gonna be a lot of left-overs. İnsanların tüm bu yiyecekleri getirmesi ne kadar da hoş. Çok yemek artacak. The same principles which at first view lead to skepticism, pursued to a certain point, bring men back to common sense.
George Berkeley
İlk bakışta kuşkuculuğa götüren aynı ilkeler, belli bir noktaya yönelindiğinde, insanları sağduyuya geri getirirler. George Berkeley14.06.2010 karani - ?eviren: teto74 ! Let's bring him in. İçeri alın. It's not safe
to bring everyone here. Herkesi buraya getirmek güvenli olmaz. Anything he lops off,
we get to bring home for Brian. Herhangi bir şeyini kesip düşürürlerse
Brian için onu eve getireceğiz. Always gotta bring a gun to a knife fight, don't you? Her zaman bıçak dövüşüne silah
getirmek zorundasın, değil mi? My dream has become reality and the donkey can fly.Cinderella, bring me my coffee. Hayalım gerçekleşti ve o eşek uçabiliyor. Cinderalla bana kahve getir. As long as we bring the towel. Havluyu getirdiğimiz sürece. Really? Why were you going to bring it up? Gerçekten mi? Neden
açacaktın ki konuyu? We can bring back other people from your time in the past. So you won't feel lonely. Geçmişte senin zamanından diğer insanları da getirebiliriz. Böylece kendini yanlız hissetmezsin. Bring it on, mister. Elinden geleni ardına
koyma bayım! If you want to exchange it, just bring the receipt. Eğer onu değiştirmek istiyorsan, sadece faturayı getir. lf l find anything valuable,l'll bring it back to you. Eğer değerli bir şey bulursam, sana geri getireceğim onu. Dearest David, when you are lonely.. ...we can bring back other people from your time in the past. Çok sevgili David, yalnız olduğunda…senin geçmişinden diğer insanları getirebiliriz. How dare you tell me how to bring up my child! Çocuğumu nasıl büyütmeyi bana öğretmeye nasıl cüret edersin? You need to make allowance for the emotions that this will bring up.
Bunun besleyeceği duyguları dikkate almaya mecbursun.
You know what?
I'm so sorry to bring it up. Bunu söylediğim için üzgünüm.
 
1,089 c?mle
|