- All right I'll walk you to your car, if you'd like.
- Yeah. Sure. It's a bad neighborhood.
- Maybe I should walk you to your car.
- I don't have a car.
- You want a ride home?
- No, thank you. I'd like to walk. Are you okay to drive?
- I'm not drunk. You think I am? You'll know when I'm drunk. I'll be throwing up. And I never throw up, so...
- Tamam. İstersen, seninle arabana kadar yürüyeyim.
- Evet, elbette. Kötü bir mahalle.
- Belki de seninle arabana yürümeliyim.
- Arabam yok.
- Eve bırakmamı ister misin?
- Hayır, teşekkür ederim. Yürümek istiyorum. Sen kullanabilecek misin?
- Sarhoş değilim. Öyleyim mi sandın? Sarhoş olsam anlardın. Kusarım. Ve ben hiç kusmam... o yüzden...
- Suppose she broke down.
- I'd walk back and do a thing or two to that engine.. spit on her, kick her,and she'd go right to work.
- Oh, she knows who's boss.
- I suppose you're right.
- Sanırım, bozuldu.
- Geri gidip motora bir-iki şey yaparım.. tükürürüm, tekmelerim ve çalışmaya başlar.
- Oh, patronun kim olduğunu biliyor.
- Sanırım, haklısın.
- The guns stopped them.
- You're right.
- Next time they walk right up and knock
- Yeah, but they don't know that. They're probably looking for other ways to get in.
- Onları silahlar durdurdu.
- Haklısın.
- Bir dahaki sefere yürüyerek gidip kapıya vursunlar.
- Evet, ama bunu bilmiyorlar. Muhtemelen içeri girmek için başka yollar arıyorlar.
- Let's not walk this way.
- Where are we going?
- This way now.
- Are you in trouble? Have you run away?
- My mommy told me to run away.
- Why?
- I guess because Henry didn't like me.
- Why was that?
- Martin came home.
- And who is he?
- Martin is Mommy and Henry's real son.
- Bu yoldan yürümeyelim.
- Nereye gidiyoruz?
- Şimdi buradan.
- Başın dertte mi? Kaçtın mı?
- Kaçmamı annem söyledi.
- Neden?
- Çünkü sanırım Henry beni sevmediği için.
- Neden o?
- Martin eve geldi.
- Ya o kim?
- Martin annem ve Henry gerçek oğlu.
- Let's not walk this way.
- Where are we going?
- This way now.
- Are you in trouble? Have you run away?
- My mommy told me to run away.
- Why?
- I guess because Henry didn't like me.
- Why was that?
- Martin came home.
- And who is he?
- Martin is Mommy and Henry's real son.
- Bu yoldan yürümeyelim.
- Nereye gidiyoruz?
- Şimdi buradan.
- Başın dertte mi? Kaçtın mı?
- Kaçmamı annem söyledi.
- Neden?
- Çünkü sanırım Henry beni sevmediği için.
- Neden o?
- Martin eve geldi.
- Ya o kim?
- Martin annem ve Henry gerçek oğlu.
- That was a year ago. She was all we had to carry. But she could hardly walk so I left her in the hospital. Some woman in labour screamed. That frightened her.
- Bu bir yıl önceydi. Taşıyacağımız tek şey oydu. Ama güçlükle yürüyordu bu yüzden onu hastahanede bıraktım. Doğuran bir kadın çığlık atıyordu ve bu da onu korkuttu.