go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 787 kişi  26 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

walk

walked, walked, walking, walks
f. yürümek
i. yürüyüş, gezinti, yol
  • Let me walk you inside
    No. I'm fine.
    I'll pick you up tomorrow morning.
    No. I'm really fine.
    İzin ver, içeri kadar sana eşlik edeyim.
    Hayır, ben iyiyim.
    Seni sabahtan alırım.
    Hayır, ben gerçekten iyiyim.
  • You can't walk into a building and say, " I want to be a talk show host."
    İçeri girip "Ben talk-show'cu olmak istiyorum" diyemezsin.

  • I have tried to walk around with this fake smile pretending everything was fine
    Her şey yolundaymış gibi yaparak, yüzümde bu sahte gülümseme ile etrafta yürümeye çalıştım.
  • Anyway,tomorrow, you can sleep in,
    take a nice,long walk on the beach...
    Her neyse, yarın, iyice uyursun, sahilde
    uzun, güzel bir yürüyüş yaparsın...
  • Take a walk and do your job.
    Haydi, yaylan ve işine bak.
  • Just pick up the tray and walk away.
    Hadi tepsiyi alıp uzaklaş.
  • Let's walk along the river.
    Hadi nehir boyunca yürüyelim.
  • He would rather walk with me in the evening than in the daylight, for he said that he hated to be conspicuous.
    Gündüzleri dikkat çekmekten nefret ettiği için akşamları benimle birlikte yürümeyi tercih ederdi.
  • They walk out, twirl, walk off.
    Gelirler, döner ve giderler.

  • Gary Cooper was a good friend. He was a great nature lover. He was like an American Indian, he knew every leaf that was turned over. It was an education to go for a walk with him.
    Richard Widmark
    Gary Cooper iyi bir dosttu. Büyük bir doğa aşığıydı. Bir Kızılderili gibiydi, dönen her bir yaprağı bilirdi. Onunla yürüyüşe gitmek bir eğitimdi.
  • What-what,you're gonna walk home?
    Eve yürüyerek mi gideceksin?
  • Elaine, take a walk with me to the Laundromat.
    Elaine, benimle çamaşırhaneye gelir misin?

  • Other coaches walk loudly while players are asleep.But our master walks silently when he comes into the gym not to wake us up.
    Diğer koçlar oyuncuları uykudayken ses çıkararak yürürler. Ama bizim antrenörümüz spor salonuna geldiğinde bizi uyandırmamak için sessizce yürür.
  • Walk out the door. Come back in. Let's take this whole scene again.
    Dışarı çık. Tekrar gir. Bütün sahneyi baştan alıyoruz.

  • In paradise, even the worms are cute.And in every tree, there's a whole paradeof characters from every walk of life.
    Cennette, kurtçuklar bile sevimlidir. Ve her ağaçta, hayatın tüm karakterlerinin görkemli bir geçiti vardır.
  • He could walk around the street pricking people with pins.
    Caddelerde dolaşıp insanlara iğne batıranlardan olabilir.

  • I sleep here. I walk around town. That's all.
    Byurada uyurum. Kasabada dolaşırım. Hepsi bu.
  • Do you know the story about the big mouth frog?
    Unfortunately.
    It's about a frog taking a walk in the forest.
    Büyük ağızlı kurbağa hakkındaki hikayeyi biliyor musun?
    Maalesef.
    Ormanda yürüyüşe çıkan bir kurbağa hakkında.
  • We can't let him walk out of here alive.
    Buradan sağ olarak çıkıp gitmesine izin veremeyiz.
  • It's a bad neighborhood. Maybe I should walk you to your car.
    Bu kötü komşuluk olur. Belki size arabanıza kadar eşlik etmeliyim.

663 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024