go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1067 kişi  21 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

than

bğ. den, dan, göre
  • - Rimmer, if you go through life without feeling never experiencing, you're no better than a jellyfish, no better than a bank manager.
    - I don't want this feeling. I want my own memory back.
    - Rimmer, hayatta birşeyler deneyimlediğini hissetmeden yaşarsan, bir deniz anasından ya da bir banka müdüründen daha iyi durumda değilsin demektir.
    - Bu duyguyu istemiyorum. Ben kendi hafızamı geri istiyorum.
  • - l can kill him.
    - Hush, keep it low.
    - lf l kill him, you can.. leave him. ln this place you're the nicest. They all treat me like dog.
    - No.. ln fact, you aren't that ugly. Dragon is a hundred times uglier than you are.
    - Do you know? l'll kill Dragon in Taiwan.
    - That's very risky.
    - If it's for you, l'm not scared at all.
    - Maybe you're right.
    - How can l see you again? There must be a way.
    - Onu öldürebilirim.
    - Şşşt, sesini alçak tut.
    - Eğer onu öldürürsem, ... onu terkedebilirsin. Buradaki en hoş kişi sensin. Diğerlerinin hepsi bana köpek gibi davranıyor.
    - Hayır... aslında sen o kadar da çirkin değilsin. Dragon senden yüz kat daha çirkin.
    - Biliyor musun? Dragon'ı Tayvan'da öldüreceğim.
    - Bu çok riskli.
    - Senin için olursa, hiç korkmam.
    - Belki de haklısın.
    - Seni tekrar nasıl görebilirim? Bir yolu olmalı.
  • - He hated them more than I do.
    - Frankie, they feel cheated.
    - Onlardan nefret ediyordu.
    - Frankie, aldatıldıklarını sanıyorlar.
  • - Why would I pay more than that?
    - Because I intend to squeeze you.
    - Neden daha fazlasını ödeyeyim?
    - Sizden para sızdırmak niyetindeyim.
  • - I hate the graveyard shift. It fucks my system.
    - All the shit you eat is fucking up your system. I love graveyard. No traffic. Nothing's worse than a 459 crosstown during rush hour.
    - You like graveyard because you have insomnia.
    - I know what puts me to sleep.
    - Mezarlık vardiyesinden nefret ediyorum. Sistemime sıçıyor.
    - O yediğin boklar sistemine sıçıyor. Ben mezarlığı seviyorum. Trafik yok. Hiçbir şey 459 şehirlerarasını kalabalık vakitte geçmekten kötü değildir.
    - Sen mezarlığı seviyorsun çünkü uykusuzluk sorunun var.
    - Beni ne uyutur biliyorum.
  • - They have just declared marijuana as a dangerous drug. Despite earlier claims by physicians that it is no more harmful than alcohol.
    - Marihuananın tehlikeli bir uyuşturucu olduğunu bildirdiler. Ancak daka önce doktorlar onun alkolden daha zararlı olmadığını iddia ediyorlardı.
  • - Your Majesty, more than half a million people participated in these strikes.
    - And the exact figure?
    - 589,528 people.
    - Majesteleri, yarım milyondan fazla insan bu grevlere katıldı.
    - Ve kesin sayı?
    - Beş yüz seksen dokuz bin beş yüz yirmi sekiz kişi.
  • - l'm scared. Please don't go tonight, stay here with me.
    - No, l'll sleep downstairs. l'll protect you. l'm ten times more brutal than Dragon.
    - When you're so disrespectfull ...
    - But now, you're crossing the line.
    - Please forgive me...
    - Korkuyorum. Lütfen bu gece gitme, burada benimle kal.
    - Hayır. Alt katta uyuyacağım. Seni korurum.Ben Dragon'dan on kat daha vahşiyim.
    - Bu kadar saygısız olduğunda...
    - Ama şimdi, çizgiyi aşıyorsun.
    - Lütfen, beni affet...
  • - It seems they were twins. Look at that marvelous girl!
    - My God! My friend, that girl is no more than thirteen years old.
    - That doesn't make her less attractive.
    - Sometimes these girls are women at the age of thirteen.
    - İkizmişe benziyorlar. Şu harikulade kıza bak!
    - Tanrım! Dostum, bu kız onüç yaşından daha fazla değil.
    - Bu, onu daha az çekici yapmıyor.
    - Bazen bu kızlar onüçünde kadın oluyorlar.
  • - Which village is that?
    - Chandanpur. You may have heard of it. lt's a 3 hour journey by train. And 2 hours 30 minutes by bus. So it must be about 200 miles away.
    - lt might be more than that.
    - Hangi köy bu?
    - Chandanpur. Duymuş olabilirsin. Trenle 3 saatlik bir yol. Ve otobüsle 2 saat 30 dakikalık. Yani 200 mil kadar uzalıkta olmalı.
    - Bundan daha fazla da olabilir.
  • - C'mon, Abu! Would you look at that? Just a handful of this stuff. This would make me richer than the sultan!
    - Hadi, Abu! Şuna bir bakar mısın? Bir avuç dolusu mal. Bu beni sultandan bile daha zengin yapabilir.
  • - It's a good place to be.
    - Any place better than here.
    - You his...
    - Yes I'm his...
    - This must be hell for you.
    - lt is. Hell, the after life...
    - Güzel bir yer.
    - Başka her yer buradan iyidir.
    - Sen onun...
    - Evet, ben onun...
    - Senin için cehennem azabı olmalı.
    - Öyle. Yaşamdan sonraki cehennem...
  • - You see today any laptop computer now can do a lot more damage than an atomic bomb. We just hate to remind people that it is the ultimate weapon of tomorrow.
    - Görüyorsunuz, bugün bir laptpp bilgisayar, atom bombasından daha çok zarara neden olabilir. İnsanlara bunun yarının silahı olduğunu hatırlatmaktan nefret ediyoruz.
  • - See there, I knew it. Can I tell you something?
    - I am listening.
    - I've only know you for... an hour or so, ...and yet, I feel like you understand me, ... better than my wife Helen ever did.
    - Gördün mü, biliyordum. Sana birşey söyleyebilir miyim?
    - Dinliyorum.
    - Seni sadece... yarım saat falandır tanıyorum ama yine de beni... karım Helen'ın hiç anlamadığı kadar anladığını hissediyorum.
  • -Anything you can wear I can wear better. In what you wear I'd look better than you
    - In my coat?
    - In your vest
    -In my shoes?
    - In your hat
    - No, you can't
    - Yes, I can
    - Giydiğin her şey bende daha iyi durur. Herne giyersen, ben senden daha iyi görünürüm onunla.
    -Paltomla?
    -Atletinle.
    -Ayakkabılarımla?
    -Şapkanla.
    - Hayır, daha iyi görünmezsin.
    - Evet, görünürüm.
  • - Disco, more than any other dance requires finess. Lean forward slightly and bend your knee for best effect. And your eyes! Maintain eye contact and give them a slight smile
    - Disko dansı, diğer her danstan daha çok ustalık ister. Hafifçe öne eğil ve iyi bir etki için dizini kır. Ve gözlerin! Göz temasında kal ve ona hafifçe gülümse.
  • - What happened to the werewolf that ate too much garlic?
    - What?
    - His bark was worse than his bite.
    - Çok fazla sarımsak yiyen kurt adama ne olmuş?
    - Ne olmuş?
    - Ulumaları bile ısırmasından daha kötü olmuş.
  • - Is there no one left to cast the bell?
    - Take me with you. Let me cast the bell for you.
    - Are you mad, boy?
    - Take me to the Prince. Honestly, I can make everything very well for you. You won't find anyone better than me; they're all dead.
    - Go to hell!
    - Okay! But I know the secret of bell-making, and I won't tell.
    - What are you saying?
    - I know the secret. My father knew the secret of bell-making. Before he died, he passed it to me.
    - Çanı toplayacak kimse kalmadı mı?
    - Beni de götürün. Sizin için çanı da toplayayım izin verin.
    - Sen delirdin mi, çocuk?
    - Beni Prens'e götürün. Dürüstçesi, herşeyi sizler için en iyi şekilde yapabilirim. Benden daha iyisini bulamazsınız; hepsi öldüler.
    - Cehenneme git!
    - Tamam! Ama çan yapmanın sırrını biliyorum ve söylemem.
    - Sen ne diyorsun?
    - Sırrı biliyorum. Babam çan yapmanın sırrını biliyordu. Ölmeden önce de onu bana iletti.
  • - He was handsomer than anybody I'd ever met. He looked just like James Dean.
    - Bugüne dek tanıştığım herkesten daha yakışıklıydı. James Dean'e benziyordu.
  • - It is the annual banquet and presentation of the highest honour our theatre has: for the Sarah Siddons Awards. I placed in presenting this highest honour. Surely no actor is older than I.
    - Bu tiyatromuzun her yıl Sarah Siddons Ödülleri için düzenlenen en onurlu yemeği ve sunumudur. Bu en onurlu geceyi sunmakla görevlendirildim. Elbette benden daha yaşlı bir aktörümüz bulunmuyor.

11,163 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024