go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 596 kişi  26 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

small

i. dar kısım
s. küçük, mini
  • And most off the small particles have been vaporized.
    Ve birçok küçük partikül buharlaştı.
  • The small flower in the small vases...
    Vazodaki küçük çiçekler…
  • All I need to do is find that one small mistake he made in his past
    Tek yapmam gereken onun geçmişinde yaptığı ufak bir hata bulmak

  • "And our sweet mother Evelyn
    had a small operation.
    Tatlı annemiz Evelyn de
    bir operasyon geçirdi.
  • We read your mind and it's all here.There's nothing too small that you didn't store for us to remember.
    Sizin aklınızı okuyoruz ve hepsi burada.hatırlamamız için hafızaya almadığınız, o kadar küçük bir şey yoktu.
  • I told you I don't like these sponges. They're too small.
    Sana söyledim, bu süngerleri sevmiyorum. Çok küçükler.

  • There's only a
    small modification in policy.
    Politikamızda küçük bir
    değişiklik olacak sadece.
  • The Prophet defeated the enemies of Islam even when he and his followers were small in number.
    Abu Bakar Bashir
    Peygamber, takipçisi azken bile İslam düşmanlarını yenmiştir.
    Abu Bakar Bashir
  • The Prophet defeated the enemies of Islam even when he and his followers were small in number.
    Abu Bakar Bashir
    Peygamber, kendisi ve takipçileri az sayıda oldukları halde İslamın düşmanlarını yendi.
  • Her window is covered with paper, but for a small gap. There are 3 stickers on the window.
    Penceresindeki küçük bir delik hariç her yeri kağıtla kaplamış. Camda 3 tane etiket var.
  • I have a small cabin in the woods.
    Ormanda küçük bir kulübem var.

  • Small town in Ohio named Massillon.
    Ohio'da Massillon isimli
    küçük bir kasabada.

  • Turns out my kid's jockstrap is too small.
    Oğluma giydirdiğim korse çok küçük geldi.

  • He abhors living that small cottage.
    O küçük kulübede yaşamaktan nefret ediyor.
  • Apparently, my hair contains
    small particles of fiberglass.
    Meğerse, saçımda küçük
    cam elyaf parçaları varmış.
  • There’s small shelf under the sink.
    Lavabonun altında küçük bir raf var.
  • There are no small coincidences and big coincidences.
    Küçük veya büyük tesadüfler yoktur.

  • And you know what the good thing
    about small towns is?
    Küçük kasabaların en iyi
    tarafı nedir biliyor musun?

  • Except for one small problem.
    Küçük bir sorun dışında.

  • He used to work in a small border town.
    Küçük bir sınır kasabasında çalışırdı.


1,232 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024