go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 669 kişi  05 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

small

i. dar kısım
s. küçük, mini
  • We came from a small town
    Küçük bir kasabadan geldik.
  • A small token.
    Küçük bir hatıra.
  • As a small child, I felt in my heart two contradictory feelings, the horror of life and the ecstasy of life.
    Charles Baudelaire
    Küçük bir çocuk olarak, kalbimde iki çelişkili duygu hissediyordum, hayatın dehşeti ve hayatın mutluluğu.
  • A small family place, good food.
    Everyone minds his business. Perfect.
    Küçük bir aile yeri. Yemekler iyi.
    Kimse kimseye karışmaz. İdeal.
  • Shut up and cut the small talk. I have a deal for you.
    Kapa çeneni ve o gereksiz konuşmaları bırak.Sana bir teklifim var.
  • The woman looked at a small control unit on her arm.
    Kadın, kolundaki küçük kontrol birimine baktı.

  • Despite having the largest mouth in the animal kingdom, the size of a small garage -they eat tiny crustaceans.
    Hayvanlar alemindeki en geniş ağıza sahip olsalarda, ki yaklaşık küçük bir garaj kadardır, küçük kabuklularla beslenirler.
  • I was on vacation at the Med Club on Patapita, a small island in the South Pacific.
    Güney Pasifik’te küçük bir ada olan Patapita’da Med Club’da tatildeydim.

  • No need for formalities. lt's just a small gift. One doesn't always get the chance to present gifts.
    Formaliteye gerek yok. Al sana küçük bir hediye. Hediye verme şansını her zaman bulamıyoruz.
  • Dozens of small boats, which are carrying detergents and straw, are working around the slick.
    Deterjan ve saman taşıyan düzinelerce küçük tekne petrol sızıntısının etrafında çalışıyor.

  • I said if he found a good woman and settled down.. ...l would gladly step aside.I even gave him a small wedding gift!
    Dedim ki, eğer iyi bir kadın bulursa ve hayatını düzene koyarsa, ben de zevkle kenara çekilebilir ve hatta düğün hediyesi bile verebilirim.
  • Should I check the grill to see if there's any children or small animals?
    Çocuklar veya küçük hayvanlar var mı diye grili kontrol etmeli miyim?
  • This town is too small for both of us.
    Bu şehir ikimiz için çok küçük.

  • At this range, the exit wound ought to be about the size of a small tangerine.
    Bu mesafede, çıkış yarası yaklaşık küçük bir mandalina boyutunda olmalı.
  • This is a small group of people.. ...who have shared a vision in common.
    Bu küçük bir insan grubu…ortak bir görüşe sahip.
  • We never worry about the big things, just the small things.
    Travis Barker
    Biz asla büyük şeylere değil küçük şeylere üzülürüz.
  • Break any problem into, or make any changes in, small increments.
    Anne Grant
    Bir sorunun içine zorla gir,yada içinde değişiklikler yap,küçük artışlarla.
  • A Latin teacher told me I might make a good actress, and that stuck in my memory. I did some modeling, and Polanski gave me that small part.
    Jacqueline Bisset
    Bir Latince öğretmeni bana iyi bir oyuncu olabileceğimi söyledi; ve bu benim hafızama kazındı. Biraz modellik yaptım ve Polanski bana bu küçük bölümü verdi.
  • A biomolecule is any organic molecule that is produced by a living organism, including large polymeric molecules such as proteins, polysaccharides, and nucleic acids as well as small molecules such as primary metabolites, secondary metabolites, and natural products.
    Biomolecule By Frederic P Miller, Agnes F Vandome, John McBrewster
    Bir biyomolekül yaşayan bir organizma tarafından üretilen, protein, polisakkarid ve nükleik asitler gibi büyük polimerik moleküller kadar birincil metabolitler, ikincil metabolitler ve doğal ürünleri de içeren tüm organik moleküllerdir.
  • Spotted pythons are small Australian pythons that prefer to live in caves and crevices.
    Benekli pitonlar mağara ve oyuklarda yaşayan küçük Avusturya pitonlarıdır.

1,232 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024