go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 916 kişi  29 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

been

[be] f. olmak, bulunmak, anlamına gelmek
  • Not really.
    She hadn't been here very long...
    Pek değil. Çok uzun süredir
    burada değildi ama...
  • I've been waiting for him to keep his part of the bargain.
    Pazarlıktan payına düşeni yapmasını bekliyorum.
  • We've been somewhat curious about your employer. Alexander Khasinau. Well, you're in good company.
    Patronunuz konusunda biraz meraklandık. Alexander Khasinau. Evet, siz iyi bir şirkettesiniz.
  • His passport's been invalidated,
    except to return here.
    Pasaportu buraya dönmenin haricinde
    hükümsüz kılınmış.
  • I've never been into parties, premieres or night-clubbing.
    Barry Gibb
    Partilerde,galalarda ve gece kulüplerinde asla bulunmadım.
  • He hasn't been near any parks,
    schools, nothing.
    Parklara, okullara yaklaşmadı.

  • It has? I've been out of town. How did you know?
    Öyle mi? Şehir dışındaydım. Nasıl öğrendiniz?

  • Your bus has been delayed and is expected to arrive 30 minutes late.
    Ötöbüsünüz ertelendi ve 30 dakika geç gelecek.
  • Have you been here before?
    Önceden gelmiş miydin hiç?

  • To read the assignment I hardly need to study elementary French, Professor Leland. I've been to Paris many times, and speak well enough to get by, thank you Mademoiselle Masterson please read the first paragraph on the last page and explain it,in French, of course.
    Ödevi okumak için başlangıç seviyesinde Fransızca çalışmaya neredeyse hiç çalışmam gerekmedi. Profesör Leland, Paris’e çok kez gittim ve derdimi anlatacak kadar konuşabiliyorum. Teşekkürler Matmazel Masterson, lütfen son sayfadaki ilk paragrafı okuyup, ve Fransızca açıklamasını yapın.
  • It's been three hours
    since that bus has gone missing.
    Otobüsün kaybolmasından bu yana üç saat
    geçti.
  • He arrives, wants to open his gate. The detector has been sabotaged.He gets out and bam.
    Oraya varıyor, bahçe kapısını açmak istiyor. Dedektöri birileri kasıtlı olarak bozmuş. Dışarı çıkıyor ve bum!!!
  • By the time they got there, the dig had been evacuated. FTL must have found whatever was buried there.
    Oraya vardıkları zaman, yurt boşaltılmıştı. FTL, oraya her ne gömüldüyse bulmuş olmalı.
  • I went there. Said they had never hear of a man by that name .The parcel was still there.It had never been opened.
    Oraya gittim. Bu isimde bir adam hakkında bir şey bilmediklerini söylediler. Koli hala oradaydı. Hiç açılmamış.
  • It's often been a sanctuary for me.
    Orası benim için bir sığınak gibidir.

  • She had been standing there waiting and sprung forward lightly, Gregor had not heard her coming at all, and as she turned the key in the lock she said loudly to her parents At last!.
    Orada duruyordu ve bekliyordu ve öne doğru hafifçe eğilmişti.Gregor onun gelişini hiç duymamıştı.ve o anahtarı kilitin içinde çeviriken O,ebeveynlerine yüksek sesle sonunda,nihayet dedi.
  • The almost vertical little ostrich feather on her hat, which had been source of irritation to Samsa all the time she had been working for them, swayed gently in all directions.
    Onun şapkasında neredeyse dikey küçük devekuşu tüyü,bu Samssaya sinir bozucu kaynak olmuştu,sürekli onlar için çalımaktaydı,bütün yönlerde kibarca hükmetti.
  • No one really knows what it is, because we haven't been able to explore it.
    Onun ne olduğunu gerçekten hiç kimse bilmiyor, çünkü onu araştıramadık.
  • His intelligence has been accurate.
    Onun (verdiği) istihbarat şimdiye kadar kusursuzdu.
  • I'm so glad you've found her.I've been looking all over for you.
    Onu bulduğunuza çok memnun oldum. Her yerde onu arıyordum.

9,918 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024