go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1115 kişi  20 Haz 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

been

[be] f. olmak, bulunmak, anlamına gelmek
  • These two are Australians. The bald one is Mick Katie.The other is said to have been raised by Aborigines.
    Bu ikisi Avusturalyalı. Kel olanın adı Mick Katie. Diğerinin Aborjinler tarafından büyütüldüğü söyleniyor.
  • I've been a really
    good boyfriend tonight.
    Bu gece, gerçekten çok iyi
    bir erkek arkadaş oldum.
  • These females has been carrying around about twenty thousand fertilised eggs.
    Bu dişiler oraya buraya yaklaşık yirmi bin döllenmiş yumurta götürmektedirler.
  • We've been unable to determine at this time how many have been killed.
    Bu defa kaç tanesinin öldüğünü saptamaya muktedir olamadık.
  • Well, it's been a little slow,
    Bu aralar işler biraz durgun...
  • I think that just might
    have been cocky forest talk.
    Bu ancak ukala bir orman
    konuşmasından ibaret olabilir.
  • How long have you been at this conference?
    Bu ​​konferansa ne zamandır katılıyorsun?

  • He's been asking all around
    the neighborhood about you.
    Bölgedeki herkese seni soruyormuş.
  • People our age don't fall in love.
    I mean, I've never even been in love.
    Bizim yaşımızdaki insanlar âşık olmaz.
    Yani, ben hiç âşık olmadım.
  • They’re the ones we’ve been following.
    Bizim takip ettiklerimiz onlar.

  • There has never been any distance between us,and there never will be.I love you, Nick.I love you.
    Bizim aramızda hiçbir mesafe olmamıştı olmayacak da. Seni seviyorum Nick.Seni seviyorum.
  • I've been thinking about things and
    there was a slogan in your book...
    Biraz düşündüm de, portföyünde
    bir slogan vardı ya...
  • You've been painting in there for over a year.
    Bir yıldan fazladır burada resim yapıyorsun.
  • We were under the impression that there had been an alien incursion.Special Forces were sent.
    Bir uzaylı saldırısı olduğu kanısındaydık. Özel kuvvetler yollanmıştı.
  • An election official has the right to go into the voting booth and examine the ballot which has been marked by the voter.
    Bir seçim memurunun oy kabininin içine girip, oy veren tarafından işaretlenen oy pusulasını incelemeye hakkı vardır.
  • A chair had been placed close to the central window, with its back turned towards it.
    Bir sandalye orta pencereye yakın yerleştirilmişti, arkası ona dönük şekilde.
  • A woman would rather visit her own grave than the place where she has been young and beautiful after she is aged and ugly.
    Thomas Hardy
    Bir kadının yaşlanıp çirkinleştikten sonra genç ve güzel olduğu yeri ziyaret etmesindense kendi mezarını ziyaret etmesi daha iyidir.
  • I've even been singled
    out a few times.
    Bir kaç kez seçilmişliğim bile var.
  • We've been jumping randomly
    from one universe to the next.
    Bir evrenden rastgele
    başka bir evrene gidiyoruz.
  • He says he's been working out.
    Bir de egzersiz yaptığını söylüyor.

9,918 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025