go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1061 kişi  15 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

been

[be] f. olmak, bulunmak, anlamına gelmek
  • I have been confined to the side building, since the flooding last year.
    Geçen yılki selden beri, binanın bu bölümüne sıkışıp kaldım-sadece bu tarafında yaşıyorum.
  • He walked out of his cottage late last friday afternoon and hasn't been seen since.
    Geçen cuma öğleden sonra geç vakitlerde kulübesinden dışarı çıktı ve o zamandan beri görülmedi.
  • With all the worry they had been having of late her cheeks had become pale, but, while they were talking, and Samsa were struck, almost simultaneously, with the thought of how their daughter was blossoming into a well built and beautiful young lady.
    Gecikmeyle ilgili onların yaşadığı bütün endişeden dolayı onun yanakları solmuştu,fakat onlar konuşuyorlarken,ve onların kızının nasıl gelişeceği ve güzel genç bir bayan olacağı düşüncesiyle,neredeyse aynı anda,Samsa rahatsız oldu.
  • I wonder if I've been changed in the night? Let me think: was I the same when I got up this morning? I almost think I can remember feeling a little different.
    Gece değişip değimediğimi merak ediyorum.Bir düşüneyim:bu sabah kalktığımda aynımıydım?Sanırım neredeyse biraz farklı hissettiğimi hatırlayabiliyorum .
  • Through our newspaper contacts
    we've been able to put out material...
    Gazetelerdeki adamlarımız kanalıyla
    bazı şeyler yayınlattık.
  • I've never been to France. I mean...
    Fransa'ya hiç gitmemiştim. Yani...
  • The freshest moments in my films have always been with unknown actors.
    John Singleton
    Filmlerimdeki en canlı anlar her zaman bilinmeyen aktörlerleydi.
  • The elephant is dead The vet said it had been lonely
    Fil öldü. Veteriner yalnızlık çektiğini söyledi.
  • I've been thinking a lot about how fleeting life is,
    Fani hayat hakkında düşünüp duruyordum,

  • But if I'm not the same, the next question is, Who in the world am I? Ah, THAT'S the great puzzle!' And she began thinking over all the children she knew that were of the same age as herself, to see if she could have been changed for any of them.
    Fakat,eğer ben aynı değilsem,sonraki soru;ben dünyada kimim?ah, bu büyük bir bilmece!onlardan herhangi biri için onun değiştirilip değiştirilmediğini anlamak için, kendisi gibi aynı yaşta olan ve onun bildiği tüm çocuklarla ilgili düşünmeye başladı.
  • You haven't been to her house once, have you?
    Evine hiç uğramadın, değil mi?

  • Yes, yes, my car has been stolen.
    Evet, evet, arabam çalındı.

  • Yeah, just a routine procedure
    I've been putting off.
    Evet, erteleyebileceğim
    rutin bir kontrol.
  • Yeah, I've been told.
    Evet, daha önceden de
    söylemişlerdi.
  • Yeah, and you've been living
    here seven years,
    Evet, ama sen yedi senedir
    burada yaşadığına göre,…
  • Equality? That's a lie. There's no such thing as equality. It's been one year now, since that disastrous act of terrorism last Christmas.
    Eşitlik? Bu bir yalan. Eşitlik diye bir şey yok. Şu an, geçen Noel’deki şu feci terör eyleminden bu yana bir yıl oldu.
  • His wife's very sick.
    He's been drinking a lot.
    Eşi çok hasta.
    Son günlerde çok içiyor.
  • Is that all you've been concerned about?
    Endişelendiğin şey bu mu?
  • First it was fun because I had been kept indoors for so long,but then I started to get tired.
    En başta eğlenceliyi çünkü içeride uzun süre kapalı kalmıştım. Ama sonraları sıkılmaya başladım.
  • I assume that you hear at least that conversation, which means that you know that I'm a reporter and I've been trying to figure out what happened to Danny.
    En azından o konuşmayı duyduğunu varsayıyorum, bu da benim bir muhabir olduğumu ve Danny'e ne olduğunu bulmaya çalıştığımı bildiğin anlamına gelir.

9,918 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024