importance | I did not expect to meet a person of such importance.You do me a great honor. |
| Böylesine önemli biriyle tanışmayı beklemiyordum. Bana büyük şeref verdiniz. |
 |
expect | I don't expect
anything to happen. |
| Bir şey olmasını
beklemiyorum. |
 |
John Engler | I expect my next job to be outside government.
John Engler |
| Bir sonraki işimin resmiyet dışı olmasını umuyorum. |
 |
occasion | We expect.. ...a lot of VIP' Yes, we've booked the artist This occasion can't just come and go. We must record it. |
| Bir çok VIP’in gelmesini bekliyoruz. Evet, sanatçıyı ayarladık. Bu fırsat öyle gelip gidemez. Bunu kaydetmeliyiz. |
 |
opposite | It's the opposite
of what you expect. |
| Beklediğinin tam tersi. |
 |
demand | Mr. Ng, we demand a private conversation.We expect you to make the proper arrangements. |
| Bay Ng, özel bir görüşme istiyoruz. Gerekli bütün ayarlamaları yapmanızı bekliyoruz. |
 |
account | I didn't take into account the [bak:feeling]s of my friend. I [bak:guess] I hadn't [bak:expect]ed that. |
| Arkadaşımın duygularını hesaba katmadım. Sanırım bunu beklemiyordum. |
 |
depend | Roger that. Expect to regain signal in three minutes. lt all depends on the heat shield. |
| Anlaşıldı.3 dakika içinde yeniden signal almaya hazır ol. Hepsi ısı kalkanına bağlı. |
 |
their | Those who try to deceive may expect to be paid in their own coin. |
| Aldatmaya çalışanlar kendi bozuk paralarıyla ödeme yapılacağını umabilirler. |
 |
expect | and now you expect me
to work with him again? |
| ...şimdi tekrar onunla çalışmamı mı
bekliyorsun? |
 |
expect | anybody would expect to have a gun. |
| ...beklenen son kişisin. |
 |
expect | ...but do you expect me to believe
that you don't know left from right? |
| ...ama sağını solunu bilmediğine
inanmamı mı bekliyorsun? |
 |
add | -I want to smoke,Would you mind...? I'm sorry you are eating. My boss is mad at me, too
- I bet he was. I just added another seven minutes to your life. I don't expect a thank you! |
| -Sigara içek istiyorum. Bir sakıncası yoksa..? Ah özür dilerim yemek yiyorsun. Patronum da bana kızdı.
-Bahse girerim ki öyledir. Bende yaşamına yedi dakika ekledim. Teşekkür beklemiyorum! |
 |
uniform | -Don't tell me you're Dr. Smith.
- That's me. The army psychiatrist. Maybe you expected me to be in uniform.
-No.I didn't expect anybody so young.
- |
| -Bana doktor Smith olduğunuzu söylemeyin.
-Benim. Ordu psikiyatrı. Belki de üniformalı olacağımı bekliyordunuz.
-Hayır. Bu kadar genç birini beklemiyordum. |
 |
generally | - It arrived on your spaceship. It kills on sight and is generally unpleasant.
- You expect me to accept all this? |
| - Sizin uzay aracınıza ulaştı. Gördüğü her şeyi öldürüyor ve genelde de çok kötü.
- Tüm bunlara inanmamı beklemiyorsun değil mi? |
 |
expect | - Do you expect me to find a substitute for you just like that?
- I don't want to work with him in the same office.
|
| - Senin yerine sadece bunun gibi bir vekil bulmamı mı bekliyorsun?
- Kendisi ile aynı ofiste çalışmak istemiyorum.
|
 |
glad | - I didn't expect you back so soon.
- Here I am .
- I'm glad to see you.
- I'm glad to be back. |
| - Seni bu kadar erken beklemiyordum.
- İşte burdayım.
- Seni gördüğüme memnun oldum.
- Ben de geri döndüğüme memnun oldum. |
 |
expect | - What was I saying, God, I can't remember anything. Dead, I'm a dead man.
- You expect pity?
|
| - Ne diyordum, Tanrım, hiçbir şey hatırlayamıyorum. Ölü, ben ölü bir adamım.
- Merhamet mi bekliyorsun?
|
 |
key | - I can't remember anything. Dead. I'm a dead man.
- You expect pity?
- I expect you to hand over those keys and then... move your nigger ass out of my room.
- What did you say?
- Move your nigger, spade...
|
| - Hiçbir şey hatırlayamıyorum. Ölü. Ben bir ölüyüm.
- Acımamı mı bekliyorsun?
- Şu anahtarları bana vermeni ve sonra... zenci poponu odamdan götürmeni bekliyorum.
- Ne dedin sen?
- Zenci belini götürmeni... |
 |
hall | - Hey, what are we? Just people that pass in hallways?
- I guess.
- I expect too much then.
|
| - Hey, neyiz biz? Koridorlarda karşılaşan insanlar mıyız sadece?
- Sanırım.
- Ben çok fazla şey bekliyorum o zaman.
|
 |