go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1790 kişi  10 Arl 2025 
 En çok kullanılan kelimeler
 En çok kullanılan fiiller
 Sınav Kelimeleri
 Diğer
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

present
presented, presented, presenting, presents
f. sunmak
i. şimdiki zaman, armağan
s. mevcut
  • At present I can't accept the holy charity of this monastery.
    Şu anda bu manastırın kutsal bağışını kabul edemem.
  • I'm still intimidating you. I had the feeling you were both absent and present at the same time.
    Sizi uyarıyorum. Her ikinizde burdasınız ama aklınız burada değil.
  • Senator Cheryl Adams is going to present the awards.
    Senatör Cheryl Adams ödülleri sunacak.

  • In his speaking of things and people, and especially of battles, he spoke as if he had been present at them all.
    Olaylardan ve insanlardan, özellikle de savaşlardan bahsederken, sanki hepsinde bulunmuş gibi konuşurdu.
  • I went to go and get Nick's birthday present.
    Nick'in doğum günü hediyesini almaya gittim.

  • I went to go and get
    Nick's birthday present.
    Nick'in doğum günü
    hediyesini almaya gittim.

  • Cuban cigars. It's a present from my father.
    Küba purosu. Babamdan bir hediye.

  • One doesn't always get the chance to present gifts.
    İnsan her zaman hediye verme fırsatını yakalayamıyor.
  • Thanks for coming, and thanks for the present.
    Geldiğin için ve hediyen için teşekkürler.

  • No need for formalities. lt's just a small gift. One doesn't always get the chance to present gifts.
    Formaliteye gerek yok. Al sana küçük bir hediye. Hediye verme şansını her zaman bulamıyoruz.
  • A good part of his present position at the institute is due to your valuable research.
    Enstitüdeki şu andaki poziyonunun önemli bir kısmını senin değerli araştırmalarına borçludur.
  • Because it was the first present my dad sent me from America.
    Çünkü bu babamın bana Amerika'dan gönderdiği ilk hediyesiydi.
  • Uncle Charlie wanted me to give
    Chelsea this birthday present.
    Charlie amcam, Chelsea'ye bu doğum
    günü hediyesini vermemi istedi.

  • In this adverse political climate Hungary disciplined.. now gives a handle to hostile powers to present an unfavourable picture of the Monarchy.
    Bu olumsuzlukta disipline edilmiş Macaristan siyasi havası şimdi Monarşinin hoşa gitmeyen bir resmini sunmak için düşman güçlere bir fırsat tanımaktadır.
  • This is a present for you.
    Bu ​​sizin için bir hediye.

  • Certainly he can present a bill
    for such services.
    Bizden bu işin karşılığını da isteyebilir.
  • My job is to present facts.
    Benim işim gerçekleri sunmak.
  • Besides, she's mad at me anyway because of my birthday present.
    Ayrıca, benim doğumgünü hediyem yüzünden bana zaten kızgın.

  • when we're truly in
    the present moment
    ...ve ne geçmişe ne de geleceğe bakmadığımız...
  • I want you to go up there and give Chelsea the present.
    ...oraya gidip, Chelsea'ye hediyeyi
    vermeni istiyorum.


705 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025