go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 573 kişi  06 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

ten

i. on, onlu, onluk
  • That's ten dollars out of your pay. Since you're a generous man,share the rest with your friends here.
    Bu 10 doları senin maaşından keseceğim. Sen cömert bir adamsın ya, arkadaşlarınla paylaşsana geri kalanı.
  • My parents looked at me like I smashed the Ten Commandments.
    Bizimkiler sanki "On Emir"den birisini çiğnemişim gibi davrandılar.

  • He's ten times tougher than me,
    my brother. He's old-fashioned.
    Benden on kat daha çetindir, ağabeyim.
    Eski kafalıdır.
  • To me marriage is for five or ten years.
    Cher
    Bana göre evlilik 5 yada 10 yıl sürer.
  • 'I'm afraid I am, sir,' said Alice; 'I can't remember things as I used-and I don't keep the same size for ten minutes together!'
    Alice,korkarımki benim bayım,eskisi gibi bazı şeyleri hatırlayamıyorum,aynı büyüklüğü on dakika birlikte tutamıyorum,dedi.
  • Until 45 I can play a woman in love. After 55 I can play grandmothers. But between those ten years, it is difficult for an actress.
    Ingrid Bergman
    45 yaşına kadar, aşık bir kadını oynayabilirim. 55 yaşından sonra büyük anne rolünü yapabilirim. Ancak bu aradaki on yıl, bir aktris için zor bir dönemdir.
    Ingrid Bergman
  • 29 September.--Last night, at a little before ten o'clock, Arthur and Quincey came into Van Helsing's room.
    29 Eylül,dün gece,saat on civarıydı,Arthur ve Quincey Van Helsing'in odasına geldilker.
  • You got to like that he can add ten and two.
    10 ve 2'yi topladığı için
    hakkını vermelisin.
  • Um, can you give me ten back?
    10 dolarımı geri verebilir misin?
  • Ten more minutes, and that's it, I'm leaving.
    10 dakika daha, bu kadar, ondan sonra ben gidiyorum.


  • - How long have yo been unemployed, Mr. Edison ?
    - Ten weeks now - Ten weeks, was that Monday will mark the 10th anniversary of my unemployment..
    -Ne kadar süredir işsizsiniz, Bay Edison?
    -On haftadır- Pazartesi günü işsizliğimin onuncu yıl dönümünün tamamlandığı on haftadır
  • -We have to go, our movie starts in ten minutes - Want to come? - Sure. Give me a minute to get ready.
    -Gitmeliyiz, filmimiz on dakika sonra başlayacak. -Gelmek istiyor musun? -Tabi ki. Hazırlanmam için bana bir dakika ver.
  • - Thanks to him, I spent ten years in prison.. ...and they cut off half my tongue. I'll kill him! I'll kill him! I'll kill him!
    - He's innocent, brother. He's betrayed no one. I swear it by the Holy Christ.
    - Onun sayesinde, hapiste on yıl geçirdim... ve dilimin yarısını kestiler. Onu öldüreceğim! Öldüreceğim! Öldüreceğim!
    - O masum, kardeşim. Kimseye ihanet etmedi. Kutsal İsa üzerine yemin ederim.
  • - You've mistaken him for another.
    - I'm not mistaken. I recognize you, Judas.
    - How handsome he used to be then. Now he has lost his looks.
    - Thanks to him, I spent ten years in prison......and they cut off half my tongue. I'll kill him! I'll kill him!
    - He's innocent, brother. He's betrayed no one. I swear.
    - Onu bir başkasıyla karıştırdın.
    - Karıştırmadım. Seni tanıdım, Judas.
    - O zamanlar ne kadar da yakışıklıydı. Şimdi o görüntüsünü kaybetmiş.
    - Onun yüzünden... on yılımı hapiste geçirdim. .. ve dilimin yarısını kestiler. Onu öldüreceğim. Onu öldüreceğim!
    - O masum, kardeşim. Kimseye ihanet etmedi. Yemin ederim.
  • - Ten days ago, my father wrote his will. Let me read it to you.
    - Don't bother, read the essential.
    - My father does not want to be buried.
    - On gün önce, babam vasiyetini yazdı. Sana okumama izin ver.
    - Canını sıkma, çok önemli olanları oku.
    - Babam gömülmek istemiyor.
  • - Do you have ten seconds, too?
    - Instructors are allowed 45 seconds.
    - Give me a ladle! Give me one.
    - Hurry! Give it to him. That's an order.
    - We might have to use some deadly weapons.
    - On dakikan var mı?
    - Eğitmenlerin 45 dakika izinleri var.
    - Bana bir kepçe ver! Hadi, ver onu.
    - Çabuk! Ver şunu ona! Bu bir emirdir.
    - Daha öldürücü silahlar kullanmak zorunda kalabiliriz.
  • - l'm scared. Please don't go tonight, stay here with me.
    - No, l'll sleep downstairs. l'll protect you. l'm ten times more brutal than Dragon.
    - When you're so disrespectfull ...
    - But now, you're crossing the line.
    - Please forgive me...
    - Korkuyorum. Lütfen bu gece gitme, burada benimle kal.
    - Hayır. Alt katta uyuyacağım. Seni korurum.Ben Dragon'dan on kat daha vahşiyim.
    - Bu kadar saygısız olduğunda...
    - Ama şimdi, çizgiyi aşıyorsun.
    - Lütfen, beni affet...
  • -I bet ten dollars. I get $60 back.
    -Okay.Roll the dice.
    -Let me think. Three.It's gonna be three.
    - Ben 10 dolar koyuyorum. $60 geri alacağım.
    -Tamam. Zarı at.
    - Bir düşüneyim.Üç. Üç sayısı çıkacak.
  • - Dad was obsessed with hygiene. He made me wash my hands ten times a day. After a while I just pretended.
    - Babam hijyen takıntılıydı. Ellerimi günde on kez yıkattırırdı bana. Bir süre sonra yıkar gibi görünmeye başladım.
  • 'Between nine and ten last night Police-Constable Cook, of the H Division, on duty near Waterloo Bridge, heard a cry for help and a splash in the water.

535 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024