go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 225 kişi  18 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » maybe

maybe

zf. belki
  • Maybe if you try saying the first thing.. that comes into your mind, we can get at the root anxiety.Just say it, no matter how silly it seems to you.
    Belki aklına gelen ilk şeyi söylersen, endişenin köküne inebiliriz. Sana ne kadar aptalca gelirse gelsin, sadece söyle.
  • You know those carts with the horses with the feathers on their heads? I thought maybe we could take a ride around the island
    Başlarında tüyler olan atların çektiği at arabalarını biliyor musun? Düşündüm de belki adanın çevresinde (o arabalarla) dolaşabiliriz.
  • Well, look, maybe she won't take it.
    Bak, belki borç almak istemez.

  • If you really want, maybe I can contact the guy in Singapore.
    Ama gerçekten istiyorsan, belki ona Singapur'da ulaşabilirim.

  • by any chance, do you want to
    go out and maybe grab a bite?
    ...dışarı çıkıp, bir şeyler
    yeme şansımız var mı?
  • maybe it'll piss him off enough to make him call me.
    ...belki bu onu beni arayacak kadar kızdırabilir.

  • ...then maybe this idea is not for you.
    ...belki bu fikir size göre değil.

  • ...I guess maybe some little problems could arise.
    ...bazı küçük problemler çıkabilir.

  • but maybe we should start talking about,
    ...ama belki şeyi
    konuşmaya başlamalıyız...
  • -I heard the sound in the bedroom again I know someone was in there
    -No one was.
    - Maybe actually in the bed under the covers, with a knife.
    -Yatak odasında yine bir ses duydum. Orada biri olduğunu biliyorum.
    -Kimse yoktu.
    -Belki örtünün altında bıçaklı biri gerçekten vardı.
  • -Pick up the rug on Saturday, if that's convenient.
    - Well, I leave for England tomorrow afternoon. Maybe I could bring the rug over.
    -Uygunsa Cumartesi günü halıyı al.
    - Peki, yarın öğleden sonra İngiltere'ye gideceğim. Belki halıyı getirebilirim.
  • - You know, you should call Manya. - Maybe I will.
    -Manya'yı aramalısın. -Belki ararım.

  • -There. He's coming back. - ln the beige raincoat? -Yes. Maybe he's looking for me.
    -İşte. Geri geliyor. -Bej rengi yağmurluklu mu? –Evet. Belki beni arıyordur.
  • -Don't tell me you're Dr. Smith.
    - That's me. The army psychiatrist. Maybe you expected me to be in uniform.
    -No.I didn't expect anybody so young.
    -
    -Bana doktor Smith olduğunuzu söylemeyin.
    -Benim. Ordu psikiyatrı. Belki de üniformalı olacağımı bekliyordunuz.
    -Hayır. Bu kadar genç birini beklemiyordum.
  • - Are you telling me that the ClA was behind Beanie Babies?
    - Be careful These are not ordinary Beanie Babies.Watch. Maybe they are ordinary Beanie Babies.
    - Come on. .So what does Diaz have to do with all this stuff?
    -Bana CIA’in Beanie Bebeklerinin peşinde olduğunu mu söylüyorsun?
    -Dikkatli ol. Bunlar sıradan Bearnie Bebekleri değiller. İzle. Belki sıradan Bearnie Bebekleridirler...
    -Hadiii. Öyleyse Diaz’ın bunlarla ne işi var?
  • - All right I'll walk you to your car, if you'd like.
    - Yeah. Sure. It's a bad neighborhood.
    - Maybe I should walk you to your car.
    - I don't have a car.
    - You want a ride home?
    - No, thank you. I'd like to walk. Are you okay to drive?
    - I'm not drunk. You think I am? You'll know when I'm drunk. I'll be throwing up. And I never throw up, so...
    - Tamam. İstersen, seninle arabana kadar yürüyeyim.
    - Evet, elbette. Kötü bir mahalle.
    - Belki de seninle arabana yürümeliyim.
    - Arabam yok.
    - Eve bırakmamı ister misin?
    - Hayır, teşekkür ederim. Yürümek istiyorum. Sen kullanabilecek misin?
    - Sarhoş değilim. Öyleyim mi sandın? Sarhoş olsam anlardın. Kusarım. Ve ben hiç kusmam... o yüzden...
  • - Let's see now. Where shall I hang these?
    - Maybe over on...
    - Here's a good place.
    - Şimdi bir bakalım.Bunları nereye asacağım?
    - Belki şeyin üstüne...
    - Burası gayet iyi bir yer.
  • - I flew with him during the war. It won't make my job easier. Ted Striker was a crack flight leader He was one of those men who... felt too much inside. Maybe you know that kind.
    - Savaşta onunla birlikte uçtum. İşimi hiç de kolaylaştırmayacak bu. Ted Striker, deneme uçuş lideriydi. İçinde çok fazla şey hisseden adamlardan biriydi. Belki bu tür kişileri bilirsiniz.
  • - I woke in the morning with this tune in my head. I thought "I don't know this tune or do I?"
    - An old jazz tune or something?
    - My dad knew a lot of old jazz, maybe I remembered it from somewhere.
    - Sabah kafamın içinde bu melodi ile uyandım. 'Bu melodiyi bilmiyorum yoksa biliyor muyum?' diye düşündüm.
    - Eski bir caz melodisi falan mı?
    - Babam çok fazla eski caz bilirdi, belki onu bir yerlerden hatırlamışımdır.
  • - l can kill him.
    - Hush, keep it low.
    - lf l kill him, you can.. leave him. ln this place you're the nicest. They all treat me like dog.
    - No.. ln fact, you aren't that ugly. Dragon is a hundred times uglier than you are.
    - Do you know? l'll kill Dragon in Taiwan.
    - That's very risky.
    - If it's for you, l'm not scared at all.
    - Maybe you're right.
    - How can l see you again? There must be a way.
    - Onu öldürebilirim.
    - Şşşt, sesini alçak tut.
    - Eğer onu öldürürsem, ... onu terkedebilirsin. Buradaki en hoş kişi sensin. Diğerlerinin hepsi bana köpek gibi davranıyor.
    - Hayır... aslında sen o kadar da çirkin değilsin. Dragon senden yüz kat daha çirkin.
    - Biliyor musun? Dragon'ı Tayvan'da öldüreceğim.
    - Bu çok riskli.
    - Senin için olursa, hiç korkmam.
    - Belki de haklısın.
    - Seni tekrar nasıl görebilirim? Bir yolu olmalı.

963 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024